Sizin hastanenize nasıl yatmıştı? Tepebaşı'ndaki hastanemde 1981'de, bir gün başhemşire odama geldi ve 'Burada bir hanım yatıyor. İngiliz Konsolosluğu bir süre önce yatırdı. Borcu çok birikti, 420 bin lira oldu' dedi yanlış hatırlamıyorsam. Ben de düşündüm, 80 yaşında bir kadın, 'Birine de ben baksam ne olur' diye ve gittim hanıma, 'Veremiyorsan önemli değil. Biz sana bakarız' dedim. Başhemşireye de 'Bu hanıma iyi bak' dedim". Zamanla daha sonra öğrendim ki Çanakkale Savaşları'nda ailesi bize o kadar yardım etmiş ki anlatamam. Ardından bir de talimat verdim, her hafta sonu Kumkapı'ya götürüp balık yedirip getiriyorsunuz dedim. Benim ailemden de orada ölen oldu. Çanakkale'nin benim için manevi değeri çok yüksek.
Mirası size nasıl kaldı? Bir gün Çanakkale'ye işim düşünce Bayan Hettie'nin her gün bahsettiği hikayeleri bir soruşturayım dedim. Girdim tapu dairesine, 'Bir hanım var. Bir şey atıyor tutuyor. Gelmişken sizi sorayım' dedim." Oradaki memur hemen tanıdı ve "Derme çatma bir vekalet geldi. Şu anda işlem yapılıyor. Nereden geldi, nasıl geldi bilmiyorum. Eğer ondan vekaleti alırsan, biz bunu dondururuz. Buralar, şuralar onun" dedi. Anladım ki anlattıkarı gerçekmiş. Oradan çıktık. Kendisinden vekaleti aldık ve mülklerin bir kısmını kurtardık. Bayan Hettie dedi ki bir gün 'Ben bunları size bırakmak istiyorum'. Ben de 'Bunları istemiyorum' dedim. 'Yakınlarınızı arayalım' diye teklif ettim. 'Kimsem yok' dedi. Haklarını koruduğumuz için bize verdi.