İlk başlarda Star Akademi'den umutluydum. Ama umudum giderek hayal kırıklığına dönüşmek üzere... Bu hafta en güvendiğim dağlara bile kar yağdı. İlk başta pozitif duygu ve düşünceler beslediğim yarışmacıların hemen hepsi tel tel döküldü. Sesine ve şarkı söyleme tekniğine hayran olduğum Tekirdağlı Sare bile bülbül gibi şakımasını beklediğim 'Gönül' şarkısını katletti.
Sesi; nefes borusuna kaçanlar, şarkı sözlerini unutanlar, sırf şirinlikle işi idare etmeye çalışanlara bir de orkestra ayak uydurunca program iyice çekilmez bir hale geldi. Akademi yarışmasının özünde eğitim var. Programı en cazip kılan unsur, yarışmacıların gün geçtikçe kat ettikleri mesafenin ortaya çıkması. Ama ilk kez bu yarışmada adayların ileriye değil, geriye doğru gittiğine şahit oluyorum. Eğitmenlerin ve jürinin bu kötü gidişe bir an önce 'Dur' demeleri lazım. Yoksa bu işin sonu iyi görünmüyor. Kulak memesi kıvamındaki jüriye hareket ve heyecan getirmesi adına 'kötü polis' olarak eklenen yapımcı Samsun Demir'e ise 'kurtarıcılık' rolü ağır gelecek gibi...
Adaylar arasında hem sesiyle, hem ışığıyla 'star'lık yolunda ilerleyebilecek tek yarışmacının ise Azeri kızı Elyane olduğunu düşünüyorum. Onun dışında kalanlar, 'vasat' ile 'Eh işte' arasında bir yerlerde dolaşıp duruyorlar.
Hayrettin ise tarz yaratacağım derken işin suyunu çıkarttı. Bu hafta giydiği kostüm, vahşi batıda suç işledikten sonra katran ve kaz tüyüne batırılıp sokakta dolaştırılan kovboylarınkine benziyordu.
İki çift laf da yarışmanın ABD'li koreografı Louren'e: Memleketinde iyi işler yapıyor olabilir. Ama bir koreografın her şeyden önce Türk müziğini bilmesi, en azından azıcık öğrenmesi gerekir. Louren haftalardır dans motifleri ile şarkıların ruhunu birleştiremiyor. Çocuklar da haklı olarak bu tuhaf hareketlere tepki gösterip uygulamak istemiyorlar. Örneğin, Tarkan'ın oryantal desenli 'Gül Döktüm Yollarına' şarkısına bizim Louren'in uygun gördüğü bale motifleri pek iğreti durdu. Umarım Louren'in akıbeti, milyon dolarlar verilip 3 ayda ülkesine gönderilen yabancı teknik direktörler gibi olmaz. Sahi kuzum, bizim memlekette koreograf kıtlığı mı vardı?