Dünyada dev şirketlerin rekabet alanı haline gelen çikolata tablet haline getirildikten sonra kitlelerin tüketim maddesi haline geldi. Meksika Körfezi kıyısında Milattan Önce 1500'lerde ortaya çıkan, Avrupa'nın eline geçmeden önce Güney ve Orta Amerika halkları tarafından yüzyıllardır balla ve çeşitli baharatlarla karıştırılarak soğuk ya da sıcak içilen çikolatanın hikâyesi tahminen 150 yıldan daha fazla değil. Türk toplumunda yaygınlaşan çikolata Avrupa'nın aksine sadece üst sınıfın tükettiği bir şey değil. Saadet Özen, çikolatanın tüm bu tarihsel serüvenini, Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan "Çukulata: Çikolatanın yerli tarihi" isimli kitabında eski fotoğraflar ve resmi belgelerle işleyerek 'çukulatanın' Türk toplumundaki yerini özetledi.
SANAYİYLE YAYGINLAŞTI
Aztek ve Maya halklarında kraliyet ailesi ve seçkinlerin içecek olarak kullandığı çikolatayı 16'ncı yüzyılda Avrupa'yla yine bir grup Maya halkı tanıştırdı. Avrupa'da uzun süreler boyunca belirli bir sınıfın tükettiği çikolatanın yaygınlaşması ise 19'uncu yüzyılla birlikte oldu. Endüstriyel üretimle birlikte fiyatı düşen çikolatanın Türkiye'de kitleselleşmesi de bu zamanlara rastlıyor. İçecek olan çikolata yaşadığı form değişimiyle tablet halinde tüketilmeye bu yüzyılda başlıyor. Bununla birlikte orta sınıflar arasında yaygınlaşıyor.
OSMANLI'YA İLK GİREN NESTLE OLDU
Kitaba göre; 1854 yılında Osmanlı gümrüklerinden geçen çikolataların arşiv belgeleri var. 1856'da ise Menier çikolatasının İstanbul'da olduğu biliniyor. Osmanlı'da bilinen ilk resmi tedarikçi unvanını 'sarayın resmi çikolata tedarikçisi' olarak 1875 yılında Nestle aldı. Firma 1909 yılında Londra ve Paris'ten sonraki satış ofisini İstanbul Karaköy'de açtı. Zafer, Elit, Zambo gibi yerli çikolataların faaliyete geçmesi 20'nci yüzyılın ortasına kadar devam etti. Bugün İstiklal Caddesi üzerinde Beyoğlu Çikolatası ismiyle birkaç büfede satılan ambalajlı çikolatalar işte bu yerli markaların ürünleri.