Servis terörüyle ilgili yazdığım yazı, büyük ilgi gördü. Birçok SABAH okuru, görüşleriyle konuya katkıda bulundu. Bunlardan biri de konferans çevirmeni Murat Erduran. Geçen yıl servis hizmetleri konusunda düzenlenen bir seminere katılan Erduran, ABD'den gelen uzmanların Türkiye'deki servislere hayret ettiklerine şahit olmuş. Uzmanlar, böyle bir lüksün ABD'de olmadığını, hiçbir Amerikan şirketinin çalışanlarına ulaşım hizmeti vermediğini söylemişler.
Servislerin terör yarattığına inansam da, servis hizmetinin birçok faydası var. Örneğin, Türkiye'de özellikle otomotiv sektöründe mazeretsiz işe gelmeme oranı dünya ortalamasının çok altında. AB üyesi ülkelerde bu oran yüzde 10'un üzerinde. Türkiye'de ise yüzde 1. Bunun en önemli nedeni Türk işçilerin işe olan bağlılıkları. İkincisi ise servisler. İşçilerin fabrikaya ulaşımını servisler yaptıkları için mazeretsiz işe gelmeme ortadan kalkıyor. Yurtdışında ise servis yok. Fabrikaya kendi otomobiliyle gelen Avrupalı işçiler, akşam içkiyi fazla kaçırmışsa sabah kalkamıyor. Servise yetişme kaygısı olmadığı için işbaşı yapmıyor. Bu nedenle üretimde aksaklıklar yaşanıyor.
Ancak, ABD'li uzmanların okul servisleriyle ilgili düşüncelerine tamamiyle katılıyorum. ABD'den örnekler veren uzmanlar, okul servislerinin ana caddelerden geçtiğini, öğrencilerin yürüyerek durağa gidip, servisi beklediklerini anlatmışlar. Servislerin Türkiye'deki durumunu aşırı lüks ve gereksiz bulduklarını söylemişler.
Okul servislerinin öğrencileri bırakın evlerinden almalarını, İstanbul'da sitelerin içine girip kapı kapı dolaşanlar bile var. Öğrencilerin site girişinde servisi beklemesi doğru olmasına rağmen. Servis şirketi yetkilileri, bu konuda yapabilecekleri bir şey olmadıklarını söylüyormuş. Çünkü ebeveynler çocuklarını evlerin kapısından almasını istiyorlarmış. Küçük burjuva davranışından başka bir şey değil.