İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr
Tarımsal kaynaklı biyoyakıtların yüzde 6 ile sınırlandırılmasına karşın Avrupa, 2020 yılına kadar taşımacılık için harcanan enerjinin yüzde 10'unun yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi hedefini korumaya devam ediyor. Parlamentoda yapılan oylamada, 2020 yılına kadar taşımacılık için harcanan enerjinin en az yüzde 2,5'inin deniz yosunu veya atıklardan elde edilen bu biyoyakıtlardan oluşması gerektiği de karara bağlandı. Bu da kararın ardından Avrupa'da, deniz yosunu veya belli atıklardan elde edilecek alternatif 'ileri düzey biyoyakıtlar'ın hızla geliştirilmesine ağırlık verileceği anlamına geliyor.
Oylama öncesinde Avrupa Parlamentosu Çevre, Halk Sağlığı ve Gıda Güvenliği Komitesi yüzde 5,5 üst sınır önermişti. Daha düşük bir sınırı destekleyen Fransa'nın Avrupa Parlamentosu Üyesi Corinne Lepage, yüzde 6 sınırında anlaşmanın bir başarı olduğunu, biyoyakıt sektöründe inovasyonu harekete geçireceğini ve gıda kaynaklı olmayan daha temiz biyoyakıtların geliştirilmesinin önünün açacağını belirtti.
Şimdi soru şu: Yüzde 6'lık bu üst sınır, biyoyakıtlarda inovasyonu harekete geçirecek mi? 2012 yılı itibariyle dünya genelinde temiz biyoyakıt yatırımları 100 milyar dolara yaklaşmış durumda. İşin bu tarafından bakıldığında muhtemel cevap, evet.
Öte yandan bu karar gerek AB'nin gerekse de ABD ya da Brezilya, Hindistan gibi diğer büyük üretim bölgelerinin biyoyakıt politikalarında herhangi bir U dönüşü anlamına gelmiyor. Bunun nedeni, tarımsal ürün fiyatlarının düşmeye devam etmesi, yani geçmişte de tarım ürünlerindeki yüksek fiyatların tek nedeni biyoyakıt üretimi değildi. Bu nedenle AB'nin de diğer büyük biyoyakıt üreticisi ülkelerin de çevre ve yakıt güvenliği için biyoyakıt politikasını devam ettirecekleri konusunda şüphem yok.
Ancak asıl olan gıda üretimidir. Çünkü Avrupa Birliği Ortak Araştırma Merkezi'nin (JRC) yeni raporu, biyoyakıtlara verilen sübvansiyonlara atıfta bulunarak, Avrupa'da 2020 yılında bitkisel yağlar gibi bazı gıda ürünlerinin şimdikine oranla yüzde 50 daha ucuz olacağını ortaya koyuyor.
Gıda fiyatlarını etkileyen birçok neden ve kuraklık gibi dönemsel etkenler mevcut. Bu nedenle gıda fiyatlarındaki iniş ve çıkışlar, önümüzdeki birkaç on yılda kendimizi bir dönme dolaptaymışız gibi hissetmemizi sağlayabilir. Biyoyakıtlar da bu dönme dolabın bir parçası. Bu da asıl sahip olmamız gereken şeyin, istikrarlı politikalar olduğunu gösteriyor.