Her yıl yüzde 20 büyüyerek 400 milyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşan organik tarımda yatırım patlaması yaşanıyor. Konvansiyonel hayvancılık yaparken, çiftliğini organiğe dönüştüren girişimci sayısı her geçen gün artıyor. Beyaz ette Samsun, Bolu ve İzmir, kırmızı ette ise Manisa Salihli, Çanakkale Ayvacık, Bozcaada ile Aydın illeri ön plana çıkıyor. Tarımsal ürünlerden ziyade kırmızı ete tüketici tarafından da yoğun bir ilgi olduğunu söyleyen Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Başkanı ve City Farm Genel Müdürü Ayhan Sümerli, "Bu pazarda büyük boşluk vardı. Üreticilerde konvansiyonelden organiğe ciddi bir kayış oldu. Özellikle beyaz et üretiminde ciddi artış var" dedi.
DÖNÜŞÜM BAŞLADI
Konvansiyonel işleyen bir çiftliğin organik üretim yapabilmesi için minimum 3 yıl geçmesi gerekiyor. Kullanılan arazinin tamamının yonca, karunga ya da fiy kaplı olması şartı olduğunu söyleyen Sümerli, "Hayvanların organik yoncanın üzerinde dolaşması gerekiyor. Eğer arazi yonca kaplı ise dönüşüm 2 yıl sürüyor" dedi.
YATIRIMLAR ÇOĞALIYOR
Organik ürünler yüksek fiyatlarıyla dikkat çekiyor. Yüksek fiyatın nedeni girdilerin daha pahalı ve üretimin az olması. Yani organik tarım, boyut ekonomisinden yararlanamıyor. Şimdi ise üretimde gözle görülür bir artış söz konusu. Bu artışın fiyatlar üzerinde baskı oluşturacağını söyleyen Ayhan Sümerli, "Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde fiyatların yüzde 30-40 ucuzlamasını bekliyorum" dedi. Halen organik kırmızı etin perakende satış fiyatı 50-53 TL arasında değişirken, tavuk eti de 23 TL'den satılıyor. Yeşilküre şirketinin sahibi Ahmet Aydın, "Organik tavukçuluk ve yumurta üretimi yapıyorum. Kendi markamı yarattım" dedi. Aydın, işe öncelikle arazisini sertifikalandırmakla başladığını belirterek, "2 yıllık bir arındırma süreci yaşadık. Ardından yumurta üretimine başladık. Organik tarımdan çok memnunum" diye konuştu.
HAYVANCILIĞIN CAZİBESİ ARTIYOR
Manisa Salihli'de organik tarım yaparken hayvancılığa da başlayan çiftçi Ali Şölen, et şirketlerine canlı hayvan satıyor. Şölen, "Et şirketlerinin organiğe ilgisi büyük. Benim 60 hayvanım var. Aynı zamanda kuru üzüm, zeytin, erik, patlıcan, biber gibi bitkisel üretim de yapıyorum" dedi. Organik üretimde girdi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirteren Şölen, "Yonca gibi yem bitkilerini kendimiz üretmemize rağmen, organik tarım konvansiyonele göre masraflı. Ancak bu ürünlere pazarda ciddi bir talep var" diye konuştu.
YENİ PAZARLAR KURULACAK
Organik ürünler, sadece bu işe odaklanan market zincirlerinde satıldığı gibi, süpermarketler de organik reyonlarını genişletmeye başladı. Bunlar dışında mahalle aralarında kurulan organik pazar sayısının da arttığını söyleyen Ayhan Sümerli, "Adana ve Konya'da organik pazarlar kurulmaya başlandı. İzmir'de ikinci pazar kuruluyor. Ankara'da ikincisi açıldı. İstanbul'da ise Bomonti, Kartal, Pendik, Selamiçeşme ve Ataköy'de pazar kuruluyor. Aldığımız bilgilere göre 4 tane daha geliyor" dedi.