Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde, Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katılımıyla 5+1 formatındaki gayriresmi Kıbrıs konulu konferans ikinci gününde Cenevre'de devam etti. Kıbrıs'ta Türklerle 'herhangi bir şeyi' paylaşmak istemediklerini defalarca dile getiren Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan, yine çözümden ziyade çözümsüzlük odaklı yaklaşımını sürdürüyor.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) önerisiyle gerçekleştirilen toplantıya uluslararası arenada tepki çekmemek için katılım gösteren Rum tarafı, hakkaniyete aykırı şekilde Türk tezlerinin tam aksini savunmayı sürdürüyor. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ilk kez Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü konusundaki pozisyonunu dile getirdi.
'FEDERASYON' ISRARI
Yunanistan ve GKRY 53 yıl görüşülen ancak sonuç alınamayan federasyon modelinde 2017'de masayı deviren kendileri olmalarına rağmen yine bu modelin görüşülmesini istiyor.
Türk tarafı Türkiye'nin garantörlüğü, Türk askerinin Kıbrıs'taki varlığı, KKTC'nin egemenliği ve siyasi eşitlik konularından ödün vermiyor. İki devletli çözümün BM kuralları dışında olduğu iddiasını öne süren Rum tarafı, Maraş'ın açılmasının da sona erdirilmesini talep ediyor.
TATAR, BM'YE 6 MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİSİ SUNDU
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'ın Kıbrıs'ta kalıcı çözüm için Guterres'e sunduğu 6 maddelik öneri özetle şöyle:
1- Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi'nin iki tarafın eşit uluslararası statüsünün ve egemen eşitliğinin güvence altına alındığı bir kararı kabul etmesi için inisiyatif alacaktır.
2- İki tarafın eşit uluslararası statüsü ve egemen eşitliği sağlandıktan sonra sonuç odaklı müzakerelere başlanacaktır.
3- Müzakereler, iki bağımsız devlet arasındaki gelecekteki ilişkilere, mülkiyet, güvenlik ve sınır düzenlemesinin yanı sıra AB ile ilişkilere odaklanacaktır.
4- Müzakereler, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin yanı sıra uygun olduğu hallerde gözlemci olarak AB tarafından desteklenecektir.
5- Herhangi bir anlaşma bağlamında, iki devlet karşılıklı olarak birbirini tanıyacak, üç garantör devlet bunu destekleyecektir.
6- Bu müzakereler sonucunda varılacak herhangi bir anlaşma, iki devlette ayrı olarak eşzamanlı referandumlarda onaya sunulacaktır.
