Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

İz bırakmak

Adına 'hayat' dediğimiz koşu, inançlarımızın şemsiyesi altında bir 'anlam arayışı'dır belki. Bir yandan karakterimizle, bizi şekillendiren her şey ile 'hayatın anlamının' peşine düşerken; diğer yandan yaptıklarımızla, kendi hayatımızın anlamını inşa ederiz.
Ayrıca bize 'hiç bitmeyecekmiş gibi' gelen ömür, Ömer Hayyam'ın binlerce yıl önce söylediği gibi, 'Bir görünüp, bir yok olmak' arasındadır aslında. Belki de ömür sürelerimizin uzunluğundan çok, bu hayatta ne yapıp, ne yapmadığımızdır; kişisel anlamımızı üretecek olan. Belki de 'insanlık serüveninde bize verilen rolleri, nasıl oynayıp, nasıl oynamadığımızdır'; kendi anlamımızı bir iz gibi, bu dünyaya bırakacak olan. İşte bir örnek; dün sonsuzluğa hüzünle uğurladığımız İzmir'in eski valilerinden, değerli devlet adamı Hüseyin Öğütçen.

MİNİK HATIRALAR

Dün sabahki Yazı İşleri toplantımızda, hayatının farklı dönemlerinde, hepimizin onunla ilgili yaşadığı, tanık olduğu, minik hatıralar geldi oturdu masaya. İstisnasız masadaki herkes, yaptığı hizmetler nedeniyle, kendisini çok içten bir sevgi ve saygıyla anarken, O'nun 'çok idealist devlet adamı' kimliğinin altını çiziyordu. Ve 89 yıllık ömre tutulan bir mercek:
Hüseyin Öğütcen'in, vali olarak gittiği tüm illerde; türlü zorlukları, farklı iktidarları, ağır bürokrasi zincirlerini kırarak; başlattığı, bitirdiği, gelecek için tohum attığı hizmetler toplamı.
1986 yılındaki emekliliğinden sonra bile, ölümünden kısa bir süre öncesine kadar, hep kendi hayatına anlam katacak, topluma katkı verecek işlerin peşinde koşması. O katkıları hep gönüllü gerçekleştirmesi. Gönüllük esasında onlarca insanı da, ortak hedefler peşinde harekete geçirmesi.
Antalya, İzmir, Kocaeli valilikleri sırasında ve bütün kamu hayatı boyunca başardıklarının, verdiği hizmetlerin hakkını vererek anlatmanın özeti bile, sığmaz bu köşeye.
Düşünün, Öğütçen 1971 ile 1975 yılları arasında Antalya Valiliği yapmış.

MÜTEVAZI BİR KİŞİLİK

Örneğin bu satırların yazarı, 2003 yılı sonunda Sabah Gazetesi'nin Antalya merkezli Akdeniz Bölge Temsilciliği'ne atanarak İzmir'den Antalya'ya gittiğinde; Vali Hüseyin Öğütçen'in Antalya'dan ayrılışının üzerinden tam 28 yıl geçmişti. Ama Antalya'da ve Antalyalılar arasında, 2003 yılında hala yaşayan bir Hüseyin Öğütçen efsanesiyle karşılaşmıştım inanın. Ve doğrusu şaşırmıştım biraz da, bazen vefasızlıklar ile taçlanan gündelik hayatımızda, yıllar sonra bile adının Antalya'da bir efsane gibi vefa ile anılmasına. İşte belki de bu tablonun sırrı, tamamen mütevazı kişiliği ve o kişiliğinin güzellikleri altında; zekasını sağduyulu bir akılda bütünleştirerek, aşkla çalışarak yaptığı hizmetlerdi Öğütçen'in. "Bir İdarecinin Zamanla Yarışı" adlı anı kitabının önsözünde, belki de hayatının anlamını özetlemişti değerli Öğütcen:
"Makamlar gösteriş için değil, hizmet içindir. Yöneticinin hizmet dışında kaybedecek boş zamanı yoktur. Çünkü hizmet fırsatı bir daha ele geçmeyebilir. Ayrıca hizmet edeni halk unutmaz. Hizmet edeni başarılı olanı takdir eden, değerlendiren yetkililer de bulunduğunu unutmayın. Günlük olaylar içinde kaybolan, zamanla yarışı kaybeden yönetici, o makamdan ayrıldığında, eğer askıda şapkasını unutmuşsa, geriye sadece şapkası kalır!" H
üseyin Öğütçen, şapkasını askıda unutmayan adamdı. Ömrüyle iz bıraktı. Nur içinde yatsın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA