Bodrum the Marmara'da, Ahmet Ertegün'ün doğumgünü şerefine verilen bir yemekteyiz.
Cemiyet haberleri tadında başladım, ama bekleyin, eğlence geliyor!
Bu tür monden davetlerde, belki görmüşsünüzdür enteresan bir racon var: Ev sahibi, her yemek çeşidinde misafirlerin yer değiştirmesini rica ediyor. Böylece ilk giriş yemeğini Ahmet'in, ikinci giriş yemeğini Mehmet'in, ana yemeği Şukufe'nin yanında sosyalleşerek yiyorsunuz. Sohbet canlanıyor, hem Ahmet'i, hem Mehmet'i, hem de Şukufe'yi tanıma şansına erişiyorsunuz. Adı Şukufe olan birisinin bu tür havalı yemek davetlerine çağırılması olasılığı düşük ama, o konumuzla ilgili değil!
Bu yemekte de, ikinci tabakta Ahmet Ertegün'ün yanına oturtuldum. Avrupa Yakası'ndan haberi var, benim yazdığımı biliyor, burada olan biten herşeyin farkında. Muhabbet koyulaştı, bir daha da yemek bitene kadar yer değiştirmedik, raconu bozduk!
Önce magazin başlığını vereyim de, bugün için alışveriş, sinema, piknik programı olan vardır, onlar rahatlasın, dağılsın:
Ahmet Ertegün'e, "Türkiye'den hangi şarkıcıları beğeniyorsunuz?" dedim, "Türkiye'de Tarkan'dan başka şarkıcı var mı ki?" diye cevap verdi!
Bu durumda insan balık gibi bakmak dışında pek dişe dokunur bir cevap veremiyor. "Evet, değil mi, Tarkan iyi yani..." gibi bir şeyler geveledim.
Ertegün, Bodrum'da evinin çevresindeki barlardan gelen gürültüden artık şikayetçi değil! "Umurumda değil, boşverdim" diyor!
"Önemli insanları" artık Bodrum'a davet etmiyormuş. "Duruma aşina olan Türkler'i çağırıyorum. Yabancılardan da bir tek rock müzisyenlerini. Onlar zaten gürültüye alışık, mışıl mışıl uyuyorlar" dedi!
Kulak zevki kişiden kişiye değişiyor. Ama bazen müzik gibi, gürültü de tartışılmaz ve evrensel:
New Yorker dergisindeki bir habere göre, Amerikalılar'ın Guantanamo'da kullandıkları acımasız sorgulama tekniklerinden biri "gürültü işkencesi". Sorgulanan kişilere uzun saatler boyu sinir bozucu gürültüler dinletiliyor. Nereden geldiği belli olmayan kakafonik sesler, bebek ağlamaları kayıtları gibi. En çok kullanılan başka bir işkence kasedi de, rahmetli John Lennon'ın karısı Yoko Ono'nun albümü!
Şaka değil, gerçek!