Ferman Akgül, bir süredir Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne devam ediyor.
- Cemiyet'e girmeye ne zaman karar verdin?
- Ferman: İstanbul'a geldikten sonra.
- Niye? Rakı sofraları mı etkili oldu?
- F: Onlar tabii ki etkiliydi ama bilmiyorum, İstanbul'a gelince bunu öğrenmem gerektiğini hissettim. Biz sofra kültürünü seviyoruz. Orada çalıyor, dinliyoruz. Bir yere gittiğimiz zaman bilerek söylemek istedim. Müziğimize de bir katkısı olmasını istiyorum. Bu albümde kabaca var.
- Çat kapı mı gittin?
- Çok yakın bir arkadaşımın babası Üsküdar Musiki Cemiyeti'nde. Ona gittim, 'Mahmut Amca, ben girmek istiyorum,' diye. O beni Cahit Deniz hocayla tanıştırdı. Sınava girdim. Haftada üç gün gidiyorum. Cumartesi tüm gün. Salı ve perşembe ikişer saat. Turne başladığı zaman kesin aksayacaktır.
- Kızmayacaklar mı?
- F: 'Bu sizin kaybınız olacak,' dedi hoca. Çünkü her gün bir şarkı öğretiyor. Sanırım bir senede 50 şarkılık bir repertuar oluşturacaklar. Şimdiye kadar iki şarkı öğrendik.
- Hangileri?
- F: Pencereden Kar Geliyor diye bir Rumeli türküsü. Diğeri de
Gördüm Seni Bir Gün Yeni Açmış Güle Döndüm. Saadettin Kaynak'ın.
- Nasıl bir yöntemle öğreniyorsunuz?
- F: Hoca orkestra şefi gibi duruyor. Arkasında saz ekibi var. 30 kişilik bir sınıf. Hoca okuyor, hep beraber okuyoruz. 'Meşk edelim,' diyor, meşk ediyoruz.
- Zevkli mi?
- F: Çok istediğim bir şeydi. Arada sırada gözlerimi kapatıyorum, 'Tamam, doğru yerdeyim,' diyorum.