"Bitrota" adındaki şirket üzerinden "kripto para borsası dolandırıcılığı" yaptığı iddiasıyla tutuklanan şüpheli K.A. savcılık ifadesinde suçlamaları kabul etmedi.
Kayseri'de 3 yıl önce şirket kuran K.A. ve H.Ö. hakkında, geçen yıl devreye sokulan "Bitrota" adındaki kripto para borsasının çökmesi üzerine şirket merkezi İstanbul'da olduğu için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma devam ediyor.
Soruşturma kapsamında 9 Aralık'ta "bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" ve "tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı" suçlarından tutuklanan K.A.'nın Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca alınan ifadesinin detayları belli oldu.
Şüpheli K.A., ifadesinde, Bitrota'nın 2018'de kurulduğunu, yüzde 75 ortağının diğer şüpheli H.Ö., yüzde 25 ortağının da kendisi olduğunu belirterek, şirkette yazılım departmanında sorumlu olarak çalıştığını, aynı zamanda müşteri destek kısmında da görev yaptığını anlattı.
Bitrota isimli kripto para borsasında varlıkların ortalama toplam tutarının 40-50 bin dolar civarında olduğunu dile getiren Şüpheli K.A., daha önce ulaştıkları 250-300 bin dolar varlığın, son 4 ayda müşterilerinin coinlerini borsalarından çekip diğer kripto para borsalarına transfer etmeleri nedeniyle azaldığını kaydetti.
Kendi borsalarının hacmi küçük olması ve alıcı bulanamaması nedeniyle coinleri bozduramadıklarını savunan K.A., bu nedenle coinleri Bitrota dışına transfer ettiklerini, Bitrota borsasında yaklaşık 11 civarında coinin listelendiğini anlattı.
"ŞİRKET DOLANDIRMA KASTI İLE KURULMADI"
Şüpheli K.A., Bitrota borsasında kendilerine ait "talent" ve "rota" isimli coinlerin de bulunduğunu, müşterilerinin bunlardan da alım satım yaptığını belirterek, son dönemde özellikle "talent" isimli coinin fiyatı düştüğü için kullanıcıların satamadıkları veya düşük fiyattan sattıkları yönünde şikayetleri olduğunu söyledi.
Bu coinlerin fiyatının düşmesi üzerine müşteri kaybetmemek için kendi öz sermayesinden 1 milyon 500 bin ile 2 milyon lira koyarak bunu engellediğini anlatan K.A., Bitrota'nın kapatılmasının söz konusu olmadığını, şirketin halen faaliyetine devam ettiğini, ancak alım satım işlemlerinde müşterilerin sıkıntı yaşadığını dile getirdi.
Şirketi ayağa kaldırmak için yeni projelere başladığını ve bazı taşınmazlarını satışa çıkardığına aktaran şüpheli K.A., şöyle devam etti:
"Bu şirket kesinlikle dolandırma kastıyla kurulmadı. Dolandırmak için bu sistem kurulsaydı bir ayda parayı toplayıp kaçardık. Ancak dört yıldır aktiftir. Akıl ve mantıkla sabittir ki dolandırıcılık gibi bir niyetim olsaydı şirketi ortağımdan almazdım. Müşterilerim bana güveniyordu. Ben de onları yarı yolda bırakmamak için aldım. Kimsenin mağdur olmaması için yoğun çaba gösterdim ve halen devam etmekteyim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum."
Kimsenin mağdur olması yönünde talimat vermediğini belirten K.A., müşterilerin paralarının bakiyelerinde bulunduğunu ve herhangi bir zararlarının olmadığını iddia etti.
"DOLANDIRICILIK İDDİALARINI BASINDAN ÖĞRENDİM"
Bazı müşterilerin savcılığa giderek şikayetçi olduğu, sistemin kapatılarak şahısları dolandırıp kaçtıkları yönündeki iddiayı basından duyduğunu ifade eden K.A, "Mağdurlar kripto paralarını Türk lirasına çevirememektedir. Bunun sebebi ise borsanın hacminin küçük olması ve alıcısının bulunmamasıdır." dedi.
Şüpheli K.A., diğer şüpheli H.Ö.'nün şirketin merkezinin İstanbul olarak gözükmesinin kendileri açısından daha itibarlı ve güven verici olacağı, müşteri sayısının artacağını belirttiğinden Kayseri'de kurulan şirketin İstanbul'a taşındığını anlattı.
NE OLMUŞTU?
Kayseri'de 3 yıl önce şirket kuran K.A. ve H.Ö. hakkında, geçen yıl devreye sokulan "Bitrota" adındaki kripto para borsasının çökmesi üzerine soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında bu kişiler hakkında yakalama kararı çıkartılmış, şüpheli K.A. Antalya'nın Alanya ilçesinde gözaltına alınmıştı.
Şüpheli K.A., şirket merkezinin İstanbul'a taşınması ve soruşturmanın Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmesi nedeniyle 7 Aralık'ta hava yoluyla İstanbul'a getirilmiş, 9 Aralık'ta da tutuklanmıştı.
