Güntaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, döviz kurlarının yükselişe geçtiği dönemlerde Merkez Bankası'nın satış yaparak müdahale ettiğini, ancak düşüş durumunda aynı hassasiyetin gösterilmediğini savundu.
Döviz kurlarındaki düşüşün sürmesi halinde Türkiye'nin, ''başka ülkelerin istihdam yaratıcısı'' konumuna geleceğini savunan Güntaş, şunları kaydetti:
''Merkez Bankası, ülkede serbest kur politikası uygulaması adı altında, fiyat istikrarını ve enflasyonu dengede tutmak için dövizi 1,7 seviyesine doğru giderken nasıl müdahale edip satış yapıyorsa, ülke menfaati, istihdam yaratılabilmesi ve rekabetçi olabilmemiz için inişlerde de aynı hızla müdahale ederek alım yapması gerekir. Yoksa bu kriz ortamında başka ülkelerin tüketicisi konumunda onların istihdam yaratıcısı oluruz.''
Raşit Güntaş, küresel talebin daraldığı bu ortamda, 1,50 TL'nin altına inen dolar kurunun, Türkiye'yi yeniden ithalat cennetine dönüştüreceğini savunarak, ''Dolar kurunun 1,45 TL seviyelerine düşmesinin geçici olmasını umuyoruz. İhracatımızın artması için dolar kurunun 1,60 TL ve üzerinde olmasını talep ediyoruz. Şayet daha fazla düşmeye devam ederse, ihracatçı yerine ithalatçı firma olmaya mahkum oluruz'' diye konuştu.
TEKSTİL VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNDEKİ DURUM
DETKİB Başkanı Güntaş, Denizli'nin tekstil ve konfeksiyon sektörü başta olmak üzere yaptığı ihracatla Türkiye'ye örnek gösterilen illerin başında geldiğini hatırlatarak, Denizli'nin 2009 yılı ilk 6 ayında gerçekleştirdiği 730 milyon dolar ihracatıyla en fazla ihracat yapan 10. il olduğuna işaret etti.
Bu başarıya rağmen ''sektörün küresel sıkıntılar içinde boğuştuğunu'' dile getiren Güntaş, şöyle devam etti:
''Sektör 6-7 yıldan bu yana küresel krizlerin içinde önemli değişimler geçirdi. İşlerin, 2001 kriz öncesi enflasyonist sistemdeki gibi olmayacağını artık hepimizin bilmesi gerekir. Kesinlikle değişmek zorundayız. Bizler, sektör olarak değişimi sağladık, ancak dünya konjonktüründen kaynaklanan sıkıntılarla birlikte ülke konjonktüründen kaynaklanan sıkıntılarla boğuşuyoruz. İçerideki bu yanlış döngüden kurtulmak gerekiyor. Çünkü, tekstil ve hazır giyim sektörü, bu ülkenin vazgeçilmez ve geçilemez bir sanayisi, üreten ve istihdam yaratan, katma değeri yüksek olan döviz kaynağıdır. Tekstil ve hazır giyim sektörü, teşvik politikaları oluştururken daha dikkatli bir şekilde göz önünde bulundurulmalı. Bırakın sektörün gözden çıkarılmasını, hassas sektör olarak değerlendirilmesi gerekir.''