İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr
Şimdi herkes referandumun ardından neler olabileceğinin hesabını yapıyor. Kırım, Rusya içerisinde özerkliğini sürdürecek mi yoksa başka seçenekler mi konuşulmaya başlanacak? Bununla birlikte referandum sonucunun dünya ekonomisine yansımaları ne olacak?
Ancak Ukrayna'da henüz sular durulmuş değil. Henüz dünyanın çok fazla gözü önüne çıkmasa da Kırım benzeri bir problemi daha var Ukrayna'nın. Kharkov bölgesinin de çeşitli talepleri var Ukrayna'dan. Bölge halkı, yönetimin Kharkov halkına devredilmesi ve ekonomik, sosyal ve güvenlik açısından özerklik gibi taleplerinin referanduma götürülmesini istiyor. Referandumun dünyaya duyurulması amacıyla Rusya Federasyonu'na başvurma kararı da alınmış durumda.
Dolayısıyla gelişmeler, Batı ile Rusya arasındaki gerginliğin daha uzun süre devam edeceğini gösteriyor. Avrupa sanayisinin Rusya'ya olan enerji bağımlılığı, kısa vadede sorunun çözüme kavuşması ya da bir uzlaşma zemininin oluşması ihtimalini kuvvetlendirebilir. Nitekim Rusya'ya en sert çıkışı yapan Almanya, Putin'in diplomatik seçeneklerine de kapıyı açık bırakmış durumda.
Öte yandan, bugünden itibaren Rusya'ya karşı ekonomik yaptırımlara başlayabileceğini açıklayan ABD yönetimine karşın, geçtiğimiz günlerde Amerikalı bazı basın yayın organlarının haberlerinde, pek çok ABD'li şirketin Rusya'ya yönelik olası ekonomik yaptırımlardan rahatsız olduğu bilgisi yer aldı. Ben, pek çok Avrupalı şirketin de aynı kanaatte olduğunu düşünüyorum. ABD ve Rusya arasındaki karşılıklı yaptırımların sadece iki ülke arasında değil, uluslararası sistemde de bir kısır döngüye yol açacağı endişesi hakim.
Henüz ne AB'den ne ABD'den ne de Rusya'dan resmi olarak herhangi bir yaptırım haberi gelmedi. Hem Batı hem de Rusya'nın olası yaptırımlardan zarar göreceğini kaydeden uzmanlar, Rusya'nın daha fazla zarar görme ihtimali olduğu konusunda hemfikirler. Mart sonuna kadar Rusya'dan çıkacağı hesaplanan yabancı yatırım miktarının 50 milyar doları geçeceği konuşuluyor.
Diğer taraftan Ukrayna, bir süre öncesine kadar bir Amerikan şirketiyle 1 milyar dolarlık petrol ve doğalgaz anlaşması yapmayı planlıyordu. 2017 yılında hayata geçmesi beklenen proje ile Ukrayna'nın ve doğal olarak Avrupa'nın Rusya doğalgazına olan bağımlılığının azaltılması hedefleniyordu. Ancak gelişmeler buna izin vermedi. İşte Kırım tam da bu noktada öne çıkıyor çünkü Karadeniz'deki petrol ve doğalgaz havzalarının Kırım'a yakın olduğu belirtiliyor.
Eğer önümüzdeki dönemde kriz sadece Kırım'la sınırlı kalırsa, ABD, AB ve Rusya ilişkileri, diğer yandan bununla ilintili bölgesel ticari ilişkiler bir süre sonra normale dönebilir. Ya normale dönmezse ve kriz devam ederse sorusunun cevabı, bence, endişelerle dolu. Kharkov'daki gelişmelerde olduğu gibi Ukrayna'da işlerin henüz durulmadığını da unutmamak lazım.
Muhtemelen 2014 yılında bir ekonomik soğuk savaşın şu durumda istenebilecek en son şey olduğunu düşünüyorum. Yoksa bunun olumsuz etkilerin, Birleşmiş Milletler, G20, G8, diğer bölgesel iş birliği projeleri ve giderek küresel ekonominin tamamına kadar derinden hissedilecektir.