Gelecek senenin Türkiye için krizin yaralarının sarılmaya başladığı istihdam rakamlarının artmaya başladığı, işsizlik oranın da küçük de olsa düşüşlerin yaşanacağı bir yıl olacağını ifade etti.
Ali Babacan, Active Academy 7. Uluslararası Finans Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, küresel ekonomik krizde gelinen noktada dünyanın her yerinde toparlanmanın başladığını kaydetti. Krizden çıkış stratejilerinin tartışıldığı bir dönemde Türkiye'nin eylülde 3 yıllık bir program hazırladığını belirten Babacan, kriz döneminde hem finans sektörününün bir sorun yaşamaması, hem de çıkış stratejisini en erken hazırlayan ülkelerden biri olmasının Türkiye'nin itibarını artırdığını kaydetti. Başbakan Yardımcısı tedbiri elden bırakmayacaklarını belirtirken, şöyle konuştu:
"Ancak rehavete asla yer yok. 'Biz üzerimize düşeni yaptık. Biz planımızı programımızı yaptık' deyip rahatlayacak bir ortam da yok. Dünyadaki ekonomik toparlanmanın istihdam üretmeyen bir toparlanma olduğuna ben dikkatinizi çekmek istiyorum. Toparlanmaya rağmen işsizlik oranı artmaya devam ediyor. Özellikle reel sektör kriz sırasında işten çıkardığı elemanları tasarruf adına karlılık adına çok ihtiyaç olmadıkça yeni eleman almıyor. İstihdamda toparlanma olmazsa pekçok ülkedeki iç tüketime bağlı beklenen ekonomik toparlanmada da tehirler (gecikmeler) sözkonusu olabilir. Buna da son derece dikkat etmek gerekir."
"Bir yandan rislere dikkat etmeliyiz. Bir yandan da pek çok uluslararası kuruluşunun beklediği gibi Türkiye ekonomisinin artık toparlanma dönemine uygun politikalarını da uygulayacağız." diyen Babacan, 2010'un önemli bir sene olacağını kaydetti. Gelecek senenin Türkiye için krizin yaralarının sarılmaya başladığı istihdam rakamlarının artmaya başladığı, İşsizlik oranın da küçük de olsa düşüşlerin yaşanacağı bir yıl olacağını ifade eden Babacan, "Türkiye, ihracata dayalı, iç tüketime dayalı bir miktar daralmaya rağmen krizi en az hasarla atlatan ülkelerden birisi oldu. Bundan sonraki dönemde de Türkiye'nin geleceğine güvenerek hareket edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"BANKALARIMIZIN MALİ YAPILARINI GÜÇLENDİRMEK ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ OLDU"
Başbakan Yardımcısı Babacan, ekonomi yönetiminde olmazsa olmaz unsurun güven olduğunu belirterek, üretim, tüketim ve yatırımın ancak güvenle artacağını ifade etti. Finansal sistemin sağlıklı bir şekilde işlemediği noktalarda bankaların kaynak sağlama işlevini sağlıklı bir şekilde yerine getiremeyeceğini anlatan Babacan, "Bunun bilinci içerisinde ekonomide güven ve istikrarı sağlamak, bankalarımızın mali yapılarını güçlendirmek bizim öncelikli hedefimiz oldu." diye konuştu.
"KAMU BANKALARINDA NEREDEN NEREYE"
Özel ve kamu bankalarının sermaye yapılarını güçlendirdiklerini de aktaran Babacan, 1990'lı yıllardakinin aksine bugün kamu bankalarının sektörün ortalamasından daha düşük takipteki alacaklara sahip olduğuna işaret etti. Babacan, şöyle devam etti:
"Nereden nereye. Beklersiniz ki kamu bankaları siyasi direktiflerle sağa sola kredi dağıtır. Bundan sonra da bunların önemli kısmı batar. Bu dönemde eğer kamu bankalarının takipteki alacakları sektörün ortalamasından düşükse bu Türkiye'deki kamu yönetimi anlayışının nereden nereye geldiğinin en önemli noktalarından bir tanesi. Bunlar siyasi parspaktiften bakıldığında akıntıya kürek çekmektir belki. Hele de böyle dönemlerde 'Kamu bankaları niye sağa sola para dağıtmıyor? O kadar sermayeleri var' gibi tuzaklara asla düşmeyiz. Asla. Ekonomik realite neyi gerektiriyorsa onu yapacağız. 10 yıl, 20 yıl sonranın sorumluluğunu hissediyoruz."