Rusya'da düzenlenen 2018 Dünya Kupası'nda 32 takımın yer aldığı grup aşamalarında mücadeleler sona erdi ve son 16'ya kalan takımlar belli oldu. İşte birçok ilke sahne olan turnuvayı yerinde takip eden SABAH Spor'un usta yazarı Ömer Üründül'ün gözünden Dünya Kupası değerlendirmesi…
ORGANİZASYON MÜKEMMELE YAKIN
Dünya Kupası'nda grup maçları sona erdi. Önce organizasyondan ve atmosferden bahsetmek istiyorum. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çok sayıda seyirci ile olaysız, tam bir şenlik havası yaşanıyor. Organizasyon mükemmele yakın. Her şey çok iyi planlanmış. Üst derecede güvenlik önlemleri var ama kesinlikle insanları rahatsız edecek bir şekilde değil.
EN İYİ TAKIM HIRVATİSTAN
Genelde bugüne kadar oynanan maçların kalitesi tatminkar değildi. Dünyanın en güçlü takımlarının performansları hayal kırıklığı yaratıyor. En büyük sürpriz Almanya'nın elenmesi oldu. İsveç karşısında mükemmel bir son saniye golüyle hayata döndüler. Ama Güney Kore'ye yenilerek hüzünlü bir şekilde şampiyonaya veda ettiler. En büyük favorilerden biri olan İspanya, Portekiz'den 3 gol yedi, İran'ı zor yendi, iddiasız Fas karşısında da son saniyede beraberliği kurtardı. Messi'li Arjantin için her şey zora girmişken, Nijerya'nın İzlanda'yı yenmesi ile umutlandılar ama Nijerya karşısında da zorlanıp son dakikalarda attıkları bir golle gruptan çıktılar. İngiltere, Belçika ve Fransa da kendilerinden beklenen futbol seviyesinde değiller. Bana göre bugüne kadar en iyi futbolu favori olmayan Hırvatistan oynadı.
ZAYIFLAR YÜREKTEN OYNADI
Peki neden böyle bir tablo oluştu? Çünkü bu takımların futbolcuları üst düzey liglerde mücadele ediyorlar. Bütün sezon kendi ligleri, Şampiyonlar Ligi ve de Milli Takımlar düzeyindeki hazırlık maçlarında yıpranıyorlar. Doğal olarak sezon sonu Dünya Kupası'na yorgun geliyorlar. Dünya Kupası'nın bir önemli özelliği de zayıf takımların elenseler bile bir şeyler yapıp kendilerinden söz ettirebilmek için yaptıkları yürekten mücadele… Güney Kore, Almanya'yı yenince; Suudi Arabistan ise Mısır'ı yenip bugüne kadar Dünya Kupası'ndaki ilk galibiyetini alınca elenmelerine rağmen zafer sevinci yaşadılar.
DÜNYANIN BİR UCUNDA 25 BİN KİŞİLİK DESTEK!
Arjantin seyircisine ayrı bir paragraf açmak istiyorum. 2014 Dünya Kupası'nda bir maçta Maracana Stadı'nda 50 bin Arjantinli vardı. O zaman şöyle düşünmüştüm, "Futbol tutkunu bir ülke, Brezilya'ya iki saatlik bir mesafede"... Ama Rusya, Arjantin için adeta dünyanın öbür ucu. Buna rağmen 25 bin Arjantinli maçlara geliyor, takdir etmemek gerçekten mümkün değil.
ÇEYREK FİNALE KİMLER ÇIKAR?
FRANSA-ARJANTİN: Arjantin iyi futbol oynamıyor ama bu maçın havası başka. Her türlü neticeye açık.
URUGUAY-PORTEKİZ: En zor eşleşmelerden biri. Portekiz iyi değil, Uruguay vasat. Ronaldo faktörü var ama yüzde 51 Uruguay önde.
İSPANYA-RUSYA: İspanya tabii ki favori gözüküyor ama seyircisiyle bütünleşen Rusya da kolay teslim olur mu?
HIRVATİSTAN-DANİMARKA: Hırvatistan favorim. Danimarka sistem takımı ama Hırvatistan form düzeyiyle önde.
BREZİLYA-MEKSİKA: İlginç bir maç olacak. Meksika şampiyonaya iyi başladı ama İsveç karşısında ağır bir yenilgi aldı. Favorim Brezilya.
BELÇİKA-JAPONYA: Belçika iyi bir takım, İngiltere karşısında gördük ki alternatifli bir kadrosu var. Net favorim.
İSVEÇ-İSVİÇRE: İki takım da beklenen performanslarının üstünde. Yüzde 51 İsveç.
KOLOMBİYA-İNGİLTERE: Kolombiya'yı eski gücünden uzak gördüm. En önemli oyuncusu James Rodriguez de sakat. İngiltere'nin hava ve duran toplarda, yüksek ortalarda önemli bir artısı var. İngiltere favorim.
ÇAKIR'IN FİNALDEKİ RAKİBİ, ALMAN BRYCH!
VAR'ın futbol için ne kadar şart olduğu iyice belgelendi. Tüm grup maçlarında birçok önemli hata VAR tarafından düzeltildi. Bu yüzden de herhangi bir ciddi hakem eleştirisi yok. Cüneyt Çakır çok kritik ve zorluk derecesi üst düzeye çıkan Arjantin-Nijerya maçını mükemmel yönetti. Final için bana göre tek rakibi Alman Brych. Çünkü Almanya kupadan elendi. Cüneyt Çakır'ın çok iyi maçlar yönettiği burada konuşuluyor. Arjantin-Nijerya maçının ardından Messi'nin ve son dakikada gelen golle yıkılan Nijerya'nın teknik direktörü Gernot Rohr'un maç sonu kendisini tebrik etmesi de bunu ortaya koyuyor.