Yayla turizmi plajdan kaçanların dere ve buzul göllerinde serinleyen yerli turistlerle dolup taşıyor. Aktif dinlenme isteyenler her gün uzun yürüyüşler ve buzul gölü serinliği ile kendini ödüllendiriyor. Fazla yürümeden otomobillerle seyahat etmek isteyenlere de yaylalar serin hava ve bol oksijen vaad ediyor. Özellikle doğa yürüyüşünü sevenler çok yürümenin ödülünü bazen şelalede ve derede bazen de buzul gölünün 7 veya 8 derecelik çivi soğuğunda tadıyor. Ayaklar yürüdükçe zihinler yeni şeyler keşfetmeye açık oluyor. Ancak kısa yürüyüşler de yok değil. Yaylalar da bu tip ziyaretçiler için de uygun konaklama olanağı sunuluyor.
OTOBÜS TURU ARTTI
Bukla Tur ortaklarından ve bölgeyi iyi bilen rehberlerden Bülent Saraloğlu günübirlik gelenlerin ve doğa yürüyüşçülerinin sayısının arttığını belirtiyor. Yerli turistlere daha çok hizmet verdiklerini belirten Saraloğlu Ağustos ayının da Ramazan olmasına rağmen umutlu olduğunu belirterek, "Ağustos Ramazan olmasına rağmen geçen yıla göre daha iyi geçmesini bekliyoruz. İnsanlar artık denizde değil Fırtına Deresi'nde serinliyor. Özellikle otobüs turlarında gözle görülür bir artış var. Herkes bu yıl biraz daha mutlu. Bölgedeki oteller ve pansiyonlar iyi bir yıl yaşıyor diyebiliriz" şeklinde konuştu. Herkesin farklı şeyler keşfedebileceğini belirten Saraloğlu, "Yaylalarda doğa yürüyüşçüleri için binlerce zenginlik var. Uzun yürüyüşlerden sonra buzul gölünde serinlemek, dereleri, şelaleleri keşfetmek için Hemşin yaylaları bulunmaz bir yer. Fazla yürüyemeyenler için de son dönemde bölgenin yapısına uygun olarak yapılan konaklama yerleri de ziyaretçileri memnun ediyor. Doğu Karadeniz'de yaylalara çekicilik katan bir unsur da festivaller. Tulum Festivali gibi uluslarlarası kimlik kazanan organizasyonlar da dikkat çekiyor. Festivali düzenleyen Mia Kongre Toplantı ve Organizasyon yetkilisi Tekin Atacan festivallerin bölgedeki canlılığın sürekliliğini sağlayacağını belirterek sözlerine şöyle devam etti: "İlkini düzenlediğimiz tulum festivali bölge halkı ile farklı ülkelerden gelen misafirlerimizin kaynaşmasını sağladı. Tulum sesinde birleşen kültürlere bölgeyi ziyaret eden yerli yabancı turistler de yoğun ilgi gösteriyor." Tekin Atacan festivale tulum ve türlerinin çalındığı Türkiye ile birlikte aralarında Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Azerbaycan, Ukrayna ve KKTC'den gelen halk oyunları ekiplerinin bulunduğu 6 ülkeden katılım olduğunu belirtti. Atacan, "Ülkemizin vazgeçilmez üflemeli çalgılarından tulumu, dünyadaki; gayda gibi diğer türleri ile bir araya getirmek istiyoruz. Festivale bu ülkelerden gelecek halk oyunları ekipleri katılacak. Festival sayesinde ülkeler arasında kültür etkileşimi sağlanması amaçlıyoruz. Bu sayede halk oyunlarımız ve ülke kültürlerinin gelişmesi de sağlanacak. Festival bir hafta boyunca Rize ve ilçeleri ile Artvin ve ilçelerinde düzenlenecek çeşitli etkinliklerle sona erecek" diye konuştu.