Unilever'in Omo markası öncülüğünde Türkiye'nin kaynak sularını korumak amacıyla başlattığı 'Sudaki ayak izim' projesi iki buçuk yılda önemli yol katetti. Çevre dostu olmayan ürünlerin tanıtımını yasaklayan şirket, Türk ev hanımlarının temizlik yaparken suda bıraktıkları ayak izini küçültmek için sürekli yeni projeler geliştiriyor. Çamaşır makinesinde ön yıkama yapmak, bulaşık makinesi kullanmak, toz yerine sıvı deterjan tercih etmek gibi basit görünen eylemlerin sudaki ayak izine büyük çapta yansıdığını belirten Unilever Türkiye Deterjan Kategorisi Direktörü Çiğdem Yıldız, daha az su tüketimiyle ilgili bilinçlendirme çalışmaları kapsamında iki buçuk yılda 1.5 milyon haneye gittiklerini anlattı.
ÖN YIKAMA ORANI DÜŞTÜ
Alışveriş merkezlerinde 2.5 milyon kişiyi bilgilendirdiklerine dikkat çeken Yıldız, "Bu projeye başladığımızda yüzde 44 olan çamaşır makinesinde ön yıkama kullanma oranı şu anda yüzde 27'ye düşürüldü. Bu, iki Ömerli Barajı'nı dolduracak kadar suyun tasarruf edilmesi anlamına geliyor" diyor. Unilever Boğaziçi Üniversitesi'yle ortak çalışarak temizlik sırasında çevreye verilen zararı ölçmüş. Ortaya çıkan rakamlar dikkat çekici boyutlarda. Ev hanımları, bir yıl ön yıkama tuşuna basmazlarsa 4 Ömerli Barajı kurtuluyor. Bir yıl çamaşırlarını 60 yerine 30 derecede yıkarlarsa 21 günlük elektrik tasarrufu, makinelerini her seferinde tam doldurarak çalıştırırlarsa 5 yıllık içme suyu elde ediliyor. Ev hanımlarına çamaşırı düşük ısıda yıkamaları konusunda bilgi verdiklerini anlatan Yıldız, "Dünyada kişi başı su tüketimi yıllık bin 300 litre. Türkiye'de ise bu rakam 2 bin 200'lere kadar çıkıyor" diyor.
10 anneden 8'i sokağa karşı
Sanatçı Gülben Ergen'le gerçekleştirilen "Çocuklar hayata çıksın" projesiyle sosyal medyada 300 bin kişinin izlediği bir konser düzenlendi. Konser geliriyle anaokulu ve oyun parkı yaptıklarını söyleyen Yıldız, "10 anneden 8'i çocuğunu eve hapsediyor. Sokaklar dolmalı" şeklinde konuşuyor.