Karşındakini "ne tatlı insan" diyerek seçme tanı!
Düşün kafasında dönen binlerce tilkiyi, yalanı dolanı!
Karşındakini şıp diyerek sevme tanı!
Düşün paçası sıkışınca kaçıp sana çektireceği acıları!
Düşün fayda etmeyen son pişmanlıkları!
Düşün kızım düşün; zeytinyağı misali su yüzüne çıkmayı marifet sananları.
Anladın mı benim kınalı kuzum; önce tanı! Sonra ver kanı! Boşa vurma duvarlara o güzel kafanı.
Özetle; hop diye açma kollarını.
Eveet sevgili okurlar. Dersimizin adı 'İkili ilişkilerde tanımadan ne yapılmaz 101.' Aman dikkat! Kâğıt kalem hazır mı?
Hazırsa, haydi maddeler gelsin.
1. Birini tanımadan, en yakın arkadaşın zannedip hayat hikâyen anlatılmaz. Sonra en aciz anında yol, su, elektrik olarak öyle bir döner ki sana inanamazsın.
2. Birini tanımadan, huyunu, suyunu, zor anlarda ne yapacağını, nasıl çark edeceğini bilmeden güvenilmez.
3. Aman dikkat! Tanımadan sevilmez kardeş! "Aaa! Napayim gönül bu işte" çekersen, dört nala seversen uzun vaadede kendin kaybedersin. Sonra karşıma gelip ağlama! Ağlama gözbebeğim sana kıyamam yahu.
4. Tanımadan Alain Delon bile olsa kimse eve alınmaz! Evimiz hepimizin en özel yeridir. Sonra bir gün ansızın karşındakinin gerçek yüzünü gördüğünde o koltukları yemek istersin, bütün evi çamaşır suyuyla yıkasan bile onun o pis enerjisini evden atamazsın. Yapma çocuğum, etme! Tanı çocuğum tanı!
5. Ve de karşındaki insanı eğrisiyle doğrusuyla, siniriyle, içkili-içkisiz haliyle, ailesine muamelesiyle tanımadan onun için güzel cümleler kurulmaz!
Aman bünyene ani coşkular verme evladım! Sonra gerçekle yüzleşince o dediklerini tüküresin gelir de tüküremezsin yeğen.
Ona göre.