Maden ağalarına neşter geliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Hamudu ile götürüyorlar. Belki birilerinin canı yanacak ama bu adımı atmak zorundayız" dediği maden sektörü bir yıllık çalışmayla mercek altına alındı. Bugüne kadar birçok maden şirketi teşviklerle milyarlar kazanırken, devlete katkıları yerinde saydı. Madencilik sektörünün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'daki (GSYİH) payı yıllık 11 milyar dolara ulaşmasına rağmen, madenlerden devlete 2012'de sadece 350 milyon TL ödendiği tespit edildi. Bu kapsamda madenlerden devletin aldığı payın artırılması gündeme geldi.
10 TRİLYONA ULAŞIYOR
Jeolojik olarak çeşitliliğe sahip Türkiye'nin madenlerinin ekonomik değeri hakkında 2.5 ila 10 trilyon dolar arasında çeşitli rakamlar telaffuz ediliyor. Son dönemde fiyatların da artması ile maden yatırımları hız kazanırken, buralardan devletin elde ettiği gelir ise düşük düzeyde. Oysa Anayasa'ya göre madenler devletin. Madenlerin işletmesi özel sektöre verilirken "devlet hakkı" adı altında bir pay alınıyor. Alınan hakkın oranı ise yüzde 2 ila 5 arasında.
DEVLERİ GERİDE BIRAKTI
2000'de Türkiye'de sıfır olan altın üretimi, fiyatların artmasıyla büyük ivme kazandı. Son dönemde gündeme gelen Koza Grubu'nun başını çektiği altın üreticileri Türkiye'de yıllık 30 ton altın üretimiyle Avrupa'da ilk sırayı aldı. Milyarlarca dolarlık büyüklüğe ulaştı. Ancak altın madencilerinin "devlet hakkı" kapsamında ödediği para ise 2012'de sadece 90 milyon lirada kaldı. Son 1.5 yıldır büyük madenlerin özel sektöre verilmesi durdurulurken Başbakanlık'ta toplanan komisyon Türkiye'deki tüm madenleri mercek altına aldı.
HAMUDU İLE GÖTÜRÜYORLAR
Başbakan
Erdoğan, "Birileri alavere dalavere ile maden ruhsatları almış. Ucuz imkânlarla elde edip sonra cüzi rakamlarla kiralıyorlar. Ödedikleri devlet payı ise yüzde 5. Hamudu ile götürüyorlar. 4 bin 500 metrekare alan için 3-5 bin TL ödüyor, sonra da ayda bin TL veriyor. Belki birilerinin canı yanacak ama bu adımı atmak zorundayız" demişti. İlk etapta altın, bakır gibi yüksek gelir elde edilen madenler başta olmak üzere alınan yüzde 2'lik devlet payı arttırılacak. Ancak hem madenlerin ekonomiye kazandırılması hem de sektörün önünün kapatılmaması için özel kriterler konulacak. Bunda da madenin "tenör"ü esas alınacak. Yani işletme ve madenin çıkarma maliyetine göre devlet hakkı yeniden belirlenecek. Çok kazanandan çok devlet hakkı alınacak.