Karaköseli ve Dinç, Mitat Enç Görme Engelliler Ortaokulu'nda okurken kendileri gibi görme engelli olan öğretmenleri Zekiye Kılıç'ı örnek alarak öğretmenlik mesleğini seçti. Yıllar önce sıralarında oturdukları sınıflarda bugün ders veren öğretmenler, öğrencilerine istenildiğinde her zorluğun aşılabileceğini gösteriyor. Karaköseli yaptığı açıklamada, öğretmenlik mesleğini 9 yıldır sevgiyle sürdürdüğünü, mezun olduğu Mitat Enç Görme Engelliler Ortaokulu'nda 5 senedir görev yaptığını belirtti. Okuduğu okulda bir gün öğretmeniyle çalışacağının aklına bile gelmediğini söyleyen Karaköseli, "Öğrenci olarak yıllarımı geçirdiğim okulda öğretmen olmanın duygusunu anlatamam. Bugünlere gelmemde büyük emeği olan öğretmenlerim gibi ben de öğrencilerimin iyi yerlere gelmeleri, hayallerine ulaşmaları için elimden geleni yapıyorum" dedi. Kendisi de görme engelli olduğu için öğrencilerini daha iyi anladığını ifade eden Karaköseli, "Bizlerin görme engelli öğretmenler olarak derslere girmemiz, öğrencileri de teşvik ediyor. Öğrenciler bizleri örnek alıyor ve başarılı olmak için daha azimli şekilde çalışıyorlar." değerlendirmesinde bulundu. Karaköseli, engelli çocukların başarılı olmasında aile ve okulun önemine işaret ederek "Ailelerin, çocuklarının eğitimini mutlaka desteklemesi, okul ile iş birliği içinde olması gerekiyor. Aynı zamanda ailelerin, çocukların kendilerini geliştirmeleri için sosyal ortamlarda bulunmalarına, etkinliklere katılmalarına destek vermeleri önem taşıyor. Aileler, çocuklarına kol kanat germek isterken, korumacı bir tutumla onları toplumdan koparmamalı" diye konuştu. Dinç, üniversite eğitimi sırasında stajını Mitat Enç Görme Engelliler Ortaokulu'nda yaptığını aktararak şunları söyledi: "Stajımı yaparken öğretmenliği ne kadar çok sevdiğimin farkına vardım. Şu an okulumuzda, birden fazla yetersizliği olan engelli çocuklara dersler veriyorum. Özel eğitim öğretmenliği vicdan işidir. Vicdansız ve duygusuz bir insanın yapabileceği iş değildir. Öğrencilerime yol gösterdiğim için çok mutlu oluyorum. Bazı çok engelli öğrencilerimin kaşık tutmayı öğrenmesi bile benim bu mutluluğu yaşamam için yeterli oluyor." Engelli çocuk sahibi ailelere büyük sorumluluklar düştüğüne işaret eden Dinç, "Zaman zaman çocuklarından çekinen ailelerle karşılaşıyoruz. Aileler çocuklarından asla çekinmesin ve utanmasınlar. Çocuklarının akademik, sosyal gelişimlerine destek versinler. Onları eve kapatmasınlar. Çok engelli olsalar dahi her çocuğun bir eğitim hakkı olduğunu unutmasınlar" dedi.
'EN ÇOK İSTEDİĞİM, ÖĞRETMENLERİN DERSİ SÖZEL ANLATMASIYDI'
Mitat Enç Görme Engelliler Ortaokulu'nda 27 yıldır Türkçe öğretmenliği yapan görme engelli Zekiye Kılıç da çocukluğundan beri hayalini kurduğu mesleğine uzun yıllar daha devam etmek istediğini vurguladı. Eğitimini engelli olmayan öğrencilerin okuduğu okullarda tamamladığını belirten Kılıç, "Öğrencilik yıllarımda en büyük sorunum kara tahtaya yazılan yazıları okuyamamaktı. Öğretmenimiz sınıfımıza girdiğinde acaba tahtayı mı kullanacak yoksa dersi sözel mi anlatacak diye düşünerek endişelenirdim. Derslerde en çok istediğim, öğretmenlerin dersi sözel anlatmasıydı. Engelli öğrencilerin ilkokulu ve ortaokulu engellilere özel okullarda okumalarının daha faydalı olacağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.