SABAH Spor yazarları Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Murat Özbostan, Bülent Timurlenk, Ali Gültiken, Gürcan Bilgiç, Levent Tüzemen ve Fatih Doğan, Süper Lig'de nefes kesen şampiyonluk yarışını değerlendirdi. Ahmet Çakar yazısında, 1992-93 şampiyonluğunu hatırlattı ve Rade Zalad ile ilgili çok konuşulacak ifadeler kullandı... İşte son dakika haberinin detayları...
ERMAN TOROĞLU - SERGEN YALÇIN DÜMENİ FATİH TERİM'E KAPTIRDI
Uzun yıllardır bu tarz bir şampiyonluk yarışı görmedim. Belki bir mucize olacak ve Galatasaray şampiyon olacak ki o mucizeye yakın anda sarı-kırmızılılar. Ama gerçeklerden kaçamazsınız. Sergen'in elindeki kadroyla verdiği mücadele ile Galatasaray ve Fenerbahçe'nin kadrolarıyla yaptığı mücadele aynı değil. Sergen'in bu kadroyla buralara gelmesi bile büyük başarı.
Oyunun ilerleyen dakikalarında oyuna sokacak, ilk 11'de oynayan, girdiği zaman da çıkanı hissettirmeyen oyuncusu kenarda yok. Ama G.Saray yedek kulübesi ile F.Bahçe'de tonla oyuncu var. Öyle veya böyle Karagümrük eksik kalmış ve sen 1-1
yapmışsın, artık orada puana oynayacaksın. Oyunu soğutacaksın, defansta hata yapmayacaksın. Bu işler satranç gibidir.
Beşiktaş'ın son dakikalarda yediği gollere bakın, bir de rakiplerinin attığı gollere. Her şey teknik adamdan beklenmez. Saha içinde de lider olacak ve böyle bir maçta 38'lik Atiba bence çok arandı. Eğer Galatasaray şampiyon olursa Beşiktaş altın tepside Galatasaray'a şampiyonluğu sunmuş olacak.
3 MAÇTA DA BÜYÜK HATA YOK
Şöyle genele baktığımızda 3 hakem için de çok büyük hata yok gibi geldi bana. Yine de pozisyonlara bakmak lazım. Çünkü 3 maçı izlemek çok zor. Karagümrük ligin yenisi, Sivasspor eskisi, Rıza'nın olduğu yerde takımı diri olur. Sivas rahat oynadı. Karagümrük çok rahat oynadı. Çünkü Karagümrük ayağa çok iyi top yapan bir takım. Teknik adamı da zaten sezon başından beri öyle istedi.
Fenerbahçe, Sivas'a karşı aynı Beşiktaş gibi direnç gösteremedi. Ama o yedek kadrosuyla daha farklı olması gerekirdi. Şu anda Fenerbahçe için olay bitti. Dün akşamki 90 dakikaların sonuna kadar lig şampiyonluğu gemisinin kaptanı Sergen'di, tayfaları Beşiktaşlı oyuncular. Dünkü 90'lardan sonra bu sefer geminin idaresi kaptan Fatih Terim'in eline geçti, onun da tayfaları idareyi ele aldılar.
AHMET ÇAKAR - MÜTHİŞ BİR HEYECAN ADETA TARİH YAZILIYOR
Türk futbol tarihinin en heyecanlı, en garip ligine tanıklık ediyoruz. Adeta bir tarih yazılıyor. Birkaç hafta önce asla şampiyon olamaz dediğimiz Galatasaray, birkaç gol fazla atıp kazandığında şampiyon olacak. 7-8 hafta önce Beşiktaş bitirdi bu işi dediğimizde, şu anda şansı ancak yüzde 51.
Dün gece gerçekten çok tuhaf sonuçlar elde edildi. Beşiktaş kötü oynadı, kötü goller yedi. İlk yarıda Bertolacci attı, öne geçirdi. Devrenin sonuna doğru aslında Ndao ikiyi atsa maç böyle olmayacaktı. Beşiktaş ikinci yarıya çok iyi başladı. Belki son 10-15 dakikaya kadar Karagümrük'ü boğdu. Bu arada Beşiktaş, en iyi oyuncusu Ghezzal'la da golü buldu. İşte futbol çok tuhaf ve fırıldık bir spor.
Maç 1-1 olmuş ve Karagümrük 10 kişi kalmıştı. Haklı bir kırmızı kart geldi, herhalde seyredenler, 'Beşiktaş kazanabilir, en kötü berabere bitebilir' dedikleri anda 10 kişilik Karagümrük, belki de Beşiktaş'ın elinden şampiyonluğu aldı. Çünkü bütün bu dakikalarda Kadıköy'deki Fenerbahçe karşılaşmasından Sivasspor'un üstünlüğü ve 2-0'lık galibiyetinin haberleri geliyordu.
Dedik ya korkunç bir lig izledik başından sonuna kadar. Sadece 1 hafta kaldı. Fenerbahçe büyük bir ihtimalle hem şampiyonluğu hem de ikinciliği kaybetti. Peki kim şampiyon olacak? İşte bu sorunun cevabı çok zor. İddia ediyorum, tüm bu hafta benim de hakemlik yaptığım yıllar olan Zalad'lı yıllar konuşulacak.
Aradaki averaj farkı 2, fakat fazla gol atan Beşiktaş. Dolayısıyla Beşiktaş İzmir'de Göztepe'ye karşı kazandığında, Galatasaray'ın Malatya'yı Beşiktaş'tan 3 gol fazla atarak yenme zorunluluğu var. Kolay mı? Değil ama zor da değil. Maç İstanbul'da ve rakip ununu sermiş Malatyaspor. Bekleyeceğiz, izleyeceğiz.. Tüm SABAH okurlarına bol Zalad'lı haftalar diliyorum.
MURAT ÖZBOSTAN - STRESE TESLİM OLMAK
Okyanusları geçen Beşiktaş'ın gölde boğulacağı aklımıza gelmezdi. Sonuç ne olursa olsun maç bitmiş, Rosier ağlıyor... Beşiktaş şampiyonluğu mu kaybetti... İşte bu ruh hali sanki Beşiktaş'ı teslim almıştı dün gece. Her futbolcunun yüzünde panik hali vardı. Siyah-Beyazlı takım 1. dakikadan 90. dakikaya kadar hiçbir anı doğru oynamadı. 1-0'dan 1-1'i bulan Beşiktaş'ın 10 kişi kalan rakibinden gol yemesinin nedeni de bu...
Karagümrük'ün 10 kişi kalması, Beşiktaş'ı takım halinde daha da cesaretlendirdi ama kontrataktan bir gol yiyebilecekleri akıllarına gelmedi. Saha içini toparlayacak bir lideri yoktu... Hani şu tecrübe dedikleri şey... 1-1 bile bitse maç, Beşiktaş için iyiydi. Matematik hesaplarını yapamadı. Özetle Beşiktaş dün kulübesinden futbolcusuna kadar stresine yenildi... Hâlâ ipler Beşiktaş'ın elinde, hâlâ 90 dakika oynanacak bir maç var.
Fakat rakibiniz Galatasaray da artık kupaya tutundu. Bu kadar çok kriz yaşayan bir kulübün zirveye ortak olması enteresan. Her kriz bir seri getirdi. Her dert ayağa kaldırdı.. Başkan Mustafa Cengiz'in takıma yönelik yaptığı eleştiriler Galatasaray'ı ateşledi. Olan başkana oldu. Galatasaray eğer şampiyon olursa Cengiz'in de herhalde büyük payı olur. Fatih Terim de finalleri muhteşem oynuyor ve mayıs ayı sinerjisini yaratmayı biliyor. İşte Sergen Yalçın bunu yapamadı...
BÜLENT TİMURLENK - GEMİSİNİ KİM YANAŞTIRACAK
Geç başlayan devre arası kampı olmayan, ekstra 8 haftasıyla pandemi gölgesinde oynanan bir sezonun finali ancak bu kadar akıllara ziyan olabilirdi. Üç büyükler sezon boyunca birbirlerinin başarısızlık öykülerinin üzerinden avundular. Galatasaray özellikle evinde kaybettiği Çaykur Rizespor ve berabere biten Trabzonspor maçının ardından şampiyonluk şansını tek haneli yüzdelerde bırakmıştı.
Dün küme düşmüş Denizlispor karşısında ikili averajı eşitledikleri Beşiktaş ile hesabı son haftaya bırakmak için daha da farklı kazanabilirlerdi. Avrupa'da sezon bizden 1 hafta sonra biterken son 3 haftayı 7 günde oynamak zorunda kalan futbolcuların bireysel performanslarına eleştiri getirmek anlamsız. Terim'in takımı, dün 2-0'ı bulduktan sonra ikinci penaltıyı Emre Akbaba'nın atması anlamsızdı. Averajın bu kadar mühim olduğu yerde, Babel ilk penaltıyı kaçırmış olsa bunun bir anlamı olabilirdi.
G.Saray'ın sezon boyunca set oyununda, bitiricilikte çektiği sıkıntıyı dün de çektiğini gördük. Her şeye rağmen seçim kaosunda her takım kadar sakatlıklardan ve Koronavirüs'ten çok çeken G.Saray'ın son maça matematiksel olarak 'ben de varım' diyerek girmesi başarıdır. Yolun sonunda sizden gemiyi limana yanaştırmanızı beklerler. Gemiyi limana yanaştıramayanın fırtına hikâyelerini kimse dinlemek istemez. Cumartesi günü biri İzmir'de biri de İstanbul'da iki liman var. Bakalım gemisini yanaştıran kim olacak!
ALİ GÜLTİKEN - GEÇMİŞİ BIRAK, GELECEĞE BAK
Beşiktaş kadrodaki eksikleri çok derinden hissediyordu. Sezon başından beri yarışı bugüne kadar getiren oyuncuların performansları çok başarılıydı. Ama oynayan kadro dar bir rotasyondu. Belli oyuncular bu işi sahada yönettiler. Şimdi eksiklerini Beşiktaş çok derinden hissediyor. Aboubakar, Cenk, Oğuzhan, Ljajic, Atiba gibi oyuncuların olmaması Beşiktaş'ta oyunu çok zorluyor. Bu tür maçlarda başladığın kadar bitirdiğin kadro da çok önemli.
Oyun ihtiyaç duyduğu anda kulübeden bazen oyunu bazen oyuncuları değiştirirsin. Bu hamleler de oyuna etki eder. Beşiktaş tüm sezon boyunca eldeki kadroyu çok idareli ve etkili kullanarak bu günlere kadar geldi. Ama şimdi bu eksikliklerin acısını derinden hissediyor. Karagümrük karşısında da Sergen hoca bunu bir kez daha yaşadı. Karagümrük kaliteli oyuncuları olan bir takım. Oyun içerisinde sakin kalmayı başardılar. Özellikle topa sahip olarak sahanın her yerinde pas yapma düşünceleri Beşiktaş'ı oyun içinde zorladı.
İlk yarıda Beşiktaş buna etkili cevap veremezken ikinci devrede oyunu istediği noktaya getirdi. Hem golü buldu hem de rakibini eksik bıraktı. Fakat maç başından beri hep oyunu kontratak, çabuk çıkış üzerine kuran Karagümrük'ün ikinci goldeki tuzağına düşmekten kurtulamadı. Tabi iki maçta 6 puan kaybetmek, bu puanların yanında ilk 11'in bir çok oyuncusunu da kaybetmek Beşiktaş açısından sıkıntılı bir durum. Ama hala işin pozitif yanından bakabilecek çok önemli bir avantajı var.
Liderliği devam ediyor ve rakibine göre artı 2 gol avantajı var. Averajlar eşit olduğunda dahi fazla gol attığı için yine şampiyonluğu elde etme imkânı var. O yüzden Beşiktaş adına şimdi son kaybedilen 6 puanı değil önündeki maçı kazanıp şampiyonluğu düşünme zamanı....
GÜRCAN BİLGİÇ - USTA VE ÇÖMEZLER
Zirvedeki çekişmede ilk gol haberi Galatasaray'dan geldi, ikincisi Karagümrük'ten. Birden bire nehirler ters akmaya başladı. Kadıköy'de İrfan Can'ın kaçırdığı gol sırasında, arka adalesini tutmasıyla birlikte, akıntıya karşı gitmeye çalışanlara Fenerbahçe de eklendi. İki kere gelen Sivasspor, bir tanesinde fileleri bulunca, bir kez daha son hafta şampiyonluk kaybetmekten kurtuldular.
Galatasaray yenilgisiyle inanç erozyonu geçirip, paniğin ziline basan Beşiktaş'ın, kırılma maçında kazanacak oyuna sahip olmasına rağmen, kaliteyi üretememesi yenilgiyi getirdi. Aboubakar'ın eksikliğine, doğru anda, doğru vuruşu yapacak oyuncuyla topu sadece bir kere bir araya getirebildiler. Karagümrük'ün klasik oyunu içinde ters kanada atılan uzun toplarla pozisyonlarını bulduğunu ekleyelim. 10 kişi kaldıktan sonra galibiyet golünü de buldular.
Fenerbahçe'nin de yenilgisi benzer nedenlerle. Heyecan ve coşkuya, sakinliği ve aklı eklemedikleri sürece, çözüm bulmayı bırakın, sorunları yaratırsınız. Gökhan'ı da, Caner'i de geride tutup, rakibin kontrasına önlem almak akıllıca. Ama golleri yerleşmiş defansta yedi Fenerbahçe. İkinci yarı pastan vazgeçip, uzun toplara döndüklerinde zaten sonucu kabullenmişler, karşı koyacak oyun gücünü de yitirmişlerdi.
Bir rüyanın, ellerinde tutabilecekleri şampiyonluğun yine kenarındaydılar. Bu kez son maçta değil, bir öncesinde rüyadan uyandılar. Son hafta iki rakipleri yenilecek, onlar kazanacak mucizeyi yaşayacaklar. Kısacası; geçmiş olsun… Üç penaltı kullandığı maçta, Denizlispor karşısında farkı açmak için son dakikaları bekledi Galatasaray. Beşiktaş'ı yakalaması için en az dört farklı kazanması lazım, çünkü rakibi de kazanmak için atmak zorunda. Puan hesabı, gol sayısı, VAR kararları… Gerilimi yönetmeyi bilen Fatih Terim, kendi gençlerini "çömez çıkarmak" üzere…
LEVENT TÜZEMEN - ŞAPKADAN DİNOZOR ÇIKTI
G.Saray'ın küme düşmüş Denizli'ye karşı farklı kazanacağını düşünüyordum. Ancak Beşiktaş'ın ve Fenerbahçe'nin evinde kaybedecekleri aklımın ucundan bile geçmedi. Öyle bir gece yaşadık ki, şapkadan tavşan değil, adeta dinozor çıktı. G.Saray bir anda şampiyonluk şansını eline geçirdi.
Denizli'de G.Saraylı oyunculara baktığımda oyun olarak Beşiktaş maçındaki gibi ciddiyette değillerdi. Üç penaltı oldu, topun başına üç ayrı kişi geçti. Emre Akbaba'nın penaltı atması tamamen fanteziydi. G.Saraylı oyuncular soyunma odasına girerken, Beşiktaş ve Fenerbahçeli oyuncular mağluptu. Ama ikinci yarı Arda, Taylan, Emre Akbaba sanki maçtan kopuk gibiydiler. Denizli golünü atınca Fatih Terim hemen değişikliğe gitti. Doğru hamlelerle ciddiyeti yüksek oyuncuları oyuna aldı. Skorun farka taşınmasını sağladı.
Şampiyonluk tecrübe, birikim ve sakinlik ister. Üç takımın hocasına baktığımız zaman en tecrübelisi Fatih Terim. Beşiktaşlı ve Fenerbahçeli oyuncular da hocaları da stresi kaldıramadı. Kenarda Fatih Terim'in sakinliği, oyunculara fazlasıyla etki etmiştir. Şimdi öyle bir final yaşayacağız ki, fazla gol atan biri şampiyon olacak. G.Saray'ı şampiyonluk yarışının içine, Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin mucizevi yenilgileri soktu.
Ben G.Saraylı oyuncuların ve Fatih Terim'in bu mucizeyi, geri çevirmeyeceklerini Malatya'yı farklı yenmeleri için sahaya çıkacaklarını düşünüyorum. G.Saray'a herhalde krizler yarıyor. Seçim öncesi kimin başkan olacağı belli değil. Belki Mustafa Cengiz, G.Saray şampiyon olursa adaylığını bile koyabilir. Gelecek adaylar ne vadedecekler ki... Üç şampiyonluk yaşamış bir başkan olarak Mustafa Cengiz, G.Saray tarihine geçer.
FATİH DOĞAN - İTALYAN İŞİ
Derbi kaybederim ama şampiyonluğu kaybetmem!' diyerek rakibini ağırlayan Beşiktaş, karşısında taş gibi bir Karagümrük buldu. İtalyanlar'ın hem motivasyon hem oyun olarak çok agresif başladığı maçta gözüm Sergen Yalçın'daydı. 23'e kadar kendinden emin ve soğukkanlı görünen Sergen hoca Roco'nun görerek kafa seviyesinde taban yükselttiği ve Necip'in kafasını sıyıran pozisyonda çıldırdı. Kırmızı bekledi. Sarı kart bile göstermeyen Ali Palabıyık, Beşiktaş aleyhine faul kararı verdi.
Sergen Yalçın, G.Saray maçının 4. dakikasında da Donk'un, Atiba'nın bileğine bastığı pozisyonda da kırmızı beklentisiyle benzer reaksiyon göstermişti. Oyun giderek sertleşti. İlk yarıda Beşiktaş tempo yapmakta zorlandı. Eksiklikler nedeniyle çok yıpranmış Beşiktaş'ta Ljajic'in oyundan çıkması Yalçın'ın şanssızlığıydı. Yerine Mensah'ın girmesi bir fark oluşturmadı. İlk yarıda Bertolacci'nin golüne ikinci yarının başında Ghezzal'la Beşiktaş zamanında ilk reaksiyonu gösterdi. İkinci sarıdan Zukanovic'in atılmasıyla Beşiktaş aradığı fırsatı buldu. Ancak günün agresif oynayan yıldızlarından Borini, takımı 10 kişiyken bulduğu
golle galibiyeti getirdi.
Bu golde İtalyan teknik direktör Farioli'nin 45 metre depar atıp sevince katılması maçın en ilginç anıydı. Adeta şampiyon olmuş
takım hocası görüntüsündeydi! Karagümrük'ün İtalyanları Borini ve Bertolacci'nin sahada, teknik direktör Farioli'nin de kulübede üst düzey performansı skoru belirledi. Yalçın'ın Dorukhan ve Rıdvan'ı 85'te alması ayrı bir tartışma konusu. Beşiktaş'ın loca taraftarı, takımı hocayla birlikte tribünlere çağırsa da G.Saray, F.Bahçe'nin önüne geçerek şampiyonluğa ortak oldu. Çarşı pazar karışık…