Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 5,50'den yüzde 5'e indirdi. Gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 4,50'den yüzde 4'e, borç verme faiz oranı yüzde 7,50'den yüzde 7'ye indirildi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, faizde beklentilerin üstünde indirime gitti. Merkez Bankası, politika faizini 50 baz puan düşürerek yüzde 5'e çekti. Merkez Bankası politika faizindeki son indirimi 25 baz puanla Aralık ayında yapmıştı. Merkez Bankası 50 baz puanlık son indirimi ise Ağustos 2011'de yapmıştı.
Banka faiz koridorunun üst ve alt bandını da 50'şer baz puan indirdi. Banka, gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 4'e, gecelik borç verme faiz oranını yüzde 7'ye düşürdü. Karar sonrası faiz koridoru yüzde 4-7 olarak uygulanacak.
GÖSTERGE FAİZ TARİHİ DÜŞÜKTE
Gösterge faiz beklentinin üzerinde politika faizi indirimiyle yeni tarihi düşük düzeye indi. Merkez Bankası politika faizinde piyasa beklentisinin üzerinde gerçekleştirdiği 50 baz puanlık indirim sonrası gösterge tahvilde bileşik faiz yaklaşık 20 baz puanlık düşüşle yüzde 5.50 seviyesinin altına geriledi. Başbakan Tayyip Erdoğan, 5 Nisan'da yüzde 6'lık faizin yüksek olduğunu açıklamış, faiz düşüşe geçmişti.
CARİ AÇIKTAKİ ARTIŞ SINIRLI OLACAK
Kuruldan yapılan açıklamada şöyle denildi: "Son dönemde açıklanan veriler iç ve dış talep gelişmelerinin öngörüldüğü şekilde seyrettiğini göstermektedir. Yurtiçi nihai talep sağlıklı bir toparlanma sergilerken, ihracat zayıf küresel talebin etkisiyle yavaşlamaktadır. İç talepteki canlanmaya bağlı olarak cari işlemler açığında bir miktar yükseliş gözlenmektedir. Bununla birlikte, mevcut politika çerçevesi ve emtia fiyatlarında gözlenen düşüş cari işlemler açığındaki artış eğilimini sınırlayacaktır.
KREDİ ARTIŞ ORANI REFERANS DEĞERDEN YÜKSEK
Yakın dönemde sermaye girişleri tekrar hızlanma eğilimi gösterirken kredi artış oranları referans değerin üzerinde seyretmektedir. Kurul, finansal istikrara dair risklerin dengelenmesi amacıyla, mevcut konjonktürde bir yandan faiz oranlarının düşük tutulmasının diğer yandan döviz rezervlerini artırıcı yönde makro ihtiyati tedbirlere devam edilmesinin yerinde olacağını belirtmiştir.
Bu doğrultuda, kısa vadeli faizlerde indirime gidilirken rezerv opsiyonu katsayılarının artırılmaya devam edilmesi uygun bulunmuştur.
Öte yandan, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin ve sermaye akımlarındaki oynaklığın sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtilmiştir. Bu doğrultuda, alınan tedbirlerin krediler, yurtiçi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır."
FAİZ NEREDEN NEREYE GELDİ?
20.05.10 - 7.00
17.12.10 - 6.50
21.01.11 - 6.25
05.08.11 - 5.75
19.12.12 - 5.50
ROK'TA 0.2 PUANLIK ARTIŞ
Bu arada Merkez Bankası, bankaların TL zorunlu karşılıklarının döviz olarak tutulmasına ilişkin rezerv opsiyon katsayısını (ROK) ilk dilim hariç bütün dilimlerde 0.2 puan artırdı.
Merkez Bankası, TL zorunlu karşılıkların altın olarak tutulmasına ilişkin rezerv opsiyon katsayısında değişikliğe gitmedi.
MERKEZ BANKASI AGRESİFLEŞİYOR
İntegral Menkul Değerler Araştırma Müdürü Egemen Candır, Merkez Bankası'nın kararını şu şekilde yorumladı:
"Bugün gerçekleşen Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nda Merkez Bankası'nın gecelik politika faizinde beklentilerden fazla bir oranda indirime giderek, 50 baz puan indirime gittiğini ve faizi yüzde 5,0 seviyesine çektiğini görmekteyiz. Merkez Bankası'nın, faiz koridorunun üst bandında bir önceki toplantıda başladığı indirime de devam ederek 50 baz puanlık bir indirim yaptığını ve alt bantta ise iki önceki toplantıdaki uygulamasına devam ederek 50 baz puan indirime gittiğini görmekteyiz.
Türkiye'de son zamanlarda iyileşme eğilimi duraksamaya uğrayan cari açık rakamlarına para politikası üzerinden baskı oluşturmak adına yapıldığını düşündüğümüz bu ayarlamalar ile Merkez Bankası'nın küresel yavaşlama ve emtialardaki geri çekilmelerin dolayısı ile de enflasyon endişelerini arka plana attığını düşünüyoruz.
Daha önceki açıklamalarında, Euro Bölgesi başta olmak üzere küresel belirsizliklerden endişelerini belirten Merkez Bankası'nın, özellikle geçtiğimiz aylarda değerli kalmaya devam eden Türk Lirası'na müdahaleye devam ettiğini görüyoruz. Kredilerdeki büyüme oranının hedeflerden sapmasından rahatsızlık duyan Merkez Bankası'nın, Zorunlu Karşılık oranlarını ve ROK'ları yükselterek piyasadan bir kısım likidite çekmeyi amaçladığını görmekteyiz.
TC Merkez Bankası'nın, yurt dışı ve yurt içi zayıflıklara ve TL'deki değerlenmelere karşılık bu adımlarının, dövizlerde TL karşısında sınırlı değerlenmelere neden olduğunu görmekteyiz. Banka'nın önümüzdeki toplantılarda bu uygulamaya devam ederek 2013'ün ilk yarısında faiz koridorunun üst bandını gevşetmeye devam ederek şu anki yüzde 7 seviyelerinden yüzde 6,25 seviyelerine çekebileceğini, politika faizini ise yüzde 5,0'dan yüzde 4,25'e çekerek TL'de gevşemelere devam edebileceğini düşünmekteyiz."
PARA POLİTİKASI KURULU KARARI:
Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile Bankamız bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve Borsa İstanbul Repo–Ters Repo Pazarı'nda uygulanmakta olan faiz oranlarının aşağıdaki gibi indirilmesine karar vermiştir:
a) Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 5,5'den yüzde 5'e indirilmiştir.
b) Gecelik faiz oranları: Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 4,5'ten yüzde 4'e; borç verme faiz oranı yüzde 7,5'den yüzde 7'ye, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı ise yüzde 7'den yüzde 6,5'e indirilmiştir.
c) Geç Likidite Penceresi Faiz Oranları: Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutulmuş, borç verme faiz oranı yüzde 10,50'den yüzde 10'a indirilmiştir.
Son dönemde açıklanan veriler iç ve dış talep gelişmelerinin öngörüldüğü şekilde seyrettiğini göstermektedir. Yurt içi nihai talep sağlıklı bir toparlanma sergilerken, ihracat zayıf küresel talebin etkisiyle yavaşlamaktadır. İç talepteki canlanmaya bağlı olarak cari işlemler açığında bir miktar yükseliş gözlenmektedir. Bununla birlikte, mevcut politika çerçevesi ve emtia fiyatlarında gözlenen düşüş cari işlemler açığındaki artış eğilimini sınırlayacaktır.
Yakın dönemde sermaye girişleri tekrar hızlanma eğilimi gösterirken kredi artış oranları referans değerin üzerinde seyretmektedir. Kurul, finansal istikrara dair risklerin dengelenmesi amacıyla, mevcut konjonktürde bir yandan faiz oranlarının düşük tutulmasının diğer yandan döviz rezervlerini artırıcı yönde makro ihtiyati tedbirlere devam edilmesinin yerinde olacağını belirtmiştir. Bu doğrultuda, kısa vadeli faizlerde indirime gidilirken rezerv opsiyonu katsayılarının artırılmaya devam edilmesi uygun bulunmuştur.
Öte yandan, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin ve sermaye akımlarındaki oynaklığın sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtilmiştir. Bu doğrultuda, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır.
Küresel talepteki yavaşlama ve emtia fiyatlarının görünümü enflasyona ilişkin yukarı yönlü riskleri azaltmaktadır. Bununla birlikte, iç talep ve kredilerdeki artışların fiyatlama davranışları üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul'un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.