Hukuk ve fıkıh arasındaki temel fark, kaynakları ve uygulama alanlarından gelir. Hukuk, genellikle devlet otoritesinden türetilir ve devletin yetki ve yaptırımlarına dayanırken, fıkıh dini kaynaklardan beslenir ve İslam inancına dayalıdır. Ancak her ikisi de toplumda düzenin sağlanması, hak ve adaletin korunması amacıyla insan davranışlarını düzenler ve denetler. Hukukta ve fıkıhta ittiba ne demek, nedir, ne anlama gelir gibi sorular ise fazlası ile merak edilir.
İttiba, hukuk sistemlerinde genellik ile bir otoritenin veya belirli bir kaynağın belirlediği kurallara ve yönergelerine uymayı ifade eder. Hukukun temel prensiplerinden biri olan "ittiba", toplumda düzeni sağlamak, hak ve adaleti temin etmek amacıyla kurallara uyma gerekliliğini vurgular. Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde, bireylerin ve kurumların hukuka uygun davranması, toplumun huzur ve istikrarını sağlamak için önemlidir.
İslam hukukunda ise "ittiba", İslam'ın kutsal metinlerinde belirtilen hükümlere uymayı ifade eder. İslam hukukunda temel kaynaklar olan Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) sünnetine uygun davranma, müslümanlar için büyük önem taşır. İslam hukukunda "ittiba" ilkesi, İslam toplumunda hukuki düzenin sağlanması ve İslami değerlere uygun yaşamın temin edilmesi için esas alınır.
İttiba, farklı alanlarda farklı anlamlara bürünebilir.
Hukukta İttiba:
Hukukta ittiba, genellik ile bir kanunun veya yönetmeliğin hükümlerine uymayı ifade eder. Kişiler, kanunlara uymakla yükümlüdür ve uymamaları halinde yaptırımla karşılaşabilirler.
Fıkıhta İttiba:
Fıkıhta ittiba, bir müctehidin veya mezhebin görüşlerine uymayı ifade eder. Müslümanlar, dini konularda genellik ile bir müctehidin veya mezhebin görüşlerini takip ederler. Bu, dini hükümleri doğru bir şekilde öğrenmelerine ve uygulamalarına yardımcı olur.
İttibanın Şartları:
İttibanın geçerli olabilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Bu şartlar şunlardır:
Uyulan kimsenin veya görüşün sahih olması: Uyulan kimsenin veya görüşün sahih olması, yani İslam'ın temel ilkelerine aykırı olmaması gerekir.
Uyulan kimsenin veya görüşün delile dayanması: Uyulan kimsenin veya görüşün delile dayanması, yani Kur'an, sünnet veya icma gibi deliller ile desteklenmesi gerekir.
Uyulan kimsenin veya görüşün kişinin aklına ve mantığına uygun olması: Uyulan kimsenin veya görüşün kişinin aklına ve mantığına uygun olması gerekir.
İttiba, hukuk ve fıkıh alanlarında önemli bir kavramdır. Doğru bir şekilde uygulandığında birçok faydası vardır. Ancak, bazı sakıncaları da olduğu unutulmamalıdır.