90 yıllık lüks moda ikonu İtalyan Fendi'nin patronu Anna Fendi, Türkiye'nin üretim gücünün, özellikle Avrupa'da yaşanan krizde büyük avantaj sağlayacağını bunun ülkeyi öne çıkardığını söyledi. Bahçeşehir Üniversitesi'nin ilk Bahçeşehir Markalama Merkezi'nin (BBI) açılışı için Türkiye'ye gelen 82 yaşındaki Fendi, SABAH'ın sorularını yanıtladı.
GELENEKLERİNİZİ KAYBETMEYİN
Avrupa'da yaşanan krizin Türkiye'ye avantaj olarak yansıyacağını dile getiren Fendi, krizlerde kazanan taraf olmanın en iyi yolunun doğru fikirler ve yaratıcılık olduğunu vurguladı. "Üretimdeki güç Türkiye için ciddi bir artı olabilir. Biliyoruz ki arkasında üretim gücünü barındırmayan yaratıcılık çalışmaları, bir fikir olmaktan öteye gidemez. Bunun yanında hükümetin ve kurumların desteği, girişimci sayısının fazla olması ekonomik girdilere pozitif etki sağlar" diyen Fendi, Türkiye'nin Osmanlı hazinesini ve geleneklerini kaybetmeden inovatif ve modern olmaya odaklanması gerektiğini dile getirdi.
VERGİLERİ GÖZDEN GEÇİRİN
Türklerin çok yaratıcı olduklarının altını çizen Fendi, "Önemli olan doğru destekleri alıp yürümek. Burada hükümet ve kurumlara büyük iş düşüyor" dedi. Küreselleşmenin bütün kural ve sistemleri değiştirdiğine vurgu yapan Fendi, şöyle konuştu: "Türkiye dünyaya yayılmak istiyorsa izlediği bazı yolları değiştirmeli. Özellikle ihracat ve ithalatta vergilendirme sistemini, gümrük politikalarını yeniden gözden geçirmeli."
İLK 500 İÇİNDE HÂLÂ TÜRK YOK
Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ise Türkiye'nin marka çıkaramamasının en büyük nedenlerinden birinin pazarlama sıkıntısı olduğunu, BBI ile birlikte bu sıkıntıyı çözmek için önemli projeler üreteceklerini söyledi. Marka danışmanı Güven Borça ise Turquality kapsamına giren 150 markanın bugüne kadar 150 milyon lira harcadığını ama hâlâ ilk 500 arasında bir Türk markası olmadığını vurguladı.
BEN DE OSMANLI'YIM
Fendi ismi İzmirli bir levanten aileden geliyor. Ataları İzmir'de Efendizade ailesine mensup. İşe kürk üretimiyle başlayan babasının Osmanlı kökenli olduğunu, Fendi soyadının da Efendi'den geldiğini dile getiren Anna Fendi, "Bundan da büyük mutluluk duyuyorum. İstanbul'da kendimi evimde hissediyorum" dedi. Markayı 4 kız kardeşiyle birlikte yönettiklerini ancak yakın zamanda koltuğunu kızına bıraktığını vurgulayan Fendi, 1965'te stilist olarak Fendi'de çalışmaya başlayan Karl Lagerfeld'in de hâlâ markanın kreatif direktörü olduğunu ve kızıyla çalışmaya devam ettiğini söyledi.
BUTİK OTEL İŞLETİYOR
Koltuğunu kızına bıraktıktan sonra tutkunu olduğu iç tasarım işine odaklandığını ifade eden Anna Fendi, aileden kalma bir mülkü butik otele çevirdiğini söyledi. "Burada misafir ağırlıyorum. Bir yandan da şarap, sofra koleksiyonları üretmeye başladım. Güzellik tutkumu canlı tutmaya çalışıyorum" diyen Fendi, emekli olmayı düşünmediğini, çalışmaktan keyif aldığını kaydetti.
