Türk makinesini dünyaya tanıtmak için hazırlanan 'tıkır tıkır' kampanyasının fikir babası olan Orta Anadolu İhracatçıları Birliği (OAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, bir yandan 2023'te 500 milyar dolar olarak hedeflenen toplam ihracattan yüzde 20 pay alma hedefine kilitlenirken, diğer yandan dünyadaki değişimlerin hassas dengesine göre projelerini şekillendiriyor. Öyle ki AB'de ikinci nesilsizlikten yok olan şirketlerin peşine düşen ilk isimlerden biri olan Dalgakıran, Almanya'da bir fabrika satın almasının ardından şimdi de tüm makine sanayisini AB seferine çıkarmaya hazırlanıyor. Öte yandan Çin'in ABD'ye yaptığı 85 milyar dolarlık makine ithalatına da göz diken makinecilerin, ABD ile de çok özel bir anlaşmaya imza atmak üzere olduğunu da öğreniyoruz Dalgakıran'dan. "Daha farklı bir burjuvazi ve işadamı profiline ihtiyacımız var. Devletten, siyasetten dönüşüm isterken, biz hiçbir yere dönüşmeyeceğiz deme lüksümüz yok" diyen Dalgakıran ile yeni projelerini ve değişen dünyada Türkiye'yi ve konuştuk...
Baktığınız pencereden ekonomiyi nasıl görüyorsunuz? Enflasyon bugün kimsenin tahmin etmediği seviyelerde, psikolojik sınırın da altına indi. Bu da işletmelerin kendi üretim şekillerine yeni bir bakış açısı getirmesi gereğini doğurdu. Büyüme çok güzel bir şey, işsizliği çözmek için her yıl ortalama yüzde 7 büyümemiz gerekiyor. En büyük problemimiz olan cari açık ise enerjide dışa bağımlılıktan ve teknolojiyi satın almamızdan kaynaklanıyor.
Makine için teknoloji üretimi de çok önemli. Bu konuda nasılız? Teknolojiyi dışarıdan alıyoruz ve aldığımız teknoloji ile üretim yapıyoruz. Buraya neşter vurabiliriz. Türkiye kendi üretim teknolojilerini üreten bir ülke olmak zorunda.
Bunu artırmak için hazırlanan sanayi strateji belgesi gibi çalışmalar var... Yeterli görüyor musunuz? Türkiye bir geçiş aşamasında. Bu ülkenin uzun yıllar sanayi stratejisi olmamış. Özel sektör, devlet bir araya gelip hedef belirlememiş. Şimdi sanayi stratejisi hazırlandı, çok kolektif bir çalışma oldu. Sektörel stratejiler hazırlanıyor. Fakat bunların uygulanması, bir yandan da geliştirilmesi gerekiyor.
'Zengin olmak güçlü olmak demek değil'
Teknoloji üretmeyen bir ülkenin küresel güç olması mümkün değil. Kuveyt, Suudi Arabistan zengin ülkeler ama küresel güç değiller. Yarın petrol fışkırsa küresel güç olur muyuz? Hayır. Tek yolu teknolojiye hakim olmak ve üretmekten geçiyor. Teşvikleri, firmaların zayıf olan yönlerini kuvvetlendirmeye yöneltmeliyiz.
'Kritik firmaları Çin ve Hintliler kapıyor'
AB'de çok sayıda kritik firmayı Çinliler ve Hintliler satın alıyor. Şu anda ihracatçı birliği ile bunun çalışmasını başlattık. Orada bir kuruluşla anlaşarak, AB'de sıkıntıda olan makine üreticilerini tespit çalışması yapıyoruz. Envanter çıkarıyoruz. Kendi şirketlerimize bunu dağıtacağız, hükümetten de destek isteyeceğiz. Sayının artmasını bekliyoruz.
'Yeni bir işadamı profili şart'
BİZ en iyi birbirimizi taklit ediyoruz. AB'nin toplam makine üretimi 850 milyar dolar. Bunu 25 bin firma paylaşıyor. Türkiye'nin toplam makine üretimi 25 milyar dolar. Bunu da 20 bin firma paylaşıyor. Daha farklı bir burjuvazi ve iş adamı profiline ihtiyacımız var. Devletten, siyasetten dönüşüm isterken, "biz hiçbir yere dönüşmeyeceğiz" deme lüksümüz yok.
SEVDA YÜZBAŞIOĞLU