New York, dünyanın en büyük üçüncü moda başkenti olması nedeniyle hem trendleri belirleyen defilelere hem de akıl almaz partilere alışkındır. Senede iki defa düzenlenen moda haftalarında, Marc Jacobs başta olmak üzere, pek çok modacı defilelerin ardından partiler düzenler. New York halkı gibi, moda haftalarını takip eden dünya basını da her yıl, yeni koleksiyonlar kadar yeni konseptlerle marjinalliğin sınırlarını zorlayan partileri de göz önünde bulundurarak destinasyonlarını belirler. Ama ne yazık ki partilerin içerikleri, bir süredir yeni mekanlar ve parti boyunca servis edilen 'farklı' içki ve yemeklerden öteye geçemiyordu. Ünlüler, New Yorklular ve moda basınının önde gelen isimleri de New York'ta Crosby Street Hotel'in barında başlayan gecelerine Standart Hotel'in terasındaki Boom Boom'da, 22.00'den sonra başlayan özel partilere ya da Employer's Only gibi barlara gitmeyi tercih ediyordu. Anlayacağınız, sıradanlık pek çok moda partisinin es geçilme nedeni olmuştu. Fakat geçtiğimiz hafta, bu bıkkın havayı dağıtan bir parti düzenlendi. Genelde Avrupa parti sahnelerinde at koşturan Donatella Versace'nin H&M için hazırladığı koleksiyonu tanıttığı defilenin ardından düzenlenen 'after party'ye -klişe olacak ama, ünlüler akın etti. Bunun da nedeni, gecenin alışılmışın dışında, hatta akıllara durgunluk verecek yeniliklerle hazırlanmış olmasıydı. Dedikodular öyle bir hal almıştı ki, kapıda Versace kıyafetiyle basına poz veren Uma Thurman bile gazetecilere "Prince çıkacakmış, doğru mu?" demekten kendini alamıyordu. Moda dünyası için yeni
Sex and the City sayılan
Gossip Girl dizisinin tam kadro oyuncularıyla birlikte Blake Lively'den Coco Rocha'ya, Selma Blair'den Jennifer Hudson'a, Linda Evangelista'dan Jessica Alba'ya, Sofia Coppola'nın
Somewhere adlı yeni filmiyle tekrar parlayan Stephen Dorff'tan ve bir dönem modelleri taciz etmekle suçlanan fotoğrafçı Terry Richardson'a kadar tüm ünlüler de içeri girebilmek için sıra bekliyordu.
DOSTLARINI YAMACINA TOPLADI
Donatella Versace'nin H&M için hazırladığı ve "Ağabeyim Gianni ve benim kişisel tarihimize bir gönderme," sözleriyle tarif ettiği defilenin ardından tasarımcı, izleyenleri selamlamak için podyuma çıktı. Yolun yarısına gelmişti ki durdu, yanda gizli bir kapı açıldı ve Versace tüm izleyenleri bir el işaretiye bu dev kapıdan içeri davet etti. Bu bir nevi, partinin başladığının işaretiydi. Versace yeşili bir aydınlatma, karanlıkta az da olsa önünüzü görmenizi sağlıyordu ve parti alanı, aslında dev bir konser alanıydı! Donatella Versace'nin kızı Allegra ile baş köşeye kurulmasının ve yukarıda adını saydığım tüm 'ünlü' dostlarını yamacına almasının ardından, sahneye önce Nicki Minaj çıktı. Minaj, perdeleri henüz açılmamış sahnenin önünde, dört dansçısıyla, kulakların duyabileceği en lisevari hip-hop şarkılarını söylerken, etrafında yeşil top ışıklar dönüyordu. Partiye katılabilen, çoğunluğu 30 yaş civarı şanslı kalabalık (ki bu noktada belirtmem gerekiyor ki, New York'taki en sıkı bağlantılara sahip olan kişiler bile Versace for H&M partisine davetiye bulmayı başaramadı) bir taraftan lise rapiyle coşmaya çalışırken, bir taraftan da sahnede açılacak perdenin ardından çıkacak ismi merak ediyordu. Her ne kadar bir Prince lafı geçse de, durum son ana kadar H&M tarafından doğrulanmamıştı.
VE PRINCE SAHNEDE
Nicki Minaj'ın Donatella Versace'ye ne kadar ayılıp bayıldığını anlatan kapanış sözlerinden sonra salon yine karardı. Bir süre sonra, gece boyunca kapalı duran perde açıldı ve 1990'ların efsane pop ikonu Prince sahne aldı. Biz, o zamanlardan aklımızda kalan Prince'in, iki kumralla sahne almasını beklerken, bu sefer müzisyene afro saçlı, çok güzel bir gitarist eşlik ediyordu. Tabii bizler 'gelişirken' Prince'in yerinde sayması beklenemezdi. Zamanında 'popun kralı'nı yapan Prince, Versace için özel olarak caz yaptı.
Purple Rain ve
Musicology gibi eskinin popüler şarkılarına caz yorumları ekledi; solo gitar şovları sıkıştırdı her araya. Güzel miydi? Bir efsaneyi elinizi uzatsanız değecek bir mesafeden izlemek paha biçilmezdi. Prince'i sahnede canlı izlemek, 'ölmeden önce yapılacaklar' listemden bir hane daha eksiltti. Ve biliyorum ki, o gece böyle düşünen bir tek ben değildim. Prince sahneye çıktığı sırada tuvalette olan Uma Thurman'ın hiçbir şeyi kaçırmamak için koşarak salona girdiğini gördüm. Aslına bakarsanız tüm bu anlattıklarım, herhangi bir davette ilgi çekmeyen bir detay olarak kalan garsonların yanında devede kulak kaldı. İddiaya göre gece boyunca davetlilere servis yapan garsonlar, New York'taki farklı mankenlik ajanslarından seçilmiş jilet gibi mankenlerdi. Garsonlukta pek de profesyonel olmadıkları, kırılan şampanya kadehlerinden belli olsa da, hafif 'şampanyalanmak' kimsenin umurunda olmadı. Çünkü bu garsonlar, tarihte bir partiye katılan en kalabalık 'yakışıklı' erkek topluluğunu temsil ediyordu. İnanın bana, bazıları sadece heykel gibi durmakla yükümlüydü, gece boyunca yerinden kıpırdamayanlar bile oldu. Ama organizasyon için dünyanın farklı ülkelerinden gelen ve çoğunluğu kadınlardan oluşan basın ordusu, manken-garsonları, Versace for H&M koleksiyonu kadar ilgiyle izledi. Bir koleksiyonu pazarlamak için daha iyi bir yöntem düşünülemezdi. "Versace ile H&M işbirliğinin bu şatafatından bir parça da biz nasiplenseydik," diyenlere duyuralım: 17 Kasım Perşembe günü H&M'in İstinye Park'taki mağazasında sabah 8:30 itibariyle koleksiyon satışta olacak.
MODAYA ŞATAFAT VE DESEN GELDİ
Donatella Versace, H&M için hazırladığı koleksiyonla geçmişe döndü. Bir döneme damgasını vuran, Miami palmiyeleri baskıları, bütününde figürler yaratan zımbalı işlemeleri, 1990'ların lüks tanımına uyan altın ve dore renklerini pembe ve yeşillerle kullanan tasarım ekibi, son yıllarda sadece markanın paketlerinde kullanılan bir detay olan Versace motifini de H&M için hazırlanan koleksiyonla hayata döndürdü. H&M'in tasarımcı işbirliklerinden sorumlu kreatif danışmanı Margareta van den Bosch, "Minimalizmden sıkılmış olan moda dünyasına fazlasıyla renk, desen ve şatafat kattık," diye anlattığı koleksiyonun devamının Versace mağazalarında bile bulunamayacağı söyledi. Donatella Versace ise "Geçmişi bu koleksiyonla kapattık. Bir kez daha geriye dönmek yok," dedi. Yani Versace'nin H&M için hazırladığı kıyafetler, markanın meraklıları kadar koleksiyonerler için de kaçırılmaması gereken parçalar.
KOLEKSİYONDA NELER VAR?
40 kadın giysisi ve 20 aksesuar, ayrıca 30 erkek kıyafeti ve aksesuarından oluşan koleksiyonun en öne çıkan parçaları, deriler. "Deri cennetinde yaşıyoruz. Ne gerek var H&M'den almaya," demeyin. Motorcu deri montları, hem kesimleri hem de üzerlerindeki zımbalar nedeniyle kaçırılmamalı. Fiyatlar 399 lira civarında. Aynı şekilde zımbalı deri elbise ve erkek koleksiyonundaki deri pantolonlar da, moda bağımlılarının gardıroplarında bulunması gereken parçalar. Zımbalı elbiseler arasında pembe ve sarı renkli ipek olanlar da var. Bunlar da hem Versace'nin hem de zamanın ruhunu taşıyan parçalar.Zımbalı deri elbiseler 399, ipekler 349 lira. Zımbalı mini kloş etekler ve metal görünümlü elbiseler de sahip olmaya değer parçaları arasında. Etek 129, dore ve altın renkli elbiseler 399 lira. Dediğim gibi materyaller ve işçllik fazlasıyla yüksek, tabiri caizse evladiyelik. Dünyayı 1990'larda kasıp kavuran ve markanın imzası haline gelen yeşil palmiye figürleri, altın Yunan motifleri ve mavi çiçekler, Versace ürünlerine sahip olma hayali kuranların başını döndürebilir. Bu noktada bir uyarı: Kombinlenmesi zor olan bu parçaları sadece kabiliyetine güvenenlere tavsiye ederim. Çünkü bu parçalarla, bir mucize kadar bir felaket de yaratabilirsiniz. Versace'nin olmazsa olmazı aksesuarların fiyatları ise H&M'de 39 ile 100 lira arasında değişiyor.