Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Suyun değeri

İnsan suyun değerini, daha doğrusu suyun fiyatının olmadığını ancak susayınca ve su bulamayınca anlayabilir.
Bir an için dünyanın en zengin adamı Bill Gates (40 milyar dolar) ile ikinci en zengin Warren Buffet'in (37 milyar dolar) birlikte çıktıkları bir gezide uçaklarının çöle, örneğin Taklamakan'a düştüğünü, ama kazadan sağ çıktıklarını varsayın.
Taklamakan, "Giriş var çıkış yok" anlamına geliyor. Günlerce kurtarıcı bekleyen iki süper zenginin imdadına elinde iki şişe su bulunan biri yetişse... Ve susuzluktan ölümün eşiğine gelen Gates ve Buffet'a, "Birer şişe su karşılığı servetlerinizi istiyorum" dese... Kabul ederler mi, etmezler mi? Bizce hiç tereddütsüz kabul ederler. Yani bir şişe su için Gates 40 milyar dolar, Buffet ise 37 milyar dolar öder. Yeter ki kana kana su içsinler...

Su savaşları kapıda
Peki, kronik olarak susuzluk çeken milyonlarca, yüz milyonlarca insan, suya kavuşmak için nasıl bir bedel ödeyebilir? Yanıtı Birleşmiş Milletler'in geçen hafta yayınladığı raporda veriliyor: "Her şeyi göze alabilir." Her şeyi göze almak, çatışma demek, su savaşları demek, ölüm demek ki zaten başladı bile. Hem de birçok yerde.
Zimbabve'de 4 bini aşkın can alan kolera salgınına ülkenin su ve kanalizasyon altyapısının çökmesi yol açtı.
Hızla patlama noktasına yaklaşan Tibet krizinin ardında Çin'in su kaynaklarının hızla tükenmesi var. Tibet, büyük, çok büyük su rezervlerine sahip.
Su sadece savaşın değil, barışın da tetikleyicisi olabilir. Örneğin, Suriyeİsrail barışı gerçekleşirse, bilin ki bu sonuçta en önemli rolü Türkiye'nin iki ülkeye de su sağlama vaadi oynayacak. Aynı şekilde, Filistinİsrail barışında da.
Özetle su, yüzyılın en jeostratejik konusu haline geliyor.
Zira halen 2 milyarı aşkın insan yeterli ve temiz suya erişemiyor. 2025'te bu rakam 4 milyarı geçecek. Bir başka deyişle, her iki kişiden biri susuzluğun pençesinde kıvranacak.
Düşünün; dünya nüfusu her yıl 80 milyon kişi artıyor. Bu da su talebinin her yıl 64 milyar metreküp artması anlamına geliyor. Çünkü bir insanın içmek, yıkanmak ve besin ihtiyacını karşılamak için yılda ortalama bin metreküp suya ihtiyacı var. Hepsi bu kadar olsa neyse...

Susuz hayat olur mu?
Küresel ısınmaya karşı en etkili çözüm olarak gösterilen hidroelektrik santralleri için su gerek. Termik ve nükleer santralleri soğutmak için su gerek.
Petrole alternatif yapılan yeşil yakıtların üretimi için su gerek. Hem de çok su gerek: Bir litre yeşil yakıt üretiminde 2.500 litre su tüketiliyor.
Tekstil, elektronik, tarıma dayalı sanayi, maden, metalurji sektörlerinin çarklarını çevirmek için su gerek. Hem de çok ama çok su gerek: Bir tişört için gerekli 250 gram pamuk üretimi 25 metreküp su istiyor.
Oysa yeryüzündeki su rezervlerinin yüzde 97'si tuzlu. Yani denizlerde, okyanuslarda. Kalan yüzde 3'le tarım sektörünün sulama ihtiyacını karşılayacaksınız ( Bir kilo buğday üretmek için ortalama 750 litre su gerekiyor ), diğer sanayi dallarına ve enerji üretimine su ayıracaksınız ve de hızla 9 milyara doğru giden insanoğlunun susuzluğunu gidereceksiniz, düzenli aralarla yıkanmasını sağlayacaksınız. Ah, unutmadan; hayvanlara da su bırakacaksınız: Bir kilo et için de 10 bin litre su tüketiliyor!
Tüm bunlara halen nüfusu bir milyonun üstünde 650'den fazla kentin bulunduğunu, 25 yıl sonra nüfusu 10 milyonun üstündeki megakentlerin patlama yapacağını, dolayısıyla kentlerin su ihtiyaçlarının devasa boyutlara ulaşacağını, küresel ısınma nedeniyle güney yarıküreden kuzeye yoğun göçler olacağını, çevre kirlenmesinin hızlanacağını ekleyin...
İstanbul'da dün başlayan 5'inci Dünya Su Forumu'nda 120 ülkenin ilgili bakanları, bilim adamları ve çevre uzmanları işte bu zorlu sorunlara çözüm arayacaklar. Kolay gelsin!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA