Büyükekşi, MÜSİAD'ın Sütlüce'deki binasında düzenlenen Perşembe Toplantılarında yaptığı konuşmada, Türkiye İhracatçılar Merkezi'nin (TİM) değişimi gerçekleştirmek ve gelişimi tasarlamak olarak kendilerine bir misyon belirlediklerini ve bu konuda çalışmalar yaptıklarını belirtti.
2023 yılında, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümünde, Türkiye'nin 500 milyar dolar bir ihracat hedefi olduğunu anımsatan Büyükekşi, bu hedefle ilgili neler yapılması gerekiyorsa, bu çalışmaların yapıldığını kaydetti.
Büyükekşi, Türkiye'nin 2008 yılında 132 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini, bu yılın başında bütçeye 149 milyar dolarlık bir ihracat hedefi konulduğunu hatırlatarak, eğer küresel finans krizi olmasaydı bu hedefi de çok rahat gerçekleştirebileceklerini ifade etti.
Türkiye'nin geçen yıl itibariyle dünya ticaretinden 132 milyar dolar aldığını ve bunun binde 8 oranına tekabül ettiğini belirten Büyükekşi, 2023 yılında ise yaklaşık 34,5 trilyon dolarlık bir dış ticaret hacmi olacağını varsaydıklarını ve bu dünyanın ticaret hacminden Türkiye'nin yüzde 1,5'luk bir pay alması durumunda 500 milyar dolarlık ihracat hedefini gerçekleştireceğini söyledi.
Büyükekşi, Türkiye'nin 2001 yılında ihracatının 31,3 milyar dolar olduğunu ve 7 yılda bu ihracatı 132 milyar dolara çıkardığını vurgulayarak, bu ihracat hamlesinin Türkiye'nin uluslararası piyasalarda söz sahibi olması yönünde çok yol kat ettiğini belirtti.
Son 7 yılda uygulanan yüksek faiz düşük kur politikasına rağmen bu ihracatın gerçekleştirildiğini anlatan Büyükekşi, bu düşük kur yüksek faiz uygulamasının ihracat yapan şirketleri çok rahatsız ettiğini, ihracatçıların ise kar etmeme ve zarar etmeyi de göze alarak bu ihracatı gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Türk ihracatçının rekabeti için uluslararası piyasalarda tutunabilmesi için Türk Lirası'nın istikrarının korunması konusunda da mutlaka bir yol alması gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, ''Biz kesinlikle Türkiye'nin makro dengeleri bozulsun, ihracatçı rahat etsin 1 dolar 2-2,5 lira olsun, böyle bir iddiamız yok. Böyle bir şeyi de savunamayız zaten'' dedi.
Mehmet Büyükekşi, Türkiye'nin 2001 yılında 5 ülkeye 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 2008 yılında bu ülke sayısının 85 olduğunu ifade ederek, bu 7 yıllık süreçte Birleşik Arap Emirlikleri'ne ihracatın yaklaşık yüzde 2 bin oranında, İsviçre'ye ise yaklaşık yüzde bin oranında arttığını söyledi.
2001 yılında 1 milyar doların üzerinde 9 sektörün ihracat yaptığını dile getiren Büyükekşi, 2008 yılında ise bu sektör sayısının 19 olduğunu, bu 7 yıllık sürede ihracatın ürün gamı ve sektör derinliğinin arttığını belirtti.
Büyükekşi, 2008 yılının ekim ayından itibaren ihracatta düşüşler başladığını ve bu yılın ekim ayına kadar bu düşüşlerin sürdüğünü anlatarak, ekim ayında da Türkiye'nin ihracatında yüzde 5 oranında bir artış olduğunu kaydetti.
Mehmet Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şu anda Türkiye'nin 98 milyar dolarlık ihracat hedefini biz gerçekleştirip geçeceğiz. Biz bundan sonra da kasım, aralık aylarında da ihracatta düşüsün duracağını ve artış olacağını varsayıyoruz. İhracatın bundan sonra büyümenin motoru olacağını öngörüyoruz. Bundan sonra düşük olmayacak küçük küçük artışların olacağını, kapasite kullanımında, sanayi üretiminde küçük küçük artışlar olacağını düşünüyoruz.
Türkiye'de de İMKB 23-25 binlerden 50'bine çıktı. 50 bini aştı. Dövizin değerde düştü. Şimdi Türkiye ve dünya şimdi hiç bir iyileşme olmadan aynı bundan önceki 6-7 yıllık dönemde uygulanan politika aynı tekrar gündeme geldi. Ekonomik verilerde hiçbir iyileşme olmadan, sanayi üretimi, ihracat, kapasite kullanım oranı artmadan, işsizlikte herhangi bir iyileşme olmadan maalesef borsalar şişiyor, maalesef rakamlar yükseliyor. Yine üretim yerine sanal ortamda paralar kazanma konusunda birileri hızla yol alıyor.''
''YENİ KRİZ BEKLEMİYORUZ''
Aşırı parasal genişleme ve kamu harcamaları destekleri ile küresel ekonomik daralmanın sona erdirildiğini dile getiren Büyükekşi, mali piyasalarda kuvvetli bir düzelme ile yeni bir kriz beklediklerini bildirdi.
Büyükekşi, 3. çeyrek halka açık şirketlerin bilançolarına bakıldığında en çok kar eden şirketlerin bankalar olduğunu anımsatarak, bankaların karının yüzde 30 ile yüzde 60 arasında artmış olduğunu, reel sektöre bakıldığında ise karlarının düştüğünü ya da zarar ettiklerini belirtti.
Bu yanlış politikanın aynı şekilde tekrar uygulamaya konulduğunu, üretmeden, istihdama katkı yapmadan, para kazanmanın yolunun kapanması gerektiğini söylediklerini hatırlatan Büyükekşi, bu konuyu gündeme getirmek istediklerini ifade etti.
Mehmet Büyükekşi, Türkiye'nin dünya arenasında ihracatta 100'ler kulübüne girdiğini ve bu 100'ler kulübünde de geri adım atmaya hiç niyetleri olmadığını anlatarak, bu yıl da bu 100 milyar dolar ihracatın tekrar üstüne çıkıp, bu 100'ler kulübünde kalacaklarını vurguladı.
Türkiye'nin yeni alternatif pazarlara yönelmesinin gerektiğini ifade eden Büyükekşi, bu alternatif pazarlarla ilgili ne tür çalışmaların yapılabileceğinin incelenmesi gerektiğini belirtti.
Büyükekşi, Çin pazarının başlı başına incelenmesi gerektiğini dile getirerek, ''Çin'e kim ihracat yapmaya gitse, ithalat yapıyor geliyor. Bunu irdelemek lazım. Biz bundan sonra Çin'le ilgili özel bir çalışma yapıyoruz. Çin'in bir bölgesine satamadığınız bir ürünü başka bir bölgede satabilirsiniz. Bu arada biz ürünlerimizi tüm dünyaya satıyoruz ama ABD pazarına da satamıyoruz. Bu konu üzerinde de gerekli çalışmaların yapılması lazım'' diye konuştu.
Merkez Bankası'nın faiz indiriminin kısmen devam etmesini düşündüklerini belirten Büyükekşi, yüksek faizin yatırımın, üretimin ve istihdamın düşmanı olduğunu ve yüksek faizi kesinlikle desteklemediklerini kaydetti.
Büyükekşi, faiz indirimlerini alkışladıklarını ve alkışlamaya da devam edeceklerini söyledi.
Merkez Bankası'nın, döviz yükseldiğinde müdahalede bulunduğunu anımsatan Büyükekşi, Merkez Bankası'nın dövizin çok düşmesi halinde de müdahalede bulunması gerektiğini ifade etti.
Mehmet Büyükekşi, Türkiye'nin ulusal piyasalarda rekabet edebilmesi için rekabetçi bir kurun arkasında durması gerektiğini de sözlerine ekledi.