Biliyorum Fazıl Say'ın "Türk halkının arabesk yavşaklığından utanıyorum" sözüyle fitili ateşlenen polemik, kabak tadı vermeye başladı. Ancak her şeye rağmen bu polemik üzerinde daha çok kafa yormalıyız. Tartışma konumuz da Say'ın kaba tavrı olmamalı. Biz, daha derine inmeliyiz... Mesela; bu polemiği Kemalist elitistlerin 'göbeğini kaşıyan' vatandaşlarını Cumhuriyet'in kurulmasından bu yana istedikleri kıvama getirememeleri ekseninde tartışanlar bile var. İşte marksist.org adresli sitenin 'arabesk yavşaklığı' polemiğine getirdiği, farklı yorumdan bir bölüm: "Arabesk, Türkiye'de çoğu zaman varoşların; yoksul, sıradan insanların öfkesini ifade eden bir müzik türü... Fazıl Say gibiler her zaman 'popüler kültür'e karşı, sahte bir karşı duruş içindedirler. Her şeyin metalaşması onları rahatsız ediyor gibidir, 'yüksek kültür'e zarar veren bu tür eğilimlere karşı durur, tüm toplumun yüksek kültür ürünlerine ulaşmasını isterler. Oysa onların asıl karşı çıktıkları, ezilenlerin duygularını ifade biçimidir. Bu sesten korkmakla kalmazlar; tiksinirler! Onlar, Kemalizmin 'aydınlığına', Cumhuriyet elitlerinin ideolojisine sığınarak ayakta kalırlar. Kimi zaman Mine Kırıkkanat gibi 'kıllı insanlar'dan bahsederek, kimi zamansa Say gibi 'göbeğini kaşıyan adam'dan, 'arabesk yavşaklığı'ndan dem vururlar. Say'ın tartışmasının estetik beğenilerle bir ilgisi yok! Kitlelere duyulan nefretin, dolaysız yansıması böyle oluyor." Not: Yazının tamamını marksist.org adresinden okuyabilirsiniz.