BusinessWeek, Financial Times, Bloomberg, Wall Street Journal gibi dünyanın en büyük medya kuruluşları ağustostan bu yana İngiltere'de yaşayan bir Türk akademisyenin telefonunu sürekli meşgul ediyor. Bunun sebebi ise bu akademisyenin finans sektörünün en büyük skandallarından Libor'u 2007'de görerek, bu konuda kitap ve makaleler yazmış olması. Bahsettiğimiz kişi Manchester Üniversitesi'nde bankacılık alanında akademisyenlik yapan İsmail Ertürk...
'DÜNYAYI KANDIRDILAR'
Ertürk, İngiltere'de başlayan Libor skandalı ile ilgili olarak ilginç tespitlerde bulunuyor. İngilizler'in ABD'nin aksine dünyayı kandırdığını belirten Ertürk, "Teknik açıdan baktığımızda, İngiltere Merkez Bankası'nın da suçu var. Kriz çıktığında bankanın başkanı Mervin King, ABD ve AB Merkez Bankası'nın tersine bankalara likidite ve sermaye yardımı yapılmasına karşı çıktı. Çok sert bir politika önererek "Piyasa kendi kurallarına göre işlesin" dedi. Ertürk'e göre Ancak İngiliz bankalarının batmasına da göz yumamayacağı için bankalara, likidite ve borçlanma sıkıntısında olmadıkları izlenimi vermeleri için Libor borçlanma oranlarını düşük göstermeleri konusunda işaretler verdi. Ertürk, "Bu çok tipik İngiliz davranışıdır, yüz işaretleri ile konuşmak…" dedi.
'DÜNYADA HERKES DAVA AÇABİLİR'
Ertürk
sistemdeki iyileşmenin sadece düzenleyici kurumlarla olmayacağını halkın da desteklemesi gerektiğini söyledi. Ertürk, "AB ve ABD'de işini kaybeden kişiler, kemer sıkma politikası nedeniyle yaşam standartları düşen vatandaşlar, emekli fonlarında paraları değer yitiren emekliler, ülkeleri batma noktasına gelen birçok kişi demokrasi, saydamlık ile sektörün iyileştirilmesi adına ve en önemlisi de adalet için bu davaları açmalı" şeklinde konuştu.
'AYNI ZAMANDA DEMOKRASİ SKANDALI'
2008'de başlayan krizi önlemek için denetleyici kurumlarla üst düzey banka yöneticilerinin ortak çalışma yaptığını da sözlerine ekleyen İsmail Ertürk, "Amaç şike yaparak krizin önlenmesi. Zaten traderlar arasındaki danışıklı faiz oranı belirleme konusu da bence bunun sonucu. Yalnız bu durum traderlar ve bankacıların kriz olmadığı zamanlarda çok masum davrandıkları anlamına gelmiyor" dedi. Libor'un aynı zamanda bir demokrasi skandalı olduğunu da söyleyen ünlü akademisyen, "Kamu görevlilerinin, banka denetleyicilerinin, kamuya ve siyasi erke demokratik sorumluluğu vardır. Bu tür önemli şeyleri, kriz önlüyoruz edebiyatıyla halktan gizlememeleri gerekir. Libor skandalı son noktada bir demokrasi skandalıdır" dedi.
2007'DE LİBOR SKANDALINI ANLATTI VE YAZDI
İsmail Ertürk, Libor skandalını ilk kez 16 Nisan 2008'de yayımlayan Wall Street Journal'dan önce İtalyan akademisyen Stefano Solari ile birlikte yazan bir akademisyen. Ertürk, "2007'de New Political Economy dergisinde yayımladığımız makalede bunları hem kuramsal olarak hem de verilerle anlattık. Ayrıca, Çin ve Hong Kong'da, 2008 yılı yazında, işdünyası ve bankacılara yaptığım sunumlarda, Libor'un manipule edildiği savlarının olduğu bir ortamda, döviz kurlarının zaten serbest piyasa kurallarınca belirlenemeyeceğini söylemiştim" dedi.
'PARA BASILDIĞI SÜRECE FAİZLER SERBEST OLMAZ'
Skandal kahini, merkez bankalarının parasal genişleme politikalarının sürmesinin sorunu genişlettiğini düşünüyor. "Faiz oranları zaten serbestçe belirlenmiyor ve uzun bir süre daha merkez bankalarının parasal genişleme ve bilanço genişletme politikaları sürecek" diyen Ertürk, "Ayrıca bu politikaların oluşturduğu yeni riskler ve dengesizlikler piyasaların risk ve getiri ilişkilerini rasyonel olarak belirlemesini engelliyor ve engellemeyi sürdürecek" yorumunu yaptı.