A Milli Takımımız, EURO 2020'nin açılış maçında İtalya'ya Merih Demiral (kendi kalesine), Immobile ve Insigne'nin golleriyle 3-0 gibi farklı bir skorla yenilerek turnuvaya kötü başladı. SABAH Spor yazarları Erman Toroğlu, Gürcan Bilgiç, Ahmet Çakar, Bülent Timurlenk, Ali Gültiken, Levent Tüzemen ve Ömer Üründül karşılaşmayı ortaya konan futbolu eleştirdi. Usta isimlerden Gürcan Bilgiç, teknik direktör Şenol Güneş'le ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. İşte son dakika haberinin detayları...
ERMAN TOROĞLU - İTALYANLAR BİZDEN 2 KİŞİ FAZLA OYNADI
Bizim üst düzey takımlar, Türkiye'de her maça itiraz ediyorlar. Oyun kuralı ihlali var diyorlar, maçın tekrar edilmesi lazım diyorlar. Ben TFF'nin yerinde olsam, bu maç için itiraz ederdim UEFA'ya! Neden mi? Çünkü maç boyunca İtalyanlar bizden 2 kişi fazla oynadı. Seyrediyorum, biz sanki 11 kişiyiz, onlar ise 13 kişi..
Defansta her yerde onlar var, hücum da öyle! Futbol iki yönlü bir oyun. Hem defansı yapacaksın hem de hücum edeceksin. Biz dün hep defans yapmayı düşündük. Eğer sen takım olarak hücum edemezsen, bu sefer rakip senin üzerine gelir. Netice ne mi olur? Hem hücum ettikleri için hem de top onlarda olduğu için oynadıkları futboldan da keyif alırlar. Öyle de oldu..
Bizim futbolcularımız dün adeta eziyet çektiler. Topu alabilmek için koştular durdular. Bir de spikerlerin saçma sapan anlatımları ve yorumlarını duyunca, insan iyice kahroluyor. Hani maçı radyodan anlatsalar ve biz görmesek diyeceğiz ki, "Vay anasını ya, neler oluyor maçta!" Yahu biz aptal mıyız! Göstere göstere sahada neler yaşandığını izliyoruz, olacak iş değil!
Aslında 2-0'dan sonra İtalya gaz kesti. Onlar istedikleri gibi oynadılar, biz ise seyrettik. Herhalde 50 sene önceydi.. İtalya'da, İtalya Milli Takımı ile 0-0 berabere kaldık. Onların kalecisi de Dino Zoff'tu. Maç sonrasında şöyle bir açıklama yapıldı: Karşılaşma sonrasında Dino Zoff, zatürreden hastaneye kaldırıldı! Demek ki bu kadar sene geçmiş, çok fazla farkımız olmamış.
Bakınız; 2-0 da yenilebiliriz, 3-0 da.. Ama böylesine zavallı bir futbol oynamamamız gerekirdi. İtalya takımı gerçekten de turnuvaya ne kadar iyi hazırlandığını herkese gösterdi. Biz ise toplama bir takım görüntüsü sergiledik. Bakmayın maçın 3-0 olduğuna, daha da farklı bitebilirdi.
Bu maçı bir Türk hakemi idare etseydi, Türkiye Ligi'nde olduğu gibi sanırım 30 kez faul düdüğü çalar, en az 7-8 de sarı kart gösterirdi. Ama öyle olmadı, çünkü adamların futbol anlayışı işte bu.Uzun lafın kısası şu; İtalya bizden çok iyiydi ve net bir galibiyet aldı. Onlar ağır sıklet, biz ise tüy sıklet!
GÜRCAN BİLGİÇ - TRAVMANIN BÖYLESİ
Şenol Güneş turnuvaya katılan diğer takımlardan bir hafta önce ligi bitirtti. Düşünün; Lille üçlüsü bir hafta sonra geldiler Antalya'ya. Amaç; dün geceye hazır çıkmaktı. Böyle bir ciddiyetten ne anlarsanız anlayın, dün geceyi açıklamak çok mümkün değil. İlk yarı rakip kaleye "sıfır" kere yaklaşma başarısı (!) için mi?
İtalyanlar'ın topu nasıl çevirip, baskı yapıp, atakları tehlikeli hale getirmelerini seyretmeleri için mi? Mancini ile birlikte bir türlü yenilmiyor İtalyanlar. Nasıl olduğunu anlamak için bir ay süresi vardı Şenol Güneş'in de ekibinin de oyuncularımızın da... Anlamışlar ama muhtemelen tümünü yanlış anlamışlar.
Baskıdan çıkmanın tek yolu pas kalitesi iken, Yusuf, Kenan gibi handikapları hesaplayamamışlar. Cengiz hamlesi doğru. İrfan Can da öyle. Bire birde etkili oyuncusu ile ligin en iyi oyun kurucusunu oynatmadı. Tercihleri defansif de değil üstelik. Spinazzola ve İnsigne'yi kapatma üzerine kurguladık kendimizi. Mancini de Hakan'ı etkisiz hale getirip bizim atakların fişini çekti.
Sadece direnmeye çalışan takımın kırılma noktası elbette ilk gol. Telaşın hüküm sürdüğü dakikalar bir türlü bitmedi, kendi kalemize attık. Merih topu aslında kalecisine aktarmak istiyor ama Uğurcan'ın aldığı pozisyon yanlış. İki yanlış; bir gol. Açılış maçını tarif ederken sürekli "Yenilsek bile" diyen Şenol Hoca'nın zaten kaybettiğini, takımını da inandıramadığını da söyleyebiliriz.
Maçı kaybetmemiz değil problem. Diğer iki maçı kazanırız, yine yolumuza devam ederiz. Ama bu 90 dakikayı takımın aklından silmek, çaresizliğin getirdiği paniğin izlerini silmek kolay olmayacak. İtalyanlar dün tüm takıma futbolcu olduklarını unutturdu adeta. Umarız Şenol Güneş'e teknik direktör olduğunu hatırlatırlar.
AHMET ÇAKAR - BÖYLE OYNAMAYA HAKKIMIZ YOK
Bu kadro kalitesinin böylesine kötü futbol oynamaya hakkı yok. İnanın bana maç öncesi maket bir araba vardı. Topu aldı, çizgiden hakeme kadar getirdi ve hakem maçı başlattı. Bu minik maket araba kadar bile olamadık. Onun kadar topu tutamadık. Süremedik. Maalesef böylesine bir espri ile başlamak istemezdim ama hem skor kötü hem de ortaya konan, daha doğrusu konamayan futbol çok daha kötü.
İlk yarı direnmeye çalıştık. Kapanıyoruz, Chiellini'nin kafa vuruşu dışında da İtalyanlar'a pozisyon vermedik ama rakip kaleye de gidemedik. Daha kötüsü topu tutamadık. Çok çabuk ve kötü yerlerde kaybettik, inanılmaz mahkûm oynadık. Orta sahamız çok kötü. Ne defansif ne de ofansif organizasyonun içinde yoklar.
Ozan olsun, Okay olsun, Kenan olsun, Çalhanoğlu olsun bunlardan ilk beklenen topun bizde kalmasıydı. Ama beceremediler. Bu tür rakibe karşı bu tür futbol oynarsanız kırılma anı ilk goldür ve maalesef ikinci yarının hemen başında da golü yiyince de tam çözüldük. İtalyanlar'ın yapamadığını Merih kendi kalesine atarak yaptı.
Ama Merih'in hatası, yapabileceği bir şey yok. Top ona çarptı ve gol oldu. Bundan sonra tam dağıldık. Panik.. Çıkalım diyoruz, kaptırıyoruz gol yiyoruz. Milli Takım'ı ilk defa son yıllarda bu kadar kötü gördüm. Biz Fransa'da bu çocuklarla Fransa'ya karşı oynadık ama böyle değildik.
Şimdi klasik lafı söylüyorum, önümüzdeki maçlara bakacağız ama Galler'i yenmek zorundayız. Yenilirsek bırakın ikinci olmayı ya da en iyi üçüncü olmayı arkamıza baka baka evimize döneriz. Üstelik sahada çok iyi bir hakem vardı. Penaltıya daha yakın olabilecek bir pozisyonda Zeki'nin elle kestiği topta penaltıyı verebilirdi.
BÜLENT TİMURLENK - MAHKUM OLDUK
Karşındaki milli takım 27 maçtır kaybetmemiş, 8 maçtır kalesinde gol görmemiş ve turnuvanın açılış maçında başkentinde ev sahibi ise hele bir de Mancini ile topa yüzde 60'tan fazla sahip olan bir takımsa oynayacağın oyun bellidir. İyi savunma yapacaksın, geçiş oyunuyla hızlı hücumlarla fırsat kovalayacaksın.
İlk yarı bittiğinde işin savunma tarafını doğru yaptık ama hücumda yoktuk. Biz 5 yıl sonra Burak'ın sağ kanattan ortasına heyecanlanacak ülke değiliz.İlk yarıda kilitlenen İtalyanlar da Uğurcan'ın plonjonuna takıldı. Mancini oturmuş düzeni ile sahadayken bizim oyunbozan olmamız gerekiyordu. Kenan, Hakan ve Yusuf kaliteli oyuncular ama orta sahada kanlı bir mücadeleden fazlasına ihtiyacınız var.
Şenol Güneş, Burak'ın arkasında bu "şık" adamlara yer verdi ama İtalyanlar ikinci yarıda orta sahayı ele geçirmişken usta ayaklarıyla 3 golle acı faturayı kestiler. Kalabalık bir orta sahaya ihtiyacımız vardı, rakibin topa hakimiyetini bozmadan oyunu dengeleyemezsiniz. Mahkûm bir oyun, hikâyenin sonunda celladını beklemeye benzer.
Açılış maçlarını oynamak zordur. Bu Milli Takım turnuvanın en genç kadrosu. Bugün olmazsa gelecekte önemli işlere imza atabilirler. Ama rakibin tezine, antitez üretmekte problemlerimiz var. İtalya'yı böylesine mahkûm bir oyunda karşılayan Milli Takım'da hücum oyuncularının performansını değerlendirmek anlamsız; sonuçta futbol topla oynanıyor.
Bakü'deki 2 maçta farklı bir oyun karakteri ile sahada olmalıyız. 24 takımın katıldığı turnuvada gerçek turnuva son 16'da başlıyor. İtalya'ya yenilmek üzücü ama bizim için asıl hayal kırıklığı 24'te son 16'ya kalmamak olur. Bunu başarmak için Bakü'de bizi iki kez sevindiren bir takıma ihtiyacımız var. Yapmışlıkları var. Yaparlar inşallah...
ALİ GÜLTİKEN - OYUNUN HİÇBİR TARAFINDA YOKTUK
Hayal kırıklığı bir başlangıç oldu. İlk yarıya baktığımızda kocaman bir boşluk görüyoruz. Kendi ceza alanımız civarında kaldığımız ve yalnızca onların oyununa engel olmaya çalıştığımız bir bölüm oldu. Rakip sahaya çıkamadık, rakip alanda top tutamadık. Orta alan oyuncularımızın hiçbir tanesini oyuna sokamadık ve rakip kaleye hiçbir tehlikemiz olmadı.
İkinci yarı Yusuf-Cengiz değişikliği ile oyunu biraz daha rakip alana taşımayı planladık. Cengiz'in 1-2 tane bireysel konratağı var. Bunu biraz daha zorlayıp ön tarafta kalmayı biraz daha istesek de bunda da çok fazla başarılı olamadık. Daha da kötüsü öne doğru çıkma düşüncesi ilk yarıda yaptığımız çok katı savunmayı biraz olsun gevşetti.
Bunun bedeli de kalemizde gördüğümüz 3 gol oldu. İtalya, milli takım olarak çok organize bir ekip. Özellikle İnsigne, İmmobile, Berardi dar alanda müthiş etkili oyuncular ve sıfır top kaybı ile oynuyorlar. Bu oyuncuların etkinliğini de kıramadık. Aslında neresinden bakarsak, nereyi incelemeye kalksak rakibe göre pozitif olarak ortaya koyabileceğimiz bir yer yakalamamız bu maç için mümkün olmadı.
İşin ne savunmasında ne orta alan organizasyonunda ne de hücum etkinliği tarafında olabildik. Belki bir tek Uğurcan'ın yaptığı kurtarışları bunun dışında tutabiliriz. Düşündüğümüz, planladığımız ve arzu ettiğimiz oyunun çok gerisinde kaldık ama şunu iyi biliyoruz; bu tür turnuvalarda her maç ayrı bir hedef. Önümüzdeki Galler ve İsviçre maçlarını kazandığımızda hâlâ gruptan çıkma şansımız önümüzde duruyor. Şimdi işin o tarafına bakma zamanı.
LEVENT TÜZEMEN - BAKÜ'YE BAKALIM
Bizim Çocuklar iyi oyunlarını maalesef Hollanda ve Norveç maçlarında kullanmışlar. Şenol Hoca oyuncularını zihinsel olarak doğru hazırlamamış. Bizim Çocuklar "Biz bu İtalya'ya kaybetmeyiz" inancı ve mücadele anlayışında değildi. Özellikle ilk 45'te İtalya önünde "Sefil" bir oyun oynadık.
Topa sahip olamadık, rakip kaleye gidemedik, şut atamadık, pozisyon üretemedik ve üst üste 3 pas yapamadık. İtalya önde baskı kurunca kalemize yaslandık, gol yememek için savunma yaparak direndik. Şenol Güneş'in "Aman alınmasın, aman kırılmasın" diye erken oyuncu değişikliğine gitmemesi hataydı. İtalya gibi fizik gücü yüksek bir takıma karşı Hakan-Yusuf ikilisini birlikte oynatmak tamamen duygusaldı ve bu tercih Milli Takım'ın orta alanda dirençsiz kalmasına neden oldu.
Teknik kapasiteleri kısıtlı Merih-Çağlar ikilisinin oyunu geriden başlatırken kaptırdıkları toplar kalemize tehlike oldu. Kaan Ayhan gibi çabuk ve tekniği yüksek bir oyuncuyu savunmada düşünmemek büyük bir hata.. Kaan'ın yanında ya Merih ya da Çağlar oynar. Merih-Çağlar ikilisi birlikte oynamaz.
Ayrıca ayaklarını etkili kullanamayan Uğurcan topu oyuna elle sokmalı. İtalyan savunmasını huzursuz eden Burak'ın iki potansiyel tehlikeyi sağ ve sol kanattan yaratması "Şenol Hoca kanatlara hızlı adam al" mesajıydı. 37 yaşındaki Chiellini baskı görmediği için elini kolunu sallayıp bizim kalemize yüklendi.
Cengiz'in oyuna girmesi Milli Takım'a hücuma çıkmayı hatırlattı. Oyuna Cengiz ile başlamak İtalya'yı ciddi hırpalardı. Merih'in kendi kalesine attığı gol, İtalya'yı moral olarak yükseltti. Farklı kaybettik. Ancak enseyi karartmayalım. Şimdi Bakü'ye odaklanıp Galler ve İsviçre'den en az 4 puan almalıyız.
ÖMER ÜRÜNDÜL - HÜCUMDA ETKİSİZ, GERİDE HATALI
2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın açılış maçında güçlü rakibimiz İtalya karşısında hiçbir varlık gösteremeyerek farklı bir yenilgi aldık. İlk yarıyı rakibin çok yoğun baskısı altında oynadık. İtalya ev sahibi de olmanın etkisiyle sürekli hücumu düşünüyordu. Onların önde etkili presleri karşısında geriden hiç çıkamıyorduk. İlk atak girişimimiz de ancak 35'inci dakikada gelişti.
Bu olumsuz görüntüde tek artımız vardı. O da sürekli çok adamla hücum eden rakibe karşı takım savunmasındaki başarımızdı. İkinci yarıya Yusuf Yazıcı'nın yerine Cengiz Ünder ile başladık. Herhalde biraz öne çıkalım dedik ve kısa sürede de verdiğimiz boşluktan biraz da şanssızlıkla skor dezavantajına düştük. Ondan sonra moralimiz bozuldu. Oyun disiplininden koptuk. Hücum etmeyi düşündük ama hiç etkili olamadığımız gibi geride bıraktığımız geniş boşluklardan iki gol daha yedik. Sonuçta sahadan puansız ayrıldık.
Takım olarak iyi değildik. Tabi bunda formda, güçlü ve hırslı bir rakiple oynamamız da önemli bir faktördü. Örneğin en büyük hücum gücümüz olan Burak Yılmaz hem yalnız kaldı hem de tek olumlu parlama dahi yapamadı. Neden? Çünkü dünya çapında iki stoper karşısındaydı. Chiellini ve Bonucci... Bu maç bize İtalya'nın futbol seviyesinin bizden çok ilerde olduğunu da gösterdi.
Şimdi bu maçı hemen unutup Bakü'de oynayacağımız İsviçre ve Galler karşılaşmalarına hazırlanmamız gerekiyor. Biz bu gruptan çıkarsak 16'larda dişimize göre bir rakip gelecek büyük ihtimalle... Onun için bu fırsatı kaçırmayalım. Hollandalı hakem Danny Makkelie de oldukça iyi ve objektif bir yönetim gösterdi.