Deniz BAĞRIAÇIK/ Aktuel.com.tr
Geçtiğimiz aylarda, İtalya'da L'Aquila depremininin öncesinde herhangi bir deprem beklemediklerini belirten yedi İtalyan bilim adamının altışar yıla çarptırılması tüm dünyada yankı uyandırmıştı. Özellikle, Türkiye'de depremlerin ön görülebileceğine inanan birçok kişi var. Üstelik ilginç ve farklı yöntemlerle bunları yapabiliceklerini iddia ediyorlar.
Peki depremler bugünkü bilimsel verilerle önceden tahmin edilebilir mi? Bulutlar gerçekten de felaketlerin habercileri olabilir mi? aktuel.com.tr olarak merak edip işin uzmanlarına sorduk.
Pof.Dr.Okan Tüysüz, İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü ve Maden Fakültesi
"Sadece büyüklüğünü söyleyerek tahmin etmiş sayılamazsınız"
Depremi öngörebildiğimizi iddia etmek için üç temel öğenin varlığına ihtiyacımız vardır. Bunlar: Depremin yeri, zamanı ve büyüklüğünün tam olarak bilinmesidir. Örneğin 7 büyüklüğünde bir depremin nerde ne zaman olacağını söylemeden sadece büyüklüğünü söyleyerek tahmin etmiş sayılamazsınız.
"Ciddi yanılma payları vardır"
Bunu da bugünkü bilgi seviyesi ile söylemek pek mümkün gözükmemektedir. Örneğin bugün 100km'lik bir fay hattı 10-15 km'lik bir derinlikle kırılmaktadır. Biz bu derinlikte yerin sıcaklığını, gözenekler içerisindeki sıvıların nasıl davrandığını, fayın iki bloğu arasındaki sürtünmenin ne tür bir etki yarattığını, bir önceki depremden ne kadar stres kaldığını ve kayaların üzerlerine uygulanan stresi nasıl karşıladıkları konusunda sadece tahminde bulunabiliriz. Orada doğrudan gözlem ya da ölçüm yapmak mümkün değildir. Bunları bilmeden de deprem tahmini yapamazsınız, ancak bazı yaklaşımlar denersiniz. Bunda da ciddi yanılma payları vardır.
"Yakın bir gelecekte de konuyu bilmemize imkân yoktur"
Yakın bir gelecekte de konuyu bilmemize imkân yoktur. Yakın gelecekten de kastım 20-30 senedir. Unutmayalım ki yer bilimi genç bir bilim, 1900 yılların başında olgunlaşmaya başladı ve 1970'lerde büyük devrimler yaşadı. Deprem bilimi ise yerbilimlerinden çok daha genç. Yani üzerinde yaşadığımız dünya hakkında öğrenmemiz gereken daha çok konu var. Bu nedenle de deprem kestirimi yapamadı diye herhangi bir bilim adamını cezalandırmak kesinlikle yanlıştır. Bilim adamlarının da insanları umutlandırmak yerine bilinenleri, tahminlerini ve bunların yanında olasılıkları ve yanılma paylarını da belirtmesi gerekir.
Kadir Sütçü, Ziraat Mühendisi, emekli öğretmen, deprem tahmincisi.
"Depremleri tahmin etmek mümkün"
Depremleri tahmin etmek mümkün ancak bunun mümkünlüğünü ne yazık ki bilim dünyası anlamış değil. Ben bununla ilgili ciddi çaba gösteriyorum. Meteoroloji depremlerle ilgili müthiş önemli ipuçları veriyor. Düşünsenize, tüm evren birbiriyle ilintili. Doğada bazı şeyler haberci. Daha öncede bir sürü tahminde bulundum. Kimse bunları görmüyor. Bakın altını çiziyorum, bulutlar çok önemli. Depremler ile meteorolojik olayların korelasyonu var. Sera gazlarının etkisi var, çevre kirliliklerinin de.
"Su döngüsü ve bulut oluşumları depremlerin habercisi"
İnternette bilgi paylaşımının hızlı olmasına rağmen 11 Kasım 1999 yılından beri gözlemler ve deneyler ile elde ettiğim bulguların istatistik verilerinin sonucunda oluşan bilimsel verilerle eğitim ve öğretimin temeline oturtulan su döngüsü ve bulut oluşum tanımlarındaki eksik bilgilerin yeniden düzenlenmesini gerektirecek bilimsel bilginin bilim çevreleri tarafından kabul görmemesine şaşıyorum. Depremlerin yeri, büyüklüğü ve zamanı bilinmez diyorlar. Bu bilinmezliği meydana getiren en önemli ve gizlenmiş görünmeyen sebebi: Su döngüsü ve bulut oluşum tanımlarındadır. Bu tanımlar değiştiğinde ve depremler öncesi ve sonrasında bulut oluşumunun korelasyon gözlemleri yapıldığında; Depremlerin yeri, büyüklüğü ve zamanı bilinir hale gelir.