Büyükşehir Belediyesi'nin yaşananlara seyirci kalması sonucu heyelanın etkisi giderek arttı. 100 hektarın üzerinde bir alan toprak kaymasının etkisi altına girdi. Kayma nedeniyle elektrik direkleri yan yatarken yollar da, meydana gelen bozulmalar nedeniyle araç trafiğine kapatıldı.
ALİAĞA'DA DEĞİL HARMANDALINDA NÖBET TUTUN
Bu güne kadar kaymadan etkilenen 17 ev ile bir hayvan ağılı can ve mal güvenliği olmadığı gerekçesi ile boşaltıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin toprak kaymasına seyirci kalması Harmandalında yaşayan vatandaşları isyan ettirdi. Harmandalı Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Dursun Ali Kazar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesine giderek Harmandalı'na çöp dökümünün durdurulması ve çöplüğün kapatılması istemiyle başvuruda bulundu. Adliye önünde heyelan nedeniyle evleri boşaltılan vatandaşlar, siyasi parti ve STK temsilcileri ile birlikte basın açıklaması yapan Kazar; "Harmandalında facia geliyorum diyor kimse oralı bile olmuyor. Her ne hikmetse sesimizi kimse duymuyor, duymak istemiyor. Bugün Harmandalı halkı hakkını aramak için burada. Siyasi parti ve STK temsilcileri, heyelan nedeniyle evleri yıkılan mağdur vatandaşlar burada. Burada bir tek kesim yok onlarda çevreciler. İzmir'de kendilerini çevreciyim diye adlandıranlar nerede çok merak ediyorum. Buradan çevreciyiz diye geçinen arkadaşlara sesleniyorum. Brezilya'dan gelen Sao Paulo gemisi için Aliağa'da nöbet tutacaklarına gelsinler Harmandalında nöbet tutsunlar, bizim yanımızda olsunlar. Harmandalı doğası ile insanı ile ölüyor" diye konuştu.
BİLİMSEL RAPORLAR YOK SAYILIYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesinin bilim insanlarının hazırladığı raporlara aldırış etmediğini Harmandalı Çöp Depolama alanına her gün binlerce ton çöp dökmeye ettiğini belirten Kazar; "Bizler Harmandalı sakinleri olarak öncelikle Harmandalı Çöp Depolama alanına çöp dökümünün ivedi olarak durdurulmasını ardından da gerekli projelendirmenin yapılıp önlem alınmasını, felaketin önüne geçilmesini istiyoruz." diye konuştu.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ
Bölge Adliye Mahkemesinden sonra önümüzdeki günlerde görevini kötüye kullanan büyükşehir belediyesi yetkilileri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri hakkında da suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Kazar; "Kamu görevi yapmak demek yan gelip yatmak değildir. Kamu görevi yapmak demek görevini yerine getirmek demektir. Orada maalesef yapılması gereken işleri yapmamak yatmak keyfi olarak yatmak vardır. Bilimsel raporlarda bunu açıkça göstermektedir. Görevlerini yapmayanlarla mahkeme önünde hesaplaşacağız. Adalete güveniyoruz. Hak, hukuk, adalet herkes için olması lazım. Harmandalının doğası içinde olması lazım. 17 ayda 1800 arsası yok olanlar içinde olması lazım. Dolayısı ile biz hukuka adalete güveniyoruz. Bu bizim en son çaremiz. Yol kestik, eylem yaptık olmadı. Hukuka ve adalete güveniyoruz. Bu güne kadar çalmadığım kapı kalmadı. Tunç Soyer ile İzmir Valisi ile Çiğli Kaymakamı ile siyasi parti yöneticileri ile herkesle görüştüm. Çare aradım olmadı. Ortada bir oyalama politikası var. Hazırlanan bilimsel raporlarda harmandalına çöp dökümünün acil olarak durdurulması öneriliyor. Geçenlerde 9 Eylül üniversitesinde konunun uzmanları ile bir görüşme yaptım. Oradaki bilim adamları 'harmandalı ölümü bekliyor. Orada bir motorun bile çalışmaması lazım' diyorlar ama maalesef İzmir Büyükşehir Belediyesi oraya çöp dökmeye devam ediyor"
KÖR SAĞIR DİLSİZİ OYNUYORLAR
Grup adına basın açıklamasını okuyan mağdur Yadiğar Çeliktaş ise 1992 yılında İstanbul Ümraniye'de yaşanan çöp faciasının benzerinin Harmandalında yaşanmasını istemediklerini söyledi. Bütün yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya davet ettiklerini belirten Çeliktaş; "30 yılın sonunda Cumhuriyet mahallesinin sonu Ümraniye gibi olacak. Kör sağır, dilsizi oynayan İzmirli yetkililere sesleniyorum. İnsanlarımız evsiz kalmış çocuklarımızın psikolojileri bozulmuştur. Emeklerimiz ise heba olmuştur. Bölgede yaşayan çok sayıda ailenin yarınları maalesef önlem alınmadığı için çalınmıştır. Çevreci geçinenler Cumhuriyet mahallesini maalesef yok sayıp görmezden gelmektedir. Sonunda tek çıkar yolumuz dava açmaktır. Ülkemizin hakim ve savcılarına güvenimiz tamdır. Anayasamızın 56. Maddesi herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu ifade etmektedir. Bizde Cumhuriyet mahallesi sakinleri olarak sağlıklı ve ölüm riski olmayan bir çevrede yaşamak istiyoruz" dedi.
MAĞDURLAR NE DEDİ
Sebahattin Aydın (51) "1993'ten bu yana Harmandalında yaşıyoruz. 2 yıl öncesine kadar bölgede bir toprak kayması söz konusu değildi. Hayvancılıkla uğraşıyorum. Çöp suyunun yarattığı toprak kayması sonucu oluşan çatlaklara sık sık hayvanlarımız düşüp telef olmakta. Ağıllar yıkıldığı içinde dışarıda kalan hayvanlar kışın maalesef donarak ölüyor. Sadece geçen sene yarıklara ve bataklığa düşen 36 hayvanımız telef oldu. 5 çocuk sahibiyim. Geçimimi hayvancılıkla sağlıyorum. Karşılaştığım olaylar hem madden hem manen beni büyük zarara uğrattı. Psikolojik tedavi görmeye başladım. Büyükşehir Belediyesinin bölgede yaşananlara seyirci kalması bizleri çok üzdü"
Gülfinaz Günay (43) "23 - 24 yıldır hayvancılıkla uğraşıyorum. Çöp suyu üstüme akıyor. Hayvanlarımız ölüyor. Büyük bir bahçemiz var. Hiçbir şekilde mahsul alamıyorum. Binek atım çöp sularının aktığı yerde oluşan bataklığa saplandı. Belediyeden kepçe istedik onu bile göndermediler. Sonuç olarak hayvan öldü. Az daha 14 yaşındaki oğlumda ölüyordu. Gece boğazına kadar çöp suyu nedeniyle oluşan bataklığa saplanmış. Son anda fark edip kurtarmasak onu da kaybedecektik. Oğlum yaşadığı travma nedeniyle 2 yıldır konuşma güçlüğü çekiyor. Psikologlar seansı için 6-7 bin lira para istiyorlar. Ben bunu nasıl karşılayabilirim. Bugüne kadar 80'e yakın hayvanım telef oldu. Hayvancılık yapmak için 500 bin TL kredi çekmiştim. Şu an onu da ödeme şansım yok. Kendimde psikolojik olarak tedavi görüyorum."
