1960 darbesi, en basit siyasal ve ekonomik haklarından mahrum edilen Anadolu halkının 'kölelik' düzenine karşı giriştiği demokratik isyana karşı yapılmış. 1980 darbesi, okuyup öğrenmeye ve sistemden siyasal- ekonomik hak isteyen Anadolu çocuklarına karşı. 1997 darbesi siyaset ve ekonomide cılız ama güçlenmeye başlayan Anadolu çocuklarına karşı. 3 Kasım 2002 sonrasındaki planlar ise sermaye ve siyasetiyle bölgesel-küresel güç sahibi olmaya çalışan Anadolu çocuklarına karşı yapılıyor. İlk üç darbe kısa vadede başarılı ama uzun vadede başarısız olmuş. Dikkat ederseniz her darbeye rağmen, Anadolu çocukları bir sonraki darbe döneminde kendilerini engellemeye çalışanların karşısına ekonomik ve siyasal alanda daha güçlü bir sosyolojik katman olarak çıkıyor. Ancak mikro ölçekte kişisel mağduriyet (işkence, hak gaspı, vs) yaratan söz konusu darbeler, makro ölçekte (ülkenin siyasal ve ekonomik gelişimi) büyük zaman kaybı yaratan sapmalar oluşturuyor. Darbe döneminde gerçekleştirilen soygunlar gelecek nesillere ağır borç, faiz ve vergi yükü bırakıyor. Örneğin 2001 kriziyle finalize olan 28 Şubat darbesi kimi hesaplamalara göre ülkeye 300 milyar dolara maloldu. Bu yüksek rakam bile sadece devlete çıkan faturayı temsil ediyor.
Demokratik devrimde yol ayrımı
Finansal ve fiziken engellenen girişimciliğin yarattığı katma değer kaybını da eklersek kuşkusuz bu rakam trilyon dolarlarla ancak ölçülebilir. Mesela, 1960'da Güney Kore'nin kişi başı milli geliri 155 dolarla Türkiye'nin üçte biriydi. Bugün ise 32 bin 100 dolarla üç katı. Güney Kore'nin Türkiye'den farkı, siyasal-ekonomik istikrar sürecinin darbelerle engellenmemesidir.
AK Parti kuşkusuz ki fırsat eşitliğini sağlayacak siyasal ve ekonomik düzenlemelerle bu alanda son 10 yılda çok mesafe katetti. Sağlık, eğitim, ekonomik, politik ve sosyal alandaki reformlarla Anadolu çocuklarının bir sonraki darbe hazırlığına karşı daha üst katmanda mücadele vermelerini sağlayacak fırsat eşitliğinin altyapı adımlarını attı. Örneğin
sağlık reformuyla Anadolu'daki çocuk ölümlerini azaltıp yaşama hakkını eşitledi. Sağlıklı bir gençlik yetiştirdi...
Eğitim reformuyla o çocukların dünyayla rekabet edebilecek şartlarda modern öğrenim almalarını sağlamaya başladı... Ekonomik reformlarıyla o çocukların sermaye ve üretim gücüne ulaşmasını, yeni girişimciler çıkarabilmesini sağladı... Politik reformlarıyla o çocukların kurduğu şirketlerin uluslararası alanda büyüyebilecekleri dış pazarları açtı... Ancak AK Parti'nin kurduğu sistemin finansal sürdürülebilirliği kırılgandır. Çünkü AK Parti'yi oluşturan sosyal grupların, siyasal olmasa bile ekonomik evreni dardır. Demokratik sistemin, yani fırsat eşitliğinin gelişmesini sağlayacak
ekonomik gücün temeli hâlâ büyük ölçüde darbeleri hazırlayan ve her darbede kat kat zenginleşen eski oligarşik gruptadır. Bugün ise Anadolu çocukları fırsat eşitliği ve demokrasi mücadelesinde yeni bir aşamaya yaklaşmaktadır.
Ya...
Bu çocuklar, zaten ekonomin genelinde küçük pay alan dar ekonomik evrenleri içinde geçmişteki gibi oyunlarla birbirine düşürülecek ve yeni darbelere zemin hazırlanacaktır. Ki, eski oligarkların desteklediği medyada uzun süredir işlenen ve hazırlanmaya çalışılan AK Parti içinde karmaşa ve bölünmüşlük görüntüsünün temeli de buna dayalıdır...
Ya da...
28 Şubat sürecinde tüm hayasızlığıyla ortaya çıkan ve her seferinde darbelerin yarattığı soygundan beslenerek zengin olan oligarkların ekonomik tekeline karşı birlikte mücadele edecek. Ve onların tekelindeki daha büyük ekonomik evreni kendi kullanımına açarak, fırsat eşitliği temelli demokrasiyi geliştirecektir.
Son deneme: Parti içi kavga görüntüsü
Onun için AK Parti'yi oluşturan unsurlar enerjilerini iç kavga yerine, 28 Şubat'ta, 2001 krizinde yakayı ele veren ve bugün cezalandırılmamak için, geçmişte olduğu gibi türlü yollar deneyen oligark çetesine karşı mücadeleyi kararlılıkla ve aciliyetle gündemlerinin birinci maddesine almalıdır. Zaten bu bir zorunluluktur. Çünkü oligark grup, tez+antitez=sentez denklemini yaşamsal olarak kabul etmemekte ve her seferinde kendisine düşman olarak gördüğü Anadolu çocuklarını öldürmeye-yok etmeye-yutmaya çalışmaktadır. Yani oligarklar birlikte yaşamayı kabul etmemektedir. Son 10 yıldaki kapatma davası, darbe planları, terörist saldırılar, ekonomik kriz çıkartma ve AK Parti'yi bölme denemelerinin temel itkisi budur. Bu yüzden Anadolu çocuklarının demokratik devrimi sürdürmenin gereğini yapmasından başka çaresi yoktur... Türkiye ekonomisi, siyaseti ve halkı için en hayırlı olan yol da budur. Ve 28 Şubat darbesi- 2001 krizi soruşturması da Türkiye'den, Anadolu'nun çocuklarından çalınanların hukuki olarak geri alınması ve darbelerin finansal kökünün kazınması için önemli bir fırsattır. İyi pazarlar...
