Babacan, "S&P, Fitch, Moody's gibi kredi derecelendirme kuruluşlarını kendi hallerine bırakmakta büyük fayda var. Zaten son krizde kendi kredibiliteleri ile ilgili çok ciddi sıkıntılar meydana geldi." dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından düzenlenen '2012 Yılında Dünya Ekonomisi ve Maliyesinin Durumu ve Kalkınmaya Etkileri konulu yüksek düzeyli tematik toplantıda yaptığı konuşmanın ardından New York'taki Türk gazetecilerle bir araya gelen Babacan, BM'de yaptığı çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
"GELİŞMELERİN PEŞİNDE SÜRÜKLENİR DURUMA DÜŞTÜLER"
Ali Babacan, Cihan Haber Ajansı muhabirinin Türkiye'nin kredi notu görümünü, 'pozitif'ten 'durağan'a düşürülmesine ilişkin sorusuna cevap verdi. Babacan, şunları söyledi: "Arkadaşlar bu S&P olsun, Fitch olsun, Moody's olsun, baştan beri benim prensibim şu: Bunlar Türkiye'nin notunu yada görünümünü artırırken de ben hiç bir şey söylemedim, farklı karar aldıklarında da hiç bir şey söylemedim. Bugünkü konuşmamda da bu kuruluşlara olan bağımlılığın mutlaka azaltılması gerektiğini de söyledim. Bunu sadece ben söylemiyorum, bu G 20'nin gündem maddesi aynı zamanda."
Kredi derecelendirme kuruluşlarının, 2008'de yaşanan küresel krizde sınavı başarı ile veremediklerini belirten Babacan, "AAA, AA notu verdikleri şirketlerin yada ülkelerin ertesi gün değerinin sıfırlandığı bir dönemden geçtik. Yatırımcılara, 'Bu AAA notuna sahip bir şirkettir yada ülkedir' diyorlar, ertesi gün batıyor. Bu kuruluşların normalde önden gitmesi lazım, yatırımcılara yol, yön göstermesi lazım. Ama şu anda olan biteni geriden takip etmeye çalışıyorlar. Yani gelişmelerin peşinde sürüklenir duruma düştüler." diye konuştu.
"PİYASA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ DE SIFIR"
Yatırımcıların kredi derecelendirme kuruluşlarına bakışı ve değerlendirmelerinin eskisi kadar büyük kagirlik taşımadığına değinen Babacan, şöyle devam etti: "Dikkat ederseniz, S&P'nin son uygulaması not düşürme de değildir. Sadece görünümü pozitiften durağana çeviriyor. Bana göre üzerinde o kadar durmaya değer bir gelişme de değil. Bakıyorsunuz, piyasa üzerinde etkisi de sıfır. Bu açıklamanın yapıldığı günlere bakın. Bizim ne borsamıza bir şey olmuş, ne faizlere, ne kurlara bir şey olmuş. Eskiden öyle bir şey olsa herhalde çok etkilenirdi piyasalar. Ama artık yatırımcılar Türkiye'yi iyi tanıyor. Parası olanlar, yatırım yapanlar da Türkiye'yi buna göre değerlendiriyorlar, kararlarını veriyorlar. Dolayısı ile bizim açımızdan çok önemli bir unsur değil. Bizim iç ekonomik gündemimiz de şu sıralar oldukça rahat, fazla da sıkıntı, sorun yok çok şükür. Bu yüzden önemli bir gündem maddesiymiş gibi ön plana çıktı. Bizim asıl işimiz gerçek yatırımcılarla. Onların da Türkiye'ye verdiği not çoktan belli, bizim o konuda kaygımız yok."
"TÜRKİYE OLARAK DİĞER ÜLKERE TAVSİYELERİMİZ VAR"
Türkiye olarak diğer ülkelere tavsiyelerinin olabileceğini hatırlatan Babacan ülkelerin bulunduğu duruma ve ekonomik yapılara göre farklılık gösterebileceğine dikkat çekti. Bir ülkede uygulanan politikaları aynı şekilde bir başka ülkeye taşımanın mümkün olmadığını kaydeden Babacan, "Bu konuda hangi ülkenin ne yapması gerektiği konusunda pek çok farklı düşünce olabilir. Bizim Türkiye olarak kendimizin seçtiği bir yol var, bir duruşumuz var ve aynı zamanda da diğer ülkelere tavsiyelerimiz var. Tavsiye vermek bizim G20 çerçevesinde bir hakkımız, çünkü G20 ülkelerinin birbirine karşı eleştiride ve tavsiyede bulunma özgürlüğü ve imkanı var." şeklinde konuştu.
Avrupa ülkeleriyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Babacan bazı ülkelerin kamu borç stokunun çok yüksek rakamlara ulaşmış olduğuna dikkat çekti. Ali Babacan, borçların ödenip ödenemeyeceği ile ilgili de piyasalarda endişe oluşmaya başladığı uyarısında bulundu. Babacan, dünyada önemli olup biten ne varsa, Türkiye'nin artık önemli bir aktör olarak çalışmaların içinde olduğunu ve çalışmaları yönlendirdiğini ifade etti.
Başkan Yardımcısı Babacan toplantıdan sonra Türkevi'nde onuruna verilen resepsiyona katıldı. Babacan, bugün New York'ta bulunan İtalyan işadamları ile bir araya gelecek.
