Türkiye'nin, 1980 sonrası uygulanan liberal politikalarla kalkınma ve yapısal dönüşüm sürecini ivmelendirerek devam ettirmeyi başardığını belirten Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, "Bu doğrultuda, 1990'larda Türkiye'nin Avrupa Birliği ile entegrasyonu yolunda önemli adımlar atılırken, özellikle 1996'da yürürlüğe giren Gümrük Birliği anlaşmasının ülkemizin dışa açılma sürecinde önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz" dedi.
ZOR OLANI YAPTIK
Türkiye'nin 2001 döneminin ardından zor olanı yaparak, yapısal reform programıyla bir yandan ekonominin temellerini sağlamlaştırırken diğer yandan da kamu açıklarını hızla azaltmayı başardığının altını çizen Leblebici, "Kapsamlı bir yapısal reform programı uygulanarak kamu açıklarının azaltılması, Merkez Bankası'nın bağımsızlığının sağlanması ve bankacılık sektörünün sermaye yapısının kuvvetlendirilmesi ve sıkı denetimi sağlandı. Bunun da etkisiyle, 2002-2007 yılları arasında Türkiye'nin ortalama büyüme hızı yüzde 7'ye yakın seyretti. Kamu maliyesi tarafında olumlu sonuçlar alınırken, kamu borcunun GSYH'ya oranı da düşüş eğilimini korudu" diye konuştu. Bankacılık sektörünün net kârının 36 kat artışla 300 milyon dolardan 11 milyar dolara yükseldiğini, toplam aktiflerin yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 45'ten yüzde 104 seviyesine ulaştığını bildiren Leblebici, "Alınan tedbirler sonucunda, dönem dönem göğüslenen global ekonomik dalgalanmaların ardından Türkiye bankacılık sektörünün sağlam yapısıyla ekonominin dinamosu rolünü üstlenmeye devam ettiğini söyleyebiliriz. Son 30 yılda bankacılık sektöründe yaşanan tüm bu gelişmeler de büyüme potansiyelinin devamına işaret ediyor" dedi.
30 YILDA 30 KAT BÜYÜME
Finansal sağlamlığın önemli göstergesi olan yüksek sermaye yeterlilik rasyosu, karlı büyümesi ve inovatif yaklaşımıyla Türk bankacılık sektörünün dünyanın yakın takibinde olmayı sürdürdüğünü ifade eden Leblebici, "Sektör son 30 yılda, dolar bazında yaklaşık 30 kat büyüdü. Bu oldukça yüksek bir oran. Büyümeye devam ederken ülke ekonomisine olan katkısını da artıran bankacılık sektörü, finansal kaynakların giderek daha fazlasını özel sektöre kredi olarak kullandırıyor. Bu da bankacılık sektörünün reel sektöre sağladığı desteği artırarak sürdürdüğünün önemli bir göstergesi" diye konuştu.