Üç, beş parça eşyayı alarak binlerce yıldır yaşadıkları evlerinden, bahçelerinden, yarım kalmış sevdalarından, çiçeklerinden, tavuklarından, kuzularından, mezarlarından koparılarak göç ettiler. Yıl 1989'du. Kapıkule'yi geçince derin bir nefes aldılar. Bulgaristan eski Başbakanı Todor Jivkov'un acımasız zulmünden kaçan soydaşlarımızın Türkiye'ye gelişinin 30'uncu yılında Tekirdağ'da hüzünlü bir buluşma gerçekleşti. Türkiye'ye sığınan yaklaşık 400 bin soydaşımız arasında Köse Ailesi de vardı. Gürsel- Ayşegül Köse çifti, yanlarına çocukları Ayhan(8) ile Aynur'u(6) alarak Edirne Tren Garı'na ulaşmıştı. Gazeteci Behiç Günalan o anları fotoğraf makinesi ile ölümsüzleştirdi. Aynur, Gar'da beklerken, oturduğu bavulun üzerinde bebeğinin saçlarını tararken yakalanmıştı objektife. Fotoğraf dünya çapında gazete ve dergilerde kapak oldu.
O oyuncak bebek, Aynur ve ailesi, 30 yıl sonra fotoğrafı çeken Behiç Günalan'la buluştu. SABAH'a konuşan Behiç Günalan, "Herkes kendi derdiyle uğraşıyordu. Yüzlerde korku vardı. Göç olgusunun bütün can yakıcılığına karşın bir kız çocuğu çocukluk dünyasının içinde bebeğinin saçlarını tarıyor, onu güzelleştirmeye uğraşıyordu. Dondum, deklanşörümün sesini bile duyamamıştım. O kareyi çekerken vizörümün arkasından bakarken gözyaşlarımı tutamamıştım. O çocuk şimdi büyüyüp, anne olmuş. 30 yıl sonra aynı karedeyiz... Hep, 'Acaba ne yapıyor. Nasıl bir hayat kurdu' diye merak ederdim. İsmini bile yeni öğrendim..." dedi.
O BEBEĞİ SAKLIYOR
Yıllar sonra gerçekleşen buluşmanın çok büyük sürpriz olduğunu söyleyen Aynur Yavuzkan ise, "Bebeğimi hiçbir zaman ayırmadım yanımdan. Gözüm gibi baktım o bebeğe. 30 yıl sonra fotoğrafımı çeken Günalan'la bir arada olmak benim için büyük bir mutluluk. Bu anıyı hayatım boyunca unutmayacağım" diye konuştu.
Göçmen karşıtı Trump'tan yeni öneri "Bacaklarından vurulsunlar"