Merkez Bankası (TCMB) kur konusundaki baskılara dayanamadı ve
9 ay aradan sonra kurları artıracak 'bir çeşit' müdahalede bulundu. Piyasalardaki tüm faizli enstrümanların getirisini belirleyen gecelik borçlanma faizini çeyrek puan indirdi. TL'nin getirisini azaltıp, döviz bozdurmanın cazibesini düşürdü. Çok uzun süredir
tamamen piyasaların beklentilerini karşılayan tercihler yapan TCMB'nin aldığı bu sürpriz karar önemli. Hatta, beklenmedik değişiklik TCMB'nin bundan sonra enflasyon dışında gerektiğinde büyüme ve ihracatın istikrarı için daha aktif bir para yönetimine geçebileceğinin ön sinyali olarak bile algılanabilir. Ancak bunun için yerine getirilmesi gereken başka şartlar var. TCMB'nin, iki gün önce Japonya'nın hem parasal gevşeme hem de döviz satın alarak yaptığı çift uçlu müdahaleye benzer bir tavırla yoluna devam etmesi,
yani faiz indirimine ek olarak piyasalardan döviz alımını artırması, müdahalenin ciddiyetini gösterecektir. Aksi taktirde çeyrek puan faiz indirimi kurlar üzerinde önemli bir etki yapabilecek bir değişiklik değil.
En fazla kurların aynı seviyede kalmasını, yani düşmemesini sağlayabilir. Ayrıca müdahalenin sadece faizle sınırlı bırakılması Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın daha önce de dile getirdiği "Müdahale etsem de döviz yükselmeyebilir" düşüncesinin piyasalarda genel kabul görmesi yanlışını doğuracaktır. Büyümeyle sürekli artan cari açığın hem düşük kur, hem de düşük faizin etkisiyle daha da yükselmesi de diğer bir risk unsurudur. Merkez Bankası'nın cari açık, dış dengeyi sağlayarak büyüme ve istihdam gibi birçok önemli sorunun çözümüne de katkı sağlayacak döviz fiyatlarındaki 'yeni denge'nin oluşumunda samimi davranıp davranmayacağını en kısa zamanda görmeliyiz.
Belki de bugün...