Hayatımda "Aman Allah'ım, ne eğlendim, ne güldüm" dediğim bir yılbaşı gecesi geçirmedim hiç. Birçoğunuz bana katılacaksınız zannediyorum. Yılbaşı geceleri beklentilerin gerçeküstü seviyelere yükseldiği zamanlardır.
Aynı arkadaşlar, aynı sohbetler ve aynı içkilerle, neden ömrünüzde yaşamadığınız bir eğlence tecrübesi beklenir bilmiyorum. Hatta 'eğlenme mecburiyetinin' verdiği gerginlikle, en eğlenceli insanlar da yılbaşı geceleri kasılır kalırlar. Hediyeler, hindi ve yılbaşı dansözü de, durumu nereye kadar kurtarabilir? Yılbaşı gecesini kazasız belasız ve hayal kırıklığı olmadan geçirmenin tek yöntemi vardır: Hiçbir şey beklememek. Yani nedir?
Yılbaşı gecesinin en iyi tarafı bitmiş olmasıdır! Ancaaak! Yılbaşı, doğru bir sistemle atlatılırsa, yılbaşı gecesinin ertesi günü, yani hayatınızın geri kalan bölümünün ilk günü için büyük planlar yapabilirsiniz. Bu planlar, bu yılki gibi, yılbaşı ertesi sadece bir gün çalışmayla hafta sonuna bağlanıyorsa uzatılabilir de. Yani bu yazıyı okuduğunuz gün ve yarın, yani pazar günü, yılbaşı sonrası şenliklerine devam edebilirsiniz! Yılbaşı gecesinde: - Fazla içki içmeyip vakitlice yatanlar - Büyük beklentiler sonrası hayalkırıklığının getirdiği depresyona yüz vermeyenler - Yılbaşı gecesi çalışanlar - Yılbaşı günü çalışıp, gecesinde yorgunluktan bitap düşerek 12'yi çeyrek geçe uyuya kalanlar... Sizlere sesleniyorum! 1 Ocak ve takip eden hafta sonu, 2004'ün en kıyak günleri olabilir. Öncelikle, hediye alma, yılbaşı gecesi ne giyilecek, evde yemek yapma, para harcama, dışarıda yer ayırtma, kuaföre gitsem çift tarife alırlar mı, araba parkı, bahşişler, dansöz kaçta çıkacakmış, şudur budur gibi
streslerin bitmesi, sizi zaten daha sakin ve gevşek bir insan yapmıştır. Akşamdan kalmalık ve yan etkileri sona ermiştir.
Dolapta hâlâ hindi vardır ve bununla şahane sandviçler yapılabilir. Hemen tarif: Hindi eti söğüşlenir, mayonezle karıştırılır. Isıtılmış ekmek kabuğunun içine döşenir. Domates dilimi, arzuya göre hardal eklenir. İyice coşarsanız sandviçe eritilmiş kaşar da konulabilir. Yanında patates cipsi ve kola iyi gider. Hediyeler tekrar gözden geçirilir ve nasıl kullanacaklarına dair hayaller, hindili sandviç eşliğinde kurulur. (Dikkat, mayonez dökülmesin!) Sokaklar sakin, alışveriş merkezleri boştur. Ucuzluklar had safhadadır. Sakin sakin çarşı pazar dolaşılır, vitrin bakılır. Bütün şehir, ülke, hatta dünya kendine gelmeye çalışmaktadır.
Dolayısıyla acelesiz, suçluluk duygusu olmadan 'hiçbir şey' yapmamanın tadı çıkarılır. Kanepede bir o yana bir bu yana dönülür. Televizyona bakılır. İyi film bulunursa seyredilir. Hani ne zamandır "Vakit yok, okuyamıyorum" dediğiniz kitap var ya. Hah, işte o okunur! Telefonla 'iyi yıllar' trafiği yapılır, veya cep telefonu mesajı yollanır, sosyal ilişkilere vakit ayırılmış olur. İnsan kendini daha iyi hisseder. Yeni yıla böyle başlarsanız bu gevşeme döneminin size en az bir iki ay yeteceği düşüncesindeyim. Yılbaşı gecesi 2003'te kaldı.
2004 şimdiye kadar geçirdiğiniz en eğlenceli yıl olsun!
