İYİ Parti Grup Başkan vekili Lütfü Türkkan'ın, etik olmayan ve skandal olarak tanımlanabilecek birçok itham, iftira, hakaret ve darp vakalarını rutin olarak gerçekleştirdiği ve kamuoyunu kendi ismiyle yan yana anılan bu skandallara adeta alıştırıldığı belirtilen raporda, "Türkkan'ın bu skandallarına ne İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'den ne de partili isimlerden herhangi bir kınama ya da eleştiri gelmemiştir. Yaşanan birçok olayda yalan ve dezenformasyon üzerinden algı oluşturarak AK Parti'yi ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan İYİ Parti yönetiminin, etik değerlerle hiçbir şekilde bağdaşmayan skandalları ortaya çıkan Lütfü Türkkan'ı koruması ve sahip çıkması, partinin içinde bulunduğu ikiyüzlü vaziyeti net bir şekilde göstermektedir" denildi.
36 MİLYON DOLAR KREDİYİ ÖDEMEDİ
Türkkan'ın Ukrayna ve Gebze'deki fabrikaları ve çiftlikleri için Türkiye, Karadağ ve Kazakistan'daki Ziraat Bankası şubelerinden toplam 36 milyon dolar kredi çektiği, bu parayı geri ödemediği ile gündeme geldiğine dikkat çekilen raporda, Türkkan'ın katıldığı bir canlı yayında Ziraat Bankası başta olmak üzere kamu bankalarında "kredilerin yüzdürülerek iş dünyasının ayakta tutulmaya çalışıldığını" ve bu "kredilerin kamu bankalarının sırtına vurulan bir yük" olduğunu söylediği ifade edildi. Raporda, "Eğer iddialar doğru ise kendi tabiri ile halkın sırtına yük olmuştur" denildi.
"Daha önce de Türkkan'ın kredileri kullandığı söylenen çiftlik ve fabrikalarında ise kaçak yapılar tespit edilmiş, Kocaeli'nin Dilovası'nda bulunan çiftliğinde yapılan denetimlerde çiftliğinde 15 kaçak yapı tespit edilen Türkkan'ın, bir kısmı orman arazisi üzerinde bulunan çiftliğine ait yapıların ruhsatının ve izninin olmadığı ortaya çıkmıştı. Lütfü Türkkan'a 662 bin TL ceza kesilerek bu yapılar yıkılmıştır. Türkkan'ın hukuksuz faaliyetleri bununla da sınırlı kalmamıştır. Yıkım işlemi ve durumla ilgili haber yapmak için bölgede bulunan İHA muhabiri Mustafa Uslu, Türkkan'ın yeğeni, şoförü ve korumaları tarafından darp edilmiştir. Basın özgürlüğü konusunda sürekli eleştiriler yapan ve Türkiye'de özgürlüğün olmadığını iddia eden Türkkan, kamuya haber aktarmakla görevli olan bir basın mensubunun darp edilmesinde birinci sorumlu olmuştur. Konuyla ilgili İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, doğru bir şey mi, aferin iyi yaptı mı diyorsanız hayır öyle bir şey doğru değil, yanlış, ne yapalım şimdi? Ne yapayım ben. Elbette ki yanlış elbette ki geçmiş olsun açıklamasında bulunarak son derece zayıf tonda bir geçmiş olsun dileğinde bulunmuş ancak Türkkan'a parti içerisinde herhangi bir kınama ya da yaptırım uygulanmamıştır."
Türkkan'ın sürekli olarak halkın ekonomik durumunun kötü olduğundan, milletin "aç" olduğunda dem vurduğu belirtilen raporda, Türkkan'ın lüks yaşamına dikkat çekildi.
RİYAKAR TAVIR TAKINMIŞTIR
Raporda, "Özellikle ailesinin yaşadığı lüks hayatın sosyal medyaya yansıması Türkkan'ın bu konuda da riyakar bir tavır takındığını ortaya koymuştur. Kızı Dilara Türkkan'ın villasında verdiği Noel partisinde zenne oynatması, lüks otellerde yaptığı tatilini sosyal medyada paylaşması, Türkkan'ın boğaz manzaralı lüks evinden paylaştığı fotoğraflar ve Türkkan'ın bunlara sessiz kalması, bu konudaki tavrının ispatı olmuştur. Lütfü Türkkan sadece maddi konularda değil milletin manevi değerleriyle ilgili söylemleriyle de milletten uzak bir konumda olduğunu göstermiştir" denildi. TBMM Genel Kurulu'nda ziyaretçi olarak bulunan ve 2016 yılında terör örgütü PKK tarafından şehit edilen kaymakam Muhammet Safitürk'ün babası Asım Safitürk'e "kim bu sarıklı cübbeli arkadaş" diyerek alaycı bir tavır takınan Türkkan'ın, ayrıştırıcı bir tutum sergilediği ifade edildi. Raporda, "Tüm bu hukuksuz olaylar silsilesi net bir biçimde göstermektedir ki İyi Parti zihniyeti muhalefet yapmak adına AK Parti hükümetine yalan siyaseti üzerinden iftiralar atarken, parti içinde yaşanan ve suç olduğu net bir biçimde ortaya konan olaylara sessiz kalmaktadır. En ufak bir olayda ortalığı yalan ve dezenformasyonla birbirine katan, halkı kin ve nefrete sürükleyecek seviyede söylemlerde bulunan zihniyetin sıra kendilerine geldiğinde hiçbir tepki vermemesi, kurmaca bir toplumsal duyarlılık gösterdiklerinin ve kendi içlerindeki işleyişin bu şekilde olduğunun net bir göstergesi olmuştur. Sürekli kurgu ve senaryolarla milletin aklıyla alay eden İyi Partinin Lütfü Türkkan'ın skandallarına sessiz kalması ise yozlaşmış bir zihniyete sahip olduklarını açıkça göstermektedir" denildi.