Şu sıralar ne kadar GDO'lu meyve ve sebze yememeye çalışsanız da günlük tükettiğimiz ürünlerin içerisinde bazı yan maddeler sisteminizi kötü etkilemeye yetiyor... 1. MSG Nedir? (MONO SODYUM GLUTAMAT) Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel olarak algılanmasını sağlıyor. Ancak MSG’ın tadının saf olmadığı, tatlı, tuzlu ve acı ile birlikte hoşa giden ve rahatlatan hisleri de içerdiği belirtiliyor. MSG’den dolayı karlı kazanç sağlayan birçok gıda üreticileri de bu maddeden vazgeçemiyor. 2. İşte MSG’nin açık formülü Gıdanın orijinal lezzetinin bir kısmı MSG gibi bir lezzet artırıcı kullanılarak geri kazanılabiliniyor. Ancak daha da önemlisi MSG kullanıldığında, çiğnenebilirlik ve gıdadan alınan haz arttığında sindirim de kolaylaştırılıyor. Ayrıca MSG kendinden özel bir lezzet katmaksızın, gıdanın doğal lezzetini kuvvetlendirerek gizli lezzet karakteristiklerini ortaya çıkartmakta, zayıf lezzet karakteristiklerini arttırmakta, ağızda doluluk ve süreklilik gibi gıdaya özgü kalite karakteristiklerini geliştiriyor. Söz konusu maddenin en önemli özelliği, tükürük salgısını arttırarak lezzet profilindeki özellikleri ortaya çıkarması... 3. MSG’nin Ticari Olarak Üretimi Bakteri (Corynebacterium Glutamicus) fermantasyon substratı olarak şeker, melas ya da nişasta içeren sıvı bir ortamda üretiliyor. Bakteriler fermantasyon yoluyla glutamik asit üretiriliyor ve ortama veriliyor. Glutamik asit ortamda birikir ve daha sonra filtrasyonla ayrıştırılır, saflaştırılır ve nötralizasyon ile MSG’ a dönüştürülüyor. Daha sonra ekstra bir saflaştırma, kristalizasyon ve kurutma ile beyaz bir toz haline geliyor. Artık aroma artırıcı olarak kullanıma hazır hale geliyor. 4. Katıldıkları Gıda Grupları MSG lezzet arttırıcılar arasında en çok kullanılan madde olup; • Bazı katı ve ekmek üstü yağlarda, • Et sularında, • Hazır çorbalarda, • Hazır soslarda, • Tatlı-tuzlu hazır ürünlerin bazılarında, • Bulyonlarda, • Kürlenmiş etlerde, • İşlenmiş et ürünlerinde, • İşlenmiş balık ve tavuklarda, • Mayonezlerde, • Baharat karışımlarında, • Sebzelerin işlenme aşamalarında, • Snek tipi ürünlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Glutamatın meyve,meyve suları, şekerleme ve diğer tatlı gıdalarda etkili olmadığı ve hoşa gitmeyen lezzete neden olduğu bildiriliyor. Özellikle Çin ve Japon mutfaklarında lezzet arttırıcı olarak kullanılan MSG- Monosodyum Glutamat (E621) artık Türk mutfağında da sıklıkla kullanılıyor. Ülkemiz’de ise bu madde çok yaygın olarak kullanımdadır; örneğin tuzot, knor çeşni, hazır çorbalar, patates cipsleri, mısır cipsleri, salam, sucuk, sosis, hazır bütün soslarda, tüketilmeye hazır donmuş donmamış bütün yiyeceklerde, konservelerde kısacası bütün ambalajlı gıda maddelerinde kullanılıyor. Bu gıda maddelerinin %95 ‘inde MSG bulunuyor. MSG’nin bir de örtülü, gizli adi vardır. Nispeten bilgili tüketicileri atlatmak için; Lezzet arttırıcı, kıvam arttırıcı, doğala özdeş aroma, E 621, vb. isimlerle gizlerler. MSG bazı ürün gruplarında; Mono Sodyum Glutamat, Msg, Glutamic asit, Glutamin ve Glutamat olarak da adlandırılıyor. Aynı zamanda MSG çocuk mamalarında ve ekolojik ve diyet ürünlerinde de kullanılıyor. 5. MSG’ nin yan etkileri Benzer başka bir deneme; baş ağrısı, baş dönmesi, ve diğer nörolojik problemleri olan insanlar üzerinde yapıldı. Bu şikayetler genelde plazma sodyum iyonu yükselmesi yada vücut sıvı hacminin düşmesine bağlıydı. MSG alımı ile bu semptomlar arasında hiçbir bilimsel ilişki kurulamadı. 6. MSG’nin neden olduğu reaksiyonlar: • Bulantı, • İshal, • Terleme, • Göğüste sıkışma, • Boyun arkasında yanma... Bu tür reaksiyonlar fazla miktarda MSG alınması sonucunda oluşuyor. Bu maddeyi tüketen astımlı hastalarda ağır astım atakları meydana gelebiliyor. 7. MSG’nin verdiği zararlar: • Sebep olduğu hastalıklar ise, merkezi sinir sistemi tahribatına bağlı olarak Alzheimer, Parkinson, Huntington hastalıkları ve Sara (epilepsi), • Retinal dejenerasyonu (göz retina tabakası hasarı), • Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, Obezite, • Büyüme hormonunun baskılanması, • Pankreas hasarı, insülinde artış ve buna bağlı olarak diyabet gelişimi, • Böbrek ve karaciğerde hasar, • Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini geçerek bebeklerinde aynı etkilere maruz kalmasına, • Monosodyum Glutamat çocuklarda büyüme hormonunun baskılanmasına neden olduğu öne sürülmektedir. Japon bilim adamları, birçok hazır gıda da lezzet verici olarak kullanılan monosodyum glutamat (E621) maddesinin gözlere zarar verdiğini gözlemledi. Hirosaki Üniversitesi’nde görevli bilim adamı Hiroşi Ohguro ve ekibi tarafından yapılan deneylerde, farelere çeşitli miktarda monosodyum glutamat verildi. Japon bilim adamları, Glutamat maddesinin retinadaki (ağtabaka) hücrelere saldırdığını ve bu nedenle farelerin, görme yeteneğinin azaldığını tespit ettiler. Hiroşi Ohguro, lezzet verici olarak kullanılan monosodyum glutamat maddesinin yoğun olarak kullanıldığı Asya bölgesinde, glukom olarak bilinen göz hastalığının bir çeşidinin çok sık görüldüğünü belirterek, bu durumun araştırılması gerektiğini söyledi. 8. Hamilelikteki Etkileri Bazılarında ise, çocuklar için üretilen ürünlerde kullanmak yasaktır. Bu madde özellikle çocuklar açısından “kesinlikle ciddiye alınmalıdır”. Monosodyum Glutamat, Anne karnındaki bebeklerde ve en az iki yaşına kadar olan çocuklarda “kanserojen özelliği” olabileceği tespit edilmiş ciddi zararları olan bir maddedir.