'Destan'ın dördüncü bölümünde, sarayın gizli geçitlerine hakimiyeti sayesinde Akkız'ın tutulduğu zindana ulaşan ve buradan ona yardım eden Batuga, nihayet zindanın duvarındaki tuğlaları sökmenin yolunu buldu ve Akkız'ı çıkardı.
Annesi Tılsım'la birlikte saraydan kaçarken kullandıkları tünelleri Akkız'a gösteren Batuga, nihayet Alpagu Han tarafından kapatılan çıkışa gelince "Annemle biz kaçtık diye babam çıkışı kapattı demiştim. Kazmak gerek" dedi.
Bu esnada Akkız, Batuga'nın yıllardır tünellerin duvarlarına çizdiği resimleri görünce çok etkilendi. Tüm çizimleri görmek isteyen Akkız, Batuga'nın yaşadıklarını anlayınca "Nasıl... Nasıl dayandın? Dağ olsa yıkılır, gök olsa yarılır. Sen nasıl dayandın" diye sordu. Batuga "İşte bir tahta kılıç ile" deyince Akkız "Onu da çizdin mi" diye üsteledi. Batuga, Akkız'a çocukluklarındaki karşılaşmalarını resmeden çizimi gösterince, Akkız göz yaşlarına boğuldu.
Batuga "Burayı kazmak mahzenin taşlarını sökmek kadar kolay değil. Haftalar belki aylar sürer. Başlayalım mı?" diyerek hüzünlü havayı dağıtmak istedi. Akkız, özgürlüğü ile arasında duran duvara hırsla saldırdı.
