2010 yazı İstanbullular için havanın dışında müzikal anlamda da oldukça sıcak geçti. Organizatörlerin birbiriyle yarışa girdiği, dinleyicilerin de hangi birine gideceğini şaşırdığı çok zengin bir konser mönüsü vardı. İstanbul'un Bob Dylan ile başlayan, Rihanna, Metallica, Eric Clapton, The Cranberries ile devam eden ve Scorpions, U2 ve Ozzy Osborne'la son bulacak olan dünya çapında isimlerin Türkiye konserleri 22 TL'den başlayan bilet fiyatları 550 TL'ye kadar çıktı. Bugüne kadar toplamda 750 bin müziksever konser izledi. Sadece biletlerden elde edilen gelir yaklaşık 75 milyon TL, bir de buna sponsorlardan elde edilen gelirle, taksi, tekne, restoran gibi çevrede oluşan ekonomiyi de eklersek 200 milyon TL'lik bir "konser ekonomisi" oluşmuş oluyor. Bir bilet fiyatı belirlenirken birçok aşamadan geçiyor. Önce sanatçının fiyatı belirleniyor, üzerine KDV'si, stopajı konuyor. Sanatçı bütçesi belirlendikten sonra üzerine prodüksiyon bütçesi ekleniyor, ses, ışık, güvenlik, mekân giderleri vb. de geliyor. 100 bin dolarlık bir iş de, 1 milyon dolarlık bir iş de aynı aşamalardan geçiyor. Herkesin kendine göre maliyeti var. 4 yıl önceki Sting konserinin biletleri de aynı fiyattan satıldı, bu yılki Rihanna konserinin biletleri de. Yani ülkemizde artık bir "konser ekonomisi" oluşuyor. Sponsorlar arttı, onlar arttıkça da bilet fiyatları düştü.
YENİ İSTİHDAM SAĞLANDI
Konser ekonomisi dinleyicinin konser bileti almasıyla başlıyor. Ardından evden konser alanına giderken ve dönerken kullandığı taksi, tekne, otoparka ödediği parayla, konser alanında yiyecek-içecek satın alınmasıyla devam ediyor. Bunların dışında konser için sahneyi kuran teknik ekip, ses/ışık düzeni kuranlar ve daha birçok kişi bir konserden evine ekmek parası götürüyor. Konserleri mercek altına aldık, bakın çok çarpıcı rakamlar çıktı...