Son dakika haberi... SABAH Spor yazarları Ali Gültiken, Murat Özbostan, Bülent Timurlenk, Levent Tüzemen ve Fatih Doğan, Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde Borussia Dortmund'a 2-1 mağlup olduğu karşılaşmayı değerlendirdi. Usta kalem Levent Tüzemen, Beşiktaş teknik direktörü Sergen Yalçın'ı oyuncu tercihleri sebebiyle eleştirdi. İşte son dakika haberinin detayları...
ALİ GÜLTİKEN - BİRİNCİ ÖNCELİK SAVUNMA OLMALI
Şampiyonlar Ligi farklı bir kalite. Buralarda sadece bireysel oyuncu kalitesi başarı için yetmiyor. Bugün de yetmiyor geçmiş yıllarda da yetmediğini çok gördük. Bizim ligimizin kalitesi ve oyun temposu Şampiyonlar Ligi'nin üst seviye takımlarıyla oynadığınızda oldukça geride kalıyor. Beşiktaş bu sezon çok önemli oyuncuları kadrosuna kattı. Bu oyuncular hem heyecanlandırıyor hem de doğal olarak büyük beklenti yaratıyor. Maçın ilk 15 dakikası bu heyecana ve beklentilere cevap verdi. Taraftarın, Beşiktaş'ın bu bölümündeki oyunundan keyif aldığını düşünüyorum.
Batshuayi'yi, Ghezzal'ı, Pjanic'i izlemek güzel bir şey. Ama iş skor beklentisine geldiği zaman görüntü değişiyor. Şampiyonlar Ligi oyununda işin ana noktası savunmadan geçiyor. Hem bireysel hem de bütün halinde doğru savunma yapmak bu seviyenin olmazsa olmazı. Hele Dortmund gibi bir takıma karşı oynuyorsanız, birinci önceliğinizin bu olması gerekiyor. Çünkü golü yedikten sonra bu tip takımlara karşı oyunu değiştirebilmek kolay değil. Zorlanırsınız, zorlandık da. Beşiktaş aslında bir şeyler vadettiğini de ortaya koydu. Bu kadronun yapabilirliği var.
Çok da iyilerini de ortaya koyabilecek. Ama kendi içerisinde de bitirmesi gereken bir süreç var. Bunun yanında Şampiyonlar Ligi oyunu dediğimiz şeyin de daha çok farkında olması gerekiyor. Önce savunma, sonra beklenti. Bu adımları attığında ileride oynayacağı maçlarda maçı bitiren Beşiktaş'ı göreceğiz. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta daha var. Şampiyonlar Ligi sonuçlarının ligde güvensizliğe yol açmasının önüne geçmek lazım. Lig başka Şampiyonlar Ligi başka.
MURAT ÖZBOSTAN - İYİ TARAFLARINA BAKALIM
Öncelikle güzel tarafından bakmak istiyorum maça. Dortmund gibi bir ekibe karşı Beşiktaş başa baş bir futbol oynayabileceğini gösterdi. Beşiktaş'ın
şu maçta ilk dakikadan itibaren yapacağı şey sabırlı olmaktı. Evinizde oynadığınız bu grup maçlarında kaybetmeden puan ya da puanları almanız gerekir. Açılmadan oynayacaksınız. Öncelikli hedefin 1 puan olacak. Pozisyonlar da bulduk. Ersin iki gol yese de kurtardığı kritik pozisyonlar da oldu. Orta sahada biraz daha güçlü olsaydık skor farklı da olabilirdi. Dortmund fizik olarak Beşiktaş'tan iyiydi. Şimdi birkaç noktaya bakalım:
1- Zemin berbattı. Herhalde Şampiyonlar Ligi'ndeki en kötü zemindir.
2- Ghezzal transferin kahramanıydı. İstediği parayı da aldı (Yıllık 3 milyon Euro-yaklaşık 30 milyon TL). İyi de geçen seneki Ghezzal nerede? Ligde var, Avrupa'da yok.
3- Pjanic sahanın en iyi ismiydi Beşiktaş adına. Herhalde bu zemin böyle olmasa daha iyisini de yapardı.
4- Beşiktaş, Vida'yı aradı. Vida'nın tecrübesini ve aklını aradı!
5- Sonradan oyuna giren Salih ve Kenan'ın bir katkısı olmadı. Salih'in hiç yoktu.
6- Montero şansını iyi kullandı. Vitrin maçı gibi gördü karşılaşmayı, golü muhteşemdi. Vida ile beraber oynar artık.
Sonuç: Enseyi karartmaya gerek yok. Beşiktaş'ta ışık var. Bundan sonraki grup maçlarında aynı inancı sergilerse puan ya da puanlar çıkarabilir ki bu
takıma dahil olacak isimler var. Son bir cümle de taraftara olağanüstü bir destek verdiler bravo.
BÜLENT TİMURLENK - MÜCADELENİN TESELLİSİ GOL
Dortmund, Bundesliga'nın topa en fazla sahip olan takımıydı ama Beşiktaş 1.5 yıl sonra dolu tribünleri de arkasına alıp hızlı başladı maça. Almanlar çıkmakta zorlanıyor, Pjanic bir maestro gibi rakip yarı sahanın ortasında takımı yönetiyordu. Teknik direktör Sergen Yalçın önceki gün basın toplantısında oyunu iyi okumuş: "Her takımın zayıf noktası var. Mühim olan bizim o zayıflığı nasıl değerlendireceğimiz." Batshuayi'nin kaçırdığı iki pozisyon, işte hocasının işaret ettiğiydi. Leverkusen'li Patrik Schick benzer pozisyonda hafta sonu Dortmund filelerini havalandırmıştı.
20'de Bellingham'ın golü Vodafone Park'ta Beşiktaş'ın Hard Rock müziğine son verdi. Devrenin kalan 25'inde Yalçın'ın takımının oyunu, kasetin teybe dolanması gibiydi. Atiba Atibalıktan uzakken, Larin'den verim alınamazken, her şey Pjanic'in sırtına yüklendi. Haaland'ın golünden sonra soyunma odasından Beşiktaş'ın yine de kafası dik geldiğini söylemek lazım. 70'e kadar çok iyi mücadele ettiler. Sağlı sollu ataklardan gol çıkmadı.
Emre Can'ın olmadığı, Witsel'in de kulübede başladığı Dortmund orta sahasına karşı ilk yarıda gol bulmak mühimdi. Witsel ile 2. yarı göbeği sağlama aldılar. Ve iki farkın rahatlığı ile bol bol oyuncu değiştirdiler. Haaland'lı Dortmund Ivan Drago, Beşiktaş Rocky demiştim maç günü. O ilk 20 dakikada rakibin canını yakarken, atılacak 1 gol Almanlar'a saydırırdı, olmadı. Vida'nın yokluğunda mücadelenin tesellisi Montero'nun golü oldu. Sonuçta Rocky bir film, dün gece izlediğimiz ise hayatın ta kendisi.
LEVENT TÜZEMEN - BEŞİKTAŞ UYUM SORUNU YAŞADI
Futbolda koşmak kadar doğru koşmak ve doğru pozisyon almak çok önemlidir. Beşiktaş ile Dortmund arasındaki en büyük fark 'koşu ve pozisyon' ayrıntısıydı. Dortmundlu oyuncular ezber pas yaparak oynarken, Beşiktaş sadece Pjanic'in ayağından çıkacak final paslarına yatırım yaptı. Alman ekibi, Bosnalı yıldızı sertlikle yıldırmak istedi.
Dortmund takım halinde hareket ederken, Beşiktaş bireysel becerilerle ön plana çıkmaya çalıştı. Beşiktaş'ın ataklarında ön plana çıkan Batshuayi hücumda yeterli destek bulamadı. Tek vuruşu düşünmediği için maçın başında golü kaçıran Larin hem etkisiz hem de oyunda uzun süre gereksiz kaldı. Dortmund ilk golünü iki pasta attı, Meunier'in ceza alanına tek vuruşla indirdiği topu Bellingham düzeltip ağlara yolladı.
Vida'nin yokluğu Beşiktaş savunmasının uyumunu olumsuz etkiledi. Welinton-Montero ikilisi rakibi karşılamada pozisyon hataları yaptı. Rosier ile N'Sakala kanatlardan etkili bindirmeler yapamadı. Haaland'ın golünü Beşiktaş resmen rakibin taç atışından yedi.
Devler Ligi seviyesinde böyle hata olmamalı. Haaland'ı izlerken Norveçli oyuncunun fizik gücüne, çabukluğuna, hızına, pozisyon ısrarına hayran oldum. Beşiktaş kaybetti ama mücadele olarak maç boyu hiç geri adım atmadı. Ligdeki 5 maçı 8+3 kuralıyla oynayan Sergen Yalçın'ın kadroyu yabancı oyunculardan kurması Beşiktaş'ta bence uyum sorunu yarattı. Kadroda bu kadar radikal bir değişiklik şart mıydı? Keşke Larin'in yerine Kenan, Atiba'nın yerine de Salih ile başlasaydı. Kenan- Salih girince Beşiktaş daha etkili oldu. Pjanic'in ustalık kokan ortasında Montero'nun attığı gol Beşiktaş'a diğer maçlar için büyük moral olur.
FATİH DOĞAN - FARK TECRÜBEYDİ
Şampiyonlar Ligi müziğini yeniden Vodafone Park'ta izlemek güzel bir duygu. Beşiktaş adına iyi başlayan maçta ilk 19 dakikanın en çarpıcı fotoğrafı şuydu: Kaleci Ersin'e 2 kez top geldi, ikisi de geri pastı… Top kontrolü, çok yönlü paslaşma, top Dortmund'a geçince pres ve top kazanma gibi modern futbolun birçok inceliğini izleme fırsatı bulduk. 20'de Bellingham'ın attığı golden önce Batshuayi'nin vurduğu, kaleci Kobel'in çıkardığı şut gol olsa maçın seyri değişebilirdi.
Gole kadar çıkışlarda mükemmele yakın bir performansla Pjanic, Rosier, Josef üçlüsüyle oyun kuran Beşiktaş, golden sonra genelde sola Atiba, N'Sakala, Larin'e döndü. Bilinçli bilinçsiz bu tercihler Pjanic'i oyundan düşürdü, Beşiktaş'ın oyun kalitesi de düştü. Sahada tempoya ayak uyduramayan sağda Ghezzal, solda Larin, ortada kritik pas hataları yapan Atiba değişiklik işareti veren oyunculardı. 45+3'te Haaland'ın attığı ikinci golde Bellingham'ın, Welinton'ı nasıl kolay geçip ortayı yaptığı dikkatlerden kaçmamıştır.
60'da Larin'in yerine Kenan'ın girmesi sol kanadı hareketlendirdi ancak 66'de Batshuayi karşı karşıya kaçırarak fırsat tepti. Atiba'nın yerine Salih, 2-3 haftadır beklentilerin gerisinde oynayan Ghezzal'ın yerine Gökhan Töre daha erken oyuna alınabilirdi. İki takım arasında dün hissedilen fark tecrübeydi. Bazı futbolcularda kalite farkı hissedilse de yenilgiye rağmen Beşiktaş, bu grupta var olabileceğini hem oyunu hem de Montero'nun golüyle gösterdi.