Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Gülen'den Avcı'ya: "Mumu yatsıda söner"

Fethullah Gülen, tartışmalar sürerken, iki önemli konu hakkında açıklama yaptı. Gülen'in, referandumda "evet" için ağırlık koyması, kimi çevrelerde siyasi bir tavır olarak yorumlanmıştı. Gülen, referandumda evet oyu verilmesi yolundaki mülâhazalarını bir vazife addettiğini açıkladı: "Ülkem, milletim ve mefkûrem adına yararlı olduğuna inandığım bir mevzuda sükût etmem, dilsiz şeytanlık olurdu. Zira yapılan reformlar çok önemliydi. Öncelikle milletimizin bazı vesayetlerden sıyrılması söz konusuydu. Vesayetlerden sıyrılması, insanımızın kendi gibi düşünmesi ve kendi olmasına da yolun açılması demekti."
Gülen, "falan filan parti" için değil, milletin ikbal ve istikbali adına bu reform paketini desteklediğini açıkladıktan sonra, Hanefi Avcı meselesine temas ediyor. "Fethullahçılar Emniyet'i ele geçirdi" sözlerine cevap verirken iki husus üzerinde duruyor:
1) "Şucu bucu" (Fethullahçı) tabirine karşı çıkıyor: "Ben, ruhunuzun ilhamlarını muhtaç gönüllere boşaltın diyorum. Bu çağrıyı makul bulan kimseler, ellerindeki imkânlarla, insanlığa faydalı olmaya çalışıyorlar. Sözlerime değer verenler, Emniyet teşkilâtı içinde de, Mülkiye'de de, Adliye'de de, dünyanın başka yerlerinde de olabilir. Ben bilemem onları."
2)
Gülen, bazı müesseselerin "ele geçirildiği" şeklindeki bir söylemi de rencide edici buluyor: "Bir insanın, kendi millet fertlerini, yine kendi memleketindeki bazı müesseselere girmeleri için teşvik etmesine, sızma denmez. Teşvik edilen insanlar da, o müesseseler de bu ülkeye ait. Bir milletin ferdi, kendi milleti için var olan müesseseye sızmaz, hakkıdır, girer oraya; Mülkiye'ye de girer, Adliye'ye de, İstihbarat'a da girer; Hariciye'ye de. Kadrolaşma, sızma, çoğalma yolunda iddiaları ortaya atanlar ve bu şekilde vazifeperver insanları sindirmeye çalışanlar, iftiralarının arkasına saklanarak, hedef şaşırtarak, kendi felsefeleri adına belli yerlere sızmış, çoğalmış kimselerdir."
Fethullah Gülen, son derece nazik bir üslûpla iddialara cevap vermiş. Gene nezaketi elden bırakmadan Hanefi Avcı'yı da "yalancılıkla" suçlamış: "O mum uzun sürmez; yalancı demiyorum, terbiyem müsaade etmez; fakat o mum uzun sürmez; sürse bile yatsıya kadar sürer ve söner."
Acaba, Avcı'nın bürosunda ortaya çıkan kasetler, mumun sönmek üzere olduğunun bir işareti sayılabilir mi?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA