"Sayın büyükelçi (İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy) sizi hayli gergin gördüm. Sanki Gazze bu kadar güllük gülistanlık, o kadar çoluk çocuk öldürülmedi, hiç bir sorun yok. O zaman neden bu yardımların ve yerine ulaşmasını engelliyorsunuz?" "Sanki yardım için gidenlerin hepsi propaganda ve provokasyon peşinde... Gidenlerin bazılarını biz de tanıyoruz. Gazze sokakları Mısır Çarşısı gibi bolluk içindeymiş gibi konuşuyorsunuz. Ancak çok büyük bir yıkım olduğunu biliyoruz..." "Siz (İsrail Dışişleri Sözcüsü Yigal Palmor) bir askeriniz kaçırıldı diye Lübnan'a ve Gazze'ye saldırdınız, şimdiyse 4'ü Türk 10 kişiyi öldürdünüz. Türkiye'nin nasıl davranmasını bekliyorsunuz, böyle bir durum sizin başınıza gelseydi ne şekilde davranırdınız?"

CESUR SORULAR SORDU
İsrail'in Türk yardım gemilerine saldırmasıyla ortaya çıkan krizin öncesinde ve sonrasında, konuklarına daha bunun gibi birçok cesur sorular yöneltti Cüneyt Özdemir... Derin ilişkileri sayesinde Batı medyası tarafından her zaman kollanan İsrailli yetkiler, sert bir kayaya çarptıklarını geç fark ettiler ama iş işten geçmişti. Yo, yanlış anlamayın sadece bizim duygu ve düşüncelerimize tercüman olduğu için kutlamıyorum Özdemir'i... Onun asıl başarısı bir Türk olarak hissettiği acıların, objektifliğine gölge düşürmesine engel olmasıydı. Diğer tarafa da söz hakkı tanıdı ve onlardan krize dair en net bilgileri almaya çalıştı. Aslında Özdemir'in habercilik anlayışı ve başarıları üzerine fazla söze gerek yok ama son İsrail krizindeki tavrıyla, Irak Savaşı'nda üzerine yapışan 'embedded' vasfını da unutturmuş oldu.

OBJEKTİF HABERCİLİK
Övgüyü hak eden bir diğer isim de Mete Çubukçu... Kriz patlak verince soluğu İsrail'de alan ilk gazetecilerden biriydi. İsrail'den Türkiye ile kurduğu tarihi canlı bağlantıda, kendisine ve Türkiye'ye hakaretler savuran fanatik İsrailliler'in arasında muhteşem bir habercilik performansı sergiledi. Çok zor bir ortamda, soğukkanlı kalabildi ve objektif habercilik anlayışından hiç ödün vermedi. Birçoğunuz gibi ben de yıllardır bu iki ismi zevkle takip ediyorum ama son İsrail krizinde sergiledikleri habercilik performanslarıyla bir Türk vatandaşı olarak da gurur duydum. Bir diğer gurur duyduğum nokta ise Mavi Marmara gemisinden yapılan canlı yayındı. Teknolojisi konusunda hakkında sayısız efsaneler üretilen İsrail Ordusu'nu bile dize getirdiler. Gemide bu teknik donanımı kuran İHH yetkilileri ve gemilerde hayatları pahasına haber peşinde koşan basın emekçilerine de sonsuz teşekkürler. Özetle; İsrail krizinde Türk medyası tarihinin en başarılı sınavlarından birini verdi.