Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Yasakları yasaklamak..

BAŞBAKAN "Yasakları yasaklayın" derken, İstanbul'da Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzon arasındaki basketbol maçlarına rakip takım seyircilerinin gelmeleri yasaklanıyor.
Bu nasıl iş?..
Spor dostluk, spor kardeşlik değil mi?. Çin ve Amerika gibi iki dünya düşmanı minnacık bir pinpon topuyla barışmadılar mı?.
Tek seyircili maç olur mu?. Devletin görevi benim maç izleme hakkımı rahatça kullanmamı sağlamak mı, yoksa maça gitmemi yasaklamak mı?.
"Derbilere rakip seyirci gelmesin" demek "Ben devlet olarak bir avuç salon seyircisini kontrol etmekten acizim" demek değil mi?.
Başbakanı protesto eden öğrencileri gırtlaklayarak salondan çıkarmayı, mahkemeye verip, birer buçuk sene hapse mahkum etmeyi beceriyor da devletim, bu sporu çirkinleştiren üç beş manyağı mı zaptedemiyor?.
Edemiyor, çünkü yasa eksiği var. Sporda şiddet yasası bir türlü çıkmıyor.. Efendim Adalet Bakanı muhalif.. "Mahkemeler zaten yüklü. Bir de spor davalarını eklemeyin.."
Olur..
O zaman seyirciyi yasaklarız olur biter..
Bu mudur, "Yasakları yasaklayın" bu mudur?.
Kendilerine bir haksızlık yapıldığını düşündükleri için yaka paça götürülen ve ağır cezalara mahkum olan öğrenciler için Başbakan "Ben hiçbirinden şikâyetçi olmadım" demiş..
Siz olmadınız ama, gençler "Demokrat" dediğimiz bir çağda hak aradıkları, hem de şiddete baş vurmadan hak aradıkları için mahkum oldular.. Mesele bu..
Sizin bir sözünüzle anayasa değiştiren ülkede, bu garip yasaların değişmesini istediniz mi peki.. "Yasaları değiştirelim de, demokratik haklarını barışçıl kullananlara kimse dokunmasın" dediniz mi, Adalet Bakanınıza..?.
Diyin lütfen!..
Sayın Başbakan, Ben sizin İstanbul'a gelirken "Polisten tüm izinleri kaldırın. Geçeceğim tüm yollara sabahtan itibaren 50 metre aralıkla polis dizin. Güzergahımda yolları kesin, ben hızla gideyim" diye emir vermediğinizi de adım gibi biliyorum. Ama siz emir vermeseniz de böyle oluyor. Sizden evvel de böyleydi. Yanlış anlamayın. Bu işgüzarlık, Fatih Sultan Mehmet kadar eski, ama kimse düzeltmiyor.
Alman Başbakanı benimle kırmızıda bekliyor. Stada iki kilometre kala, trafik yasaklandığı için benim gibi arabasından iniyor ve o iki kilometreyi binlerce insanın arasında benim gibi yürüyor. Ben, Alman Başbakanı ile yan yana yürüyorum. Kendi başbakanıma yaklaşmaya kalkarsam, yaka paça.. Niye?.
Bu ülkede Osmanlı'dan kalma adetler yasaklanmadıkça, "Yasakları yasaklayın" sözü havada kalacaktır.
Eğer demokrat olacaksak, tüm kurallarıyla olacağız.. Her yerde, herkese demokrat!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA