Dünya genelindeki ekonomik büyümenin yüzde 90'ının Avrupa dışında gerçekleşme beklentisi ekonomik krizin etkilerini yoğun bir şekilde yaşayan Avrupa Birliği'ni (AB) fırsatları kaçırmama girişimlerine soktu. AB'nin ticaretin ve istihdamın büyümesine katkı sağlamak amacıyla Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başta olmak üzere Kanada, Hindistan, Singapur ve Japonya ile yapmayı planladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) Türkiye'nin de gündemine oturdu.
21'İNCİ YÜZYILIN ANLAŞMASI
Aylık ulaşım ve İş Dergisi UNIBUSINESS'ta yer alan habere göre; AB ile ABD arasında imzalanması beklenen STA'nın, mal ticaretinde tarifelerin yanı sıra mal ve hizmet ticaretinde tarife dışı engellerin kaldırılması ile yatırımlar, kamu alımları gibi pek çok alanı da kapsayacak boyutta bir anlaşma olması nedeniyle, 'kural koyucu' bir anlaşma olması bekleniyor. 21'inci Yüzyılın Anlaşması olarak söz edilen bu anlaşmadan üçüncü ülkelerin yanı sıra anlaşmanın her iki tarafı ile de yakın politik ve ekonomik ilişkileri bulunan Türkiye'nin de doğrudan etkilenmesi kaçınılmaz. ABD ve AB hali hazırda birbirlerinin en büyük ticari partnerleri arasında. İki bölge arasında yıllık 613 milyar dolar civarında olan ticaret hacmi söz konusu. Amerikan şirketleri AB'de üretim, dağıtım ve diğer faaliyetleri için 1.9 trilyon dolarlık yatırım gerçekleştirmiş durumda. AB şirketlerinin ABD'deki yatırımlarının büyüklüğü ise 1.6 trilyon dolar civarında. Yapılacak olan serbest ticaret anlaşmasının toplam 5 trilyon dolarlık ticaret hacmi ve yeni yatırım hareketi sağlaması bekleniyor. Bu miktar dünya toplam Gayri Sarfi Milli Hasılası'nın (GSMH) yüzde 26'sı seviyelerinde bir büyüklük. STA her iki ticari ortağa da düşük rekabet ortamı, düşük maliyetli büyüme ve istihdamı artırma imkanı sağlayacak. Tahminlere göre, kapsamlı bir anlaşma ABD GSMH'sini yüzde 0.3 artıracakken AB'nin ekonomik büyümesine yılda 65 milyar avro (87.59 milyar dolar) katkı yapacak ve GSMH'sini yüzde 0.52 artıracak. Böylece hem ABD hem de AB ekonomilerinde 2 milyon yeni istihdam oluşacak. AB ve ABD arasındaki gümrük vergileri AB malları için ortalama yüzde 5.2, ABD malları için de ortalama yüzde 3.5 uygulanıyor. Anlaşma ile gümrük vergilerinin yanı sıra tarife dışı engeller de ortadan kaldırılacak.
ANLAŞMA TÜRKİYE'YE NASIL YANSIYACAK?
AB ile Gümrük Birliği Anlaşması bulunan Türkiye'nin AB'nin ABD ile imzalamayı planladığı STA'dan oldukça etkileneceği düşünülüyor. Bunun en önemli nedeni Türkiye'nin AB'ye üye olmadan Gümrük Birliği'ne giren tek ülke olması ve AB'nin STA'larını tek taraflı kabul etmek zorunda kalması. Anlaşmanın Türkiye'nin AB'ye olan ihracatını azaltarak orta ve uzun vadede Türkiye'nin GSMH'sinde yüzde 2-2.5 oranında bir kayba neden olabileceği bunun da yaklaşık 18-20 milyar dolarlık bir daralma anlamına geleceği düşünülüyor. Yapılacak anlaşma ile özellikle Türkiye'nin AB ye ihracatının yoğun olduğu tekstil, tarım ürünleri, sanayi gibi sektörlerde gümrük vergilerinin kaldırılacak olması Türkiye'nin bu ürünlerde daha rekabetçi bir dış ticaretle karşılaşması gündemde. Ayrıca, ABD'nin tarım sektörü ve gıda ürünlerinde sübvansiyon uygulaması Türkiye'nin tarım ürünleri ve gıda sektörü açısından AB pazarında haksız rekabetle karşılaşmasına neden olacak. Bu nedenle Türkiye AB'nin imzalama hedefinde olduğu her STA'da taraf olmayı, her platform ve düzeyde muhataplarına iletiyor. Türkiye ayrıca ABD ile 2009 yılında gerçekleştirdiği Ekonomik ve Ticari Stratejik Çerçevesi'nin de AB ile imzalanacak STA'dan sonra ABD ile STA imzalanmasında etken olacağını düşünüyor.
TÜRKİYE AB'YE EN ÇOK İHRACAT YAPAN 5'İNCİ ÜLKE
Gümrük Birliği'nin uygulama döneminde AB ile Türkiye arasındaki ikili ticaret hacmi 1995-2012 yılları arasında 30.2 milyar dolar seviyesinden 147 milyar dolar seviyesine; AB'ye olan ihracat 12.2 milyar dolardan 59.2 milyar dolar seviyesine, ithalat ise 18 milyar dolardan 87.8 milyar dolar seviyesine ulaştı. Türkiye'nin Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girmesinden önce AB'ye ihracat yapan ülkeler arasında 12'nci sırada yer alırken 2012 yılı itibariyle 5'inci sırada yer alıyor. Benzer şekilde, Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girmesinden önce AB'nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında Türkiye 12'inci sıradan 2012 yılı itibariyle 7'nci sıraya yükseldi. Gümrük Birliği'nin yürürlükte olduğu 17 yıl boyunca Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları önemli bir artış kaydetti ve özellikle Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerinin başladığı 2005 yılından itibaren artarak devam etti. Türkiye'ye 2003-2012 yılları arasında giriş yapan toplam 101 milyar dolar düzeyindeki doğrudan yabancı sermaye yatırımının yüzde 72.5'i AB kaynaklı. Türkiye'nin yürürlükte olan 16 STA'sı var. Bu kapsamda ihracatı 2012 yılında yüzde 7.2 oranında arttı. Bu ülkelerin toplam ihracat içindeki payı yüzde 9.6. 2002 yılında STA ülkeleri karşısında 1.5 milyar dolar civarında ticaret açığı verilirken, 2012 yılında 3.9 milyar dolar dış ticaret fazlası verildi. AB ile STA imzalayan ülkelerle Türkiye'nin kendi STA'sını yapması gerekiyor. Ancak Türkiye Gümrük Birliği'nin mevcut yapısı yüzünden STA müzakerelerini AB'den daha geç tamamlıyor ya da bazı durumlarda üçüncü ülkelerin isteksizliğine bağlı olarak tamamlayamıyor. Bu durumda, AB ihracatçıları STA akdedilen üçüncü ülke pazarına avantajlı giriş imkânı elde ederken ilgili üçüncü ülke de AB üzerinden Türkiye pazarına gümrüksüz giriş hakkı kazanmış oluyor. Diğer taraftan Türkiye, Avrupa pazarında tarife dışı engellerle karşılaşmaya devam etmekte. Türkiye, malların serbest dolaştığı birlik içerisinde, karayolu kotaları ve vize gibi malların serbest dolaşımı ile bağdaşmayan uygulamalarla karşılaşıyor. Bu durum Türk ihracatçısının AB ihracatçıları ile eşit şartlarda rekabet edebilmesinin önünde çok önemli bir engel. Ayrıca Türkiye, Gümrük Birliği'nin bir tarafı olarak AB ticaret politikasının şekillendirilmesine katkı sağlayan karar alma mekanizmalarında da yer almıyor.
Kaynak: UNIBUSINESS Dergisi