İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr
İklim değişikliğinin küresel etkileri nedeniyle gıda, su ve enerji güvenliği küresel gündemin ilk sırasında yer alıyor. Ancak bunlardan yalnızca birinin güvenliğinin sağlanması sorunun çözümü için yeterli değil. Çünkü birinde yapılacak iyileştirme çalışmalarının diğerlerini de etkileme potansiyeli var.
Konu AB için hayati derecede öneme sahip. Bir yandan azalan doğal kaynaklar, diğer yandan ekonomik krizin birçok tüketicinin alım gücünü zayıflattığı ve işsizlik seviyelerini yükselttiği, kısacası yoksullaştırmaya başladığı Avrupa… Eylül 2013'te kurulan 13 üyeli AB Gıda Sürdürülebilirliği Üzerine Paydaş Diyalog Grubu, bu gerçeklerden hareketle 22-25 Mayıs 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek Avrupa seçimleri öncesinde yayınladığı deklarasyonla, hem bu gerçeklere dikkat çekti hem de Avrupa gıda zincirini daha sürdürülebilir hale getirme konusundaki önerilerini kamuoyu ile paylaştı.
Aralarında AB Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Konfederasyonu (FoodDrinkEurope), EuroCommerce, Avrupa Bağımsız Ticaret Derneği, AB Çiftçileri ve Kooperatifleri Birliği (Copa- Copega) ve Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWF) gibi AB'nin en büyük 13 sivil toplum kuruluşunun bulunduğu Diyalog Grubu, bu deklarasyonla 2014 ve sonrasına yönelik somut adımlar atılmasını istiyor. Gelecek nesiller için gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğini korumak amacıyla acilen bir bütünsel yaklaşım geliştirme ihtiyacına vurgu yapılan bildiride, gıda zincirinin, sürdürülebilirliğin üç önemli ayağı olan sosyal, ekonomik ve çevresel boyutunun her birinde önemli rol oynadığına dikkat çekiliyor.
Deklarasyonun sonuç bölümünde, sürdürülebilirliğin üç ayağı göz önünde tutularak, AB paydaş platformları arasında gıdayla ilgili farklı politika hedeflerindeki uyumun güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bunu sağlamak için mevcut AB kanunlarının düzgün bir şekilde uygulanması ve etkili yaptırımlar getirilmesi isteniyor.
AB gıda zincirinde yer alan çiftçilerden gıda üreticileri ve perakendecilerine kadar çeşitli paydaşları bir araya getiren Diyalog Grubu'nun önerilerinin bir kısmını, Avrupalı sivil toplum kuruluşlarının ortak çözümlerini görmemiz açısından buraya aldım. En önemli ticaret ortağımız ve aynı zamanda en önemli rakibimiz olması dolayısıyla bizi de yakından ilgilendiren önerilerden bazıları şöyle:
AB tarım ve balıkçılık, sağlık ve tüketiciler, atık yönetimi ve enerji politikalarından başlayarak gıda zincirinde yer alan AB paydaş platformlarının gıdayla ilgili farklı politika amaç ve araçları arasındaki uyum geliştirmeli.
Gıda zincirinin önemine dair farkındalık arttırılmalı ve girişimcilik teşvik edilmeli ve desteklenmeli.
Uluslararası ticaret görüşmeleri çerçevesinde AB gıda ve içecek ürünleri ve ham maddeleri için daha iyi pazar erişimi fırsatları güvence altına alınmalı.
AB ortak pazarının daha iyi işlemesi için topluluk içi ticaret engelleri ortadan kaldırılmalı.
Avrupa gıda zincirinin küresel rekabetçiliğini geliştirmek için KOBİ'ler ve kooperatifler finansa ve teknik desteğe hızlı ve kolay erişmeli.
Gıda israfıyla ilgili AB çapında farkındalık arttırılmalı.
Doğru bilgi aktarımı yoluyla tüketicilerin sürdürülebilir ve sağlıklı yaşam tarzı tercihleri yapmasına yardımcı olunmalı.
Fiziksel aktivite ve beslenme eğitimi yoluyla (örneğin AB okul meyve ve süt projesi) çocuklara yönelik eğitim güçlendirilmeli.
Uluslararası anlaşmalarla aynı doğrultuda sera gazı emisyonunun azaltılması desteklenmeli. AB çevresel ayak izi metodolojileri uluslararası uyumlu olmalı.