Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Dayak yemeyen kaldı mı?

Öyle Bir Geçer Zaman ki, sıra dayağına devam ediyor. Her hafta birkaç kişinin darp edildiği dizide bu hafta da tekmeler, tokatlar, yumruklar konuştu. Balıkçıyı kıskanan Ali Kaptan zavallı adamı balık halinin ortasında iyice bir benzetti. Meğer balıkçı da attığı bir tokat nedeniyle oğlunun intihar etmesine sebep olmuş. Hakan, Berrin'e tokat attı. Aylin, kuzenini tartakladı. Üniversitede kavga çıktı, Ahmet'in ağzı burnu dağıldı. Daha önce de yazdım. Diziye 'Öyle Bir Döver Zaman ki' ismi daha çok yakışırdı! Bu arada dizi yeni nesle 'eski model chat'leşmenin nasıl olduğuna dair' bilgiler de verdi. Berrin ile Ahmet, konuşmanın yasak olduğu kütüphanede, karşı karşıya otururken aynı kağıda sırayla mesaj yazıp birbirlerine uzatıyorlardı. Günümüze zekice bir göndermeydi. Diğer taraftan Ali Kaptan'ın yeniden denizlere açılmasına hiç gerek yok. Bence direkt inşaat işine girmeli. Baksanıza, Cemile'nin evine girdi, etrafa şöyle bir göz attı, sonra kamyonla getirdiği doğramalar, şıp diye kapılara, pencerelere uydu. Hiç ölçü almadan bunu becerebiliyorsa, elinde metreyle plaza diker bu adam... Ve Mete.... Uzun zamandır eli gitarlı Mete'ye bakıp bakıp, "Yahu ben bu çocuğu birine benzetiyorum ama kime?" deyip duruyordum. Sonunda buldum. Evet, evet, Mete büyüyünce Ersan Erdura olacak. Vallahi tıpatıp o!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA